Yapay Zeka’nın her alanda kendini hissettirdiği günlerden geçiyoruz. Haberciler, polisler, siyasetçiler, akademisyenler, metin yazarları… Her meslek grubu yapay zekanın “nimetlerinden” faydalanıyor.
Peki, yapay zeka psikiyatrist ve danışan/hasta arasındaki ilişkiye dahil olabilir mi? Yapay zeka psikiyatristlerin yerini alır mı?
Aslında bu soruya Türkiye Psikiyatri Derneği’nin (TPD) bu yıl 60.’sını düzenlediği Ulusal Psikiyatri Kongresi’nde yanıt arandı.
Benim gibi meslek dışında olanlar için hem ilginç hem de bilgilendirici bir münazarada bu soru yanıtlandı.
Münazaraya birazdan detaylıca değineceğim, öncesinde Antalya’daki bir otelde düzenlenen kongreye dair bazı detayları paylaşmak istiyorum.
Kongre’nin bu yılki teması, İsrail’in Filistin’e saldırısı ve Türkiye’nin içindeki yakıcı siyaset de düşünülünce çok daha anlamlı hale geliyor: “Barışın ve bilimin ışığında ruh sağlığını ve yaşam sağlığını korumak.”
Türkiye Psikiyatri Derneği’nin (TPD) 1 Kasım Cuma günü düzenlediği basın toplantısında Dernek Başkanı Prof. Dr. Nalan Kalkan Oğuzhanoğlu kongreye dair detaylı bilgileri paylaştı.
Yaklaşık 800 katılımcı (yüz yüze 757, çevrim içi 64) vardı. Bu kişiler arasında İngiltere Manchester Üniversitesi, Ulusal Perinatal Ruh Sağlığı Klinik Referans Grubu üyesi Angelika Wieck ve İrlanda Trinity Koleji’nden Adli Psikiyatrist Harry Kennedy gibi isimler de yer aldı.
TPD, 96 Uzmanlık Öğrencisi ve Genç Uzman’a Araştırma Bildiri Bursu, 8 Tıp Öğrencisi’ne de Çevrim İçi Kayıt Bursu verdi.
Kongrede, 44 panel, 4 psikiyatride güncel oturumu, 14 kurs, 7 konferans ve 4 uydu sempozyumu yer aldı. Ayrıca, 11 “on soru bir konu,” 2 “siz olsaydınız ne yapardınız?,” 2 “zor olgularla tanı ve tedavi,” 2 “sinema oturumu” gibi farklı sunum tekniklerinin kullanıldığı etkinlikler de dikkat çekiciydi.
17 oturumda 151 sözel bildiri, 2 oturumda da ödüle aday bildiriler arasından seçilmiş 8 sözel bildiri paylaşıldı.
İşte tam olarak az önce sözünü ettiğim “Yapay zeka psikoterapi yapabilir mi?” sorusu da münazara başlıklarından biriydi.
Oturum başlamadan önce, çevrim içi olarak tüm katılımcıların görüşü soruldu. Katılımcıların büyük bir kısmı “evet yapabilir,” daha küçük bir kısmı “hayır yapamaz” yanıtını verdi. Kimlerin hangi yanıtı verdiği yansıtılmazken çok küçük bir kısım da “kararsızdı.”
Sonra münazara başladı. “Yapay Zeka Psikoterapistin Yerini Alabilir” diyen ekipte Beyza Akan, Şiirnaz Kürt ve Alp Karaosmanoğlu vardı. Tam karşılarında “Yapay Zeka Uygulamalarının Psikoterapide Yeri Yoktur” diyen ekipte ise Alperen Yıldız, Onur Özel ve Neslihan Akkişi vardı.
Bu arada ben, en başından beri “Hayır, psikoterapistin yerini alamaz; çünkü bir insanı insandan başkası tam anlamıyla anlayamaz” görüşündeydim. Münazara bittiğinde de görüşüm değişmedi.
Yapay Zeka’nın psikoterapistin yerini alabileceğini savunan ekibin üzerinde durduğu noktalar şunlardı:
- Yapay Zeka, akıllı telefonlar gibi her yere giriyor; mobil uygulamalar daha fazla erişim sağlıyor ve daha erişilebilir.
- Çok teknik ve daha fazla kolaylık sunuyor.
- İnsanlar zamandan ve mekandan tasarruf edebilir.
- Uygulamalar alıştırmalar yaptırıp, ödevler verebiliyor.
- Düzelme konusunda veri ortaya koyabiliyor.
- Ayrıca daha objektif değerlendirebiliyor. Sizi tanıyor ve duygusal kapılarınızı biliyor. Metaforlarla anlatabilir.
- Ayrıca dil bariyeri gibi bir sorunu da yok.
“Yapay Zeka psikoterapistin yerini alamaz” diyenler ise şu noktalara dikkat çekti:
- Hasta ve psikoterapist arasında güven ilişkisi oluşmaz.
- İnsansızlaştırmaya neden olur.
- Metafor kullanmak hastada karşılık bulabilecek mi? Yapay Zeka’nın söylediği metaforla hasta arasında bir bağ kurulabilecek mi?
- Emek ve sorumluluk ilişkisi anlamında da sıkıntı var. Hasta, yapay zekadan bir doktordan beklediği sorumlu davranışı bekleyemez; kafasında hep bir güven sorunu olabilir.
Elbette tartışanlar çok daha teknik ve bilimsel bir şekilde konuyu tartıştılar. Ben herhangi bir hataya düşmemek adına teknik detaylara girmeden anlatmaya çalıştım. Bu mini sunumların ardından salondan da sorular alındı.
Mesela…
Soru: Sizi 30 saat terapi yapmış bir psikiyatristin mi dinlemesini istersiniz?
Soru: Bir uzman MR’ı yanlış çekerse bunun cezası olacağını biliyor; fakat robot bunu biliyor mu, öyle bir endişesi olacak mı?
Her iki grup da bu sorulara yanıt verdi. Yeniden çevrim içi bir anket yapıldı. Sonuç olarak ankette, her iki tarafın da katılımcıları ikna ettiği görüldü. Ancak çoğunluk, yapay zekanın psikoterapistin yerini alabileceğini düşündü.
Suç tedavi edilebilir mi?
Kongre’nin bir başka münazara konusu da bu soruydu. Uzun uzun tartışmalara neden oldu elbette. Yazıyı yetiştirmek için sonucunu öğrenemedim; fakat aklımda kalan son cümle şuydu:
“Suç davranışını tamamen bitirmek elbette mümkün değil; insanlığın en başından beri var. Biz, medikal olarak bunu nasıl azaltabiliriz diye anlatmaya çalışıyoruz…”
Peki, sizce yapay zeka psikoterapistin yerini alabilir mi?
(EMK)