Gazeteci Sedat Yılmaz, 7 ay sonraki ilk duruşmada tahliye edildi
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nden bu yana tutuklu olan Mezopotamya Ajansı editörü ve bianet’in bia çocuk kitaplığı yazarı Sedat Yılmaz, bugün hakim karşısına çıktı.
Ankara’da Sincan Cezaevinde tutulan Yılmaz, Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya getirildi.
Saat 9.00’da başlaması gereken duruşma 2,5 saatlik gecikmeyle 11.30’da başladı. Kelepçeleri salon dışında çıkartılan Yılmaz duruşmaya gülerek girdi. Yılmaz’ı duruşmada Şule Recepoğlu, Resul Temur ve Veysel Ok savunuyor.
Ayrıca Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Gökhan Durmuş, Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Türkiye Temsilcisi Özgür Öğret ile Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Başkanı Serdar Altan ve dernek yönetiminden Hakkı Boltan duruşmayı izleyenler arasındaydı.
Kimlik tespitinin ardından duruşma başladı. Yılmaz iddianameye karşı savunma yapmaya başladı:
23 yıldır gazetecilik yapıyorum. Şişecam grevini, Ankara Gar katliamını, Roboski katliamını takip etmiş bir gazeteciyim. Bu iddianame ile Anayasa ayaklar altına alındı. Bu iddianame dikkatle okunduğunda savcının kendi kendini boşa çıkardığı görülecektir. Tanıkların ifadelerine tek tek cevap vereceğim. Sabrınızı rica ediyorum.
Ulaş isimli tanığın ifadesinde ANF'de sorumlu düzeyde, sigortalı çalıştığımı söylüyor. ANF bir haberime atıf yapıyor, SGK kaydım da yok. SGK kaydımdan Yön Basın Yayın Şirketi'nde (Mezopotamya Ajansı) editör olarak çalıştığım görülecektir.
Zaman ve mekanı birbirinden kopartırsanız olmaz. Irak Kürdistan'ında örgüt yöneticileriyle görüştüğüm iddiasına ilişkin, ne karadan ne havadan bir giriş çıkışım yok. Diyebilirsiniz ki kaçak yollarla gittin, hakkımda bu kadar soruşturma varken bu nasıl mümkün olabilir?
23 yıldır haberlerime imza atarım. Yaptığım haberler takdir edildi, ödüllendirildi. Gazeteciler topluma seçim yapabilmek için bilgi verir ve bu yönüyle hareket geçirir. Meslek hayatımda, meslektaşlarımın özlük hakları için de faaliyet yürüttüm. 2013-2016 yılları arasında TGS Genel Saymanı'ydım, sonrasında da sendikal çalışmalarım devam etti.
1000'i aşkın haber, söyleşi, yorum analiz yazdım. Tek biri hakkında dava açılmadı. Örgütten talimat aldığımız iddia edilmiş. Tek bir kanıt yok, kanıt sunulursa cevap vermek isterim. Suruç'a gazeteci olarak gittim. Kimseden talimat almadım. Ben örgüt talimatıyla Suruç'a gittiysem BBC kimin talimatıyla gitti?
Olay varsa gazeteci orada olur. Ben günlerce telsiz dinlemiş bir gazeteciyim. Sayın savcı hep değerlendirmiş ama suçlamaya kanıt sunamamış. 'Otelde örgütle iltisaklı kişilerle görüştü' diye genel bir ifade var. Kiminle görüşmüşüm? Yazılmamış. Neden yazılmamış tek tek? Orada halen İstanbul'da gazetecilik yapan Mehmet Ali Çelebi ile görüşmüştüm.
Rahmetli meslektaşım Uğur Mumcu'nun 31 yıl önceki yazısından birkaç cümle okumak istiyorum. ‘Kürt sorunu birkaç olay, görüntü üzerinden anlaşılamaz. PKK'ye yakın kaynakların haberleri, yazdıkları okunmadan Kürt sorunu anlaşılamaz.’ 31 yıl önce yazmış. Yazık, biz hala bunları tartışıyoruz.
Gizli tanık yeni iddialar ortaya attı
Sedat Yılmaz savunmasını bitirdi. Ardından avukatlar, Yılmaz’ın savunmasına katılmakla beraber tanık ifadelerinden ve mütalaadan sonra savunma yapacaklarını söyledi.
Sonrasında gizli tanık Ulaş ifade vermeye başladı. Ulaş “Sedat Yılmaz Mezopotamya Ajansı'nda faaliyet gösteriyor. Bu ajans KCK idelojik alan çalışmaları içinde. Sedat Yılmaz KCK Basın Komitesi’nde yer alıyor. PKK istihbaratına çalışıyor. Mustafa Karasu ile röportaj yapıp yayınlıyorlar gazeteci olarak gittik havası vermek için. Sedat Yılmaz örgütün kadrosu değil ancak örgüt için önemli, kıymetli biridir” dedi.
Bunun üzerine mahkeme heyeti başkanı Ulaş’a “Soruşturma sürecindeki ifadelerinde istihbarat verdiği yönünde bir şey yok. Şimdi hangi beyanlarına itibar edeceğiz?” diye sordu. Ulaş "Daha önce derli toplu ifade edememiştim ama beyanlarım doğrudur" diye cevap verdi.
Ardından Resul Temur, Ulaş’a “Mustafa Karasu'yla yaptığı iddia edilen görüşmeyi bizzat gördün mü?” diye sordu. Gizli tanık Ulaş “Zaxo'dan geldi, kampa getirildi” dedi. Veysel Ok da tanığa görüşmenin tarihini sordu. Ulaş hatırlamadığını söyledi.
Bir başka gizli tanık dinlendi
Mahkemede K8Ç4B3L1T5 kodlu gizli tanık da ifade verdi. Gizli tanık “KCK ideolojik alan içinde basın faaliyetleri yapar. Yılmaz Diyarbakır'daki büronun haber müdürüdür. PKK için önemli günlerde 27 Kasım gibi, yazı, haber için talimatlar verir” iddiasını ortaya attı.
Duruşma savcısı da mütalaasında Yılmaz’ın tutukluluğunun devamını istedi.
Yılmaz buna karşılık beraatını, aksi halde tutuksuz yargılanmayı talep etti. Avukat Veysel Ok ise K8Ç4B3L1T5 kodlu gizli tanığın Ankara'da 9 gazetecinin yargılandığı davada da tanık olduğunu söyledi. Ok, "Tanık, avukat Özgür Erol'un sorusu üzerine devlet görevlisi olduğunu söyledi. Devlet görevlisi tanıklık yapamaz" diye konuştu.
Gazetecilerin davasındaki gizli tanık: Devlet adına çalıştım
Ara kararını açıklayan mahkeme Yılmaz’ın tahliyesine hükmetti.
Gök: Gazeteciliğin yargılandığına bir kez daha tanıklık edeceğiz
5 Aralık’ta, 7 aylık tutukluluğun ardından tahliye edilen Yılmaz’ın meslektaşı Abdurrahman Gök, duruşmanın başlamasını beklerken bianet’e konuştu.
Gök “Gazeteciler, meslek örgütleri, gazeteci arkadaşları, dostları, haber kaynakları buradalar. Sedat'la dayanışmak için buradayız. Gazeteciliğin suç olmadığını, mahkeme koridorlarında, adliye önlerinde ve duruşma salonlarında söylemeye devam edeceğiz” dedi.
“Bugün Sedat’ın duruşmasında gazeteciliğin yargılandığına bir kez daha tanıklık edeceğiz. Birkaç gün önce de Dicle Müftüoğlu’nunkine tanıklık etmiştik. Dicle serbest bırakılmamıştı ama umarım bugün Sedat özgürlüğüne kavuşur. Yeniden meslektaşlarıyla, haber kaynaklarıyla, çok sevdiği kamerasıyla fotoğraf makinesiyle buluşur” diye konuştu.
Neyle suçlanıyor?
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında görevli savcı Nuri Şahan iddianamede Yılmaz’ı ‘örgüt üyeliği (TCK 314/1)’ ve ‘silahlı terör örgütü kurmak yönetmekle (TCK 314/2)’ suçladı.
44 sayfalık iddianamenin 41 sayfası PKK/KCK tanımlaması ve tarihi. Geri kalan 3 sayfada Yılmaz’ın adı sadece 4 yerde geçiyor. Savcının suçlamaları HTS kayıtlarına (geçmişe yönelik telefon trafiğinin araştırılması sonrası hazırlanan rapor), az sayıdaki bankacılık işlemine ve Facebook paylaşımlarına dayanıyor.
7 bianet editörü sordu, mahpus gazeteci Sedat Yılmaz cevapladı
(BA/HA)