“Özel sektöre ait bir işletmeyi devlet işletiyor, böylece özel sektörün işletmecilik yeteneğinden faydalanılıyor! Tutarsız ve saçma”

Anayasa Mahkemesi, kamu hizmetlerinin aşama aşama özelleştirmesine yol verdi ve hükümetlere de kararlarıyla yol gösterdi.

Çok haklısın sevgili Dünya Bankası! Bak Türkiye’de yapılacak hastaneler için sana yolladıkları raporlar hiç de doğru değil. Nereden mi biliyorum?

10 yılda kamu özel ortaklığı projeleri 140 milyar dolara ulaşmış. Köprüler, otoyollar, şehir hastanelerinin de içinde olduğu bu projeler uzun vadeli yabancı para kredileriyle finanse ediliyor. “Bozdur doları” kampanyasına niye buradan başlanmadı.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, hekimlere yapılan ayrımcılığı inatla yapacaklarını “kusura bakmasınlar” diye izah etti.

Kamu-özel ortaklığı finansman yönteminin adı olup kamu maliyesine yükünün açıkça yer alması gerekiyor. Bu bir temenni değil, kural.

Torba torba kanunlarla acilen yapılanları üst üste koyunca ODTÜ mezunlarının pankartı akla geliyor: “Yönetilecek kamu mu bıraktınız”.

Adana, Elazığ ve Yozgat şehir hastaneleri için yabancı şirketler siyasi risk sigortası yaptırmışlar. Çok Taraflı Yatırım Garanti Anlaşması (MIGA) kapsamında yapılıyor bu sigortalar. Nedir bunun kapsamı?

Günde 15 binden fazla “teknolojinin” insana yardım eli uzattığını duyunca insan merak ediyor; bu hastalara nerelerde bakılıyor diye.

Recep Tayyip Erdoğan en büyük rakibinin bürokratik oligarşi olduğunu açıkladı; ne tesadüftür ki Ali Ağaoğlu da düşmanını “bürokratik oligarşi” olarak ilan etmiş; atacağı adımlara engel olunduğunu söyledi.

TMMOB ve TTB deliller karartılmadan inceleme yapmak için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvurdu. Bakanlık izin vermedi. Heyet, olaydan 19 ay sonra, 15 Aralık 20157te inceleme yapabildi.

Kalkınma Bakanlığı’nın raporuyla şehir hastanelerinin maliyetinin ilk defa resmi ağızdan açıklanmış olması. Malum “ticari sır niteliğinde” olduğu gerekçesiyle Sağlık Bakanlığı bu tutarları açıklamamıştı.

Yap-Kirala-Devret modeliyle yaptırılan büyük projeler fiilen garanti kapsamında. Bu projeler Resmi Gazete'de yayımlanmıyor. O nedenle vatandaşın sırtına binen yük için bir tahmin var sadece: 100 milyar dolar.

Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin yaptığı incelemeye göre Bilkent Şehir Hastanesi'nin küçük bir ruhsat sorunu olduğu da söyleniyor. Türkçesi koca hastanenin “kaçak inşaat” olması riski de var.

Yapılacak iş Konya Entegre Sağlık Kampüsü, yapılacağı yer Konya. Anadolu Ajansı'ndan bunları öğreniyoruz ama öğrnemediğimiz şeyler var tabii...

Mega projeler ya da “çılgın projeler” Türkiye’ye has değil. Bunu da herkes biliyor. O kadar ki mega projelere dair kamuoyunun rızası nasıl yaratılır konulu çalışmalar bile var.

İnsanlara “toplum açısından tehlikeli deli” denilerek cadı avı başlatılması, üstelik bunun da şirketlere yaraması insanı delirtmeye yeter de artar.

Çapa ve Cerrahpaşa hastanelerinin ekonomik darboğaza düşmelerini İkitelli şehir hastanesinin tamamlanamamış olmasına bağladı. Cümlenin arasında bu konuda somut adımlar atmaya başlayacaklarını ekledi.

ÇED kapsamından çıkarılması düzenlemesi 2014 yılı sonunda yapıldı. Yani yine şehir hastaneleri için bu kez çevre mevzuatını dolanma yolları bulundu.

İki bakanın seçimden 17 gün önce İzmit'te attıkları şehir hastanesinin temeli kaybolmuş. Yine seçimlerden önce İzmir şehir hastanesinin temeli bir değil iki kere atıldı. Sağlam olsun da kaybolmasın istendi anlaşılan.