Bombalarla kimin, neden öldürdüğü soruları önemli. Ama en hayati soru: Bombalara karşı biz kime güveneceğiz? Cevap, bundan sonraki hayatımızı nasıl yaşayacağımızı belirleyecek. Biz, bir devletler koalisyonuna mı güveneceğiz yoksa başka bir şeye mi?

El Kaide bağlantılı şirkete Irakta verilen ihaleyi sûkunetle karşılayanlar,Sinagoglarda patlama olduğunda, insanlığın asıl düşmanını teşhis etmenin coşkusunu yaşıyor. Ama Irakta sivillere yönelik saldırılar Vietnamda olduğu gibi, medyaya yansımıyor.

Rusyanın en zengin, dünyanın 26. zengin adamı, Yukosun patronu Mihayil Hodorovskiy tutuklanınca kıyamet koptu. Soros ve ABDnin militarist muhafazakârları hukuk devleti ve insan hakları için ayağa kalktı.

Lakota Siularına Paha Sapanın ellerinden alınması karşılığı yaklaşık 100 yıl sonra tazminat olarak verilen ve kimse el sürmediği için bankada büyümeye devam eden dolar çuvalı, Türkiyeye kredi olarak verilen dolar çuvalından kat kat daha zenginleştirici.

Madridde Irak işine bazıları çek yazıp ortak olurken, Almanya - Fransa - Rusya gene dışarıda kalmayı seçti. Aynı günlerde bir de AB Ordusu depremi yaşanıyor, ABDnin resti sonrası ağızlar yumuşuyor, sorun çözüldü havası yaratılıyordu.

Halliburton şirketi dünyanın ikinci büyük petrol rezervi Iraka ithal ettiği benzini hükümetine fahiş fiyattan faturalarken, Chevron Texaconun uluslararası bir anlaşma sağlanmadan Iraktan petrol kaçırması çok tuhaf değil.

ABD genetik tarım şirketlerinin uygulamalarını değerlendiren bir İngiltere raporunda, genetik bitkilerin İngilterede bazı kuş türleri de dahil olmak üzere bir dizi türün 20 yıl içinde yok olmasına yol açabileceği de belirtiliyor

Uluslararası barış grubu Voices in the Wildernessin Iraktan yeni ayrılan üyesi Kysia; Şiiler direnişe başlarsa durum değişir; bugünkü direniş solda sıfır kalır demişti. Şimdi, direnişin Şiilere sıçradığının işaretleri gelmeye başladı...

Amerikan yönetimi, serbest piyasada asker hayatının ucuzlaması nedeniyle kurşun geçirmez yelekleri alt önceliklere ittiğinde, ülkesinde sesler yükselmeye başladığında ne yapar? Kurmay subayı Tikritte kahvede çayını içerken kevgire dönmeyi bekleyecek mi?

2000lerin başlarında Birleşmiş Milletlere rağmen Iraktaki işgale askeri destek sağlamak, 40ların dünyasında Almanyaya zırh için kromit satmaktan daha ağır bir karar olabilir.

Levisın ABD sınırları içindeki son iki ve Kanadadaki üç fabrikası da kapanıyor. Böylece 1980 şirket çalışanı kapının önüne konacak ve Levis artık sadece Kuzey Amerika dışında, en çok da Asya ve Güney Amerikadaki fason üretim tesislerinde üretilecek.

BM Güvenlik Konseyinde veto gücü olan bir devlet, cinayet seçeneğinden söz eden başka bir devlete meşruiyet sağlamak için BMyi işlevsizleştirdi; şimdi, artık hiçbir gerekçeye dayandıramadığı bir işgali üstlenmediği için BMyi eleştiriyor.

Görünen o ki, özellikle 2001 sonlarından itibaren değişen şey, ABD ve AB ikilisinden birinin diplomasiyi terk ederken, diğerinin hâlâ diplomasiyi temel güç olarak kullanmaya çalışması. Ve fakat, bu olmuyor. Bu kadar şiddetin başka bir açıklaması olamaz.

Tarım Zirvesinde Vanderbiltin sözleri zenginlerle fakirlerin ortak şiarı: Toplumun Allah belasını versin. Ben hissedarlarım için çalışıyorum! Zenginler Dünyanın Allah belasını versin; fakirler Büyük devletlerle hissedarları için çalışıyoruz diyor.

ABD ile bir stratejik ortaklık ancak başka güçleri dengeleme amacı ile gerekçelendirilebilir. Teröre karşı mücadelede ya da Medeniyet Savaşında kader ortaklığı yapmak olarak değil. Iraka BM kararı dışında asker gidecekse, karar da böyle alınacak...

Doğanın bilgisi kime aittir? Birine ait olabilir mi? Olur. Direkt olarak hayatın kodu denilen genlere ilişkin bilgiler yıllardır şirketler tarafından patentleniyor.

1999da Avrupa pazarının kapısından dönen Monsanto ve diğer genetik tarım şirketleri, yıllarca mücadelenin ardından Avrupa Birliğine kapıları açtırmayı başardı.

İngiltere, tarihinde hiç alışık olmadığı türde bir olayın şokunu yaşıyor. Yüzlerce yıl önce Adadan kalkıp okyanusun öbür tarafına göç edenlerin yarattığı bol faili meçhullu politik gelenek okyanusu gerisin geri aşarak Adaya döndü.

GM tohumları geliştiren şirket, tohumlar üzerindeki mülkiyet hakkını hep koruyor. Sonsuza kadar! Yani hasattan sonra elde kalan tohumlar üzerinde çiftçilerin mülkiyet hakkı yok. O tohumları tekrar ektiğinde şirkete lisans bedeli ödeyecek.

İsrailin güneyindeki Dimonada tekstil fabrikası olarak gösterilen yerde, Dimona Centerda yılda 40kg silah sınıfı (weapon grade) plütonyum üretiliyor. En az 10, belki 20 yıldır. Tesis Amerikan hava savunma sistemleri tarafından korunuyor.