Sosyal hayatta izleyiciler açısından hiçbir karşılığı olmayan insanların hayatımızın tam da ortasına oturmasına izin veriyor televizyonlar bir süredir... Son yıldızımız, Yasemin Kozanoğlı...

Yeni albümü Cmon Cmon ile gündeme gelen megastar Sheryl Crow, aslında düne kadar modern müzik endüstrisinin kadın müzisyenlere reva gördüğü bütün eziyetleri çekmiş bir kadın. Crow, kusursuz, zeki, cesur bir şarkıcı.

Son albümü, son video klibi derken, bir de son filmi çıktı. ABDnin dünya eğlence endüstrisine sunduğu en parlak yıldızlardan Britney Spears, Dönüm Noktası (Crossroads) filmiyle sinema dünyasından da boy göstermeye çabalıyor.

Orta halli ünlü bir ailenin çocuğuydu. Ülkenin en zengin erkeklerinden biriyle evlendi. Masal nasıl olurmuş gösterdi.Şimdi masalın alışık olmadığımız sonunu izliyoruz.

1 Aralık 1978de yayın hayatına başlayan Kadınca dergisi, o güne kadar kadınlar için çıkarılan dergilerden çok farklıydı. Özellikle seksenli yıllarda pek çok kadının feminizmle tanışmasını sağladı.

Delikanlılığı kadınlık terminolojisine soktu, şimdi de Marilyn Monroeluğunu açıkladı. Seda Sayan kendini aşıyor, bizi de aşmaya zorluyor...

Seda Sayan, ızgara üstü etek kaldıran Marilyn görüntüsüyle ekranlarda. İşte Sedayla Marilynin öyküsü...

Birkaç yıl önce, ilk özel TV starlarından Güner Ümit, Turnike programında söylediği talihsiz sözlere aldığı tepkilerle ekranlardan uzaklaştı(rıldı), ama Ümit ekran dışı yıllardan dersini almışa benzemiyor.

Manisanın Akhisar ilçesinde göçebelikten yerleşik hayata henüz geçmiş Roman bir ailenin kızı, gün gelir de herkesin sevdiği bir kadın olursa...

.

Bundan tam dokuz yıl önce, 22 Kasım 1982de Almanyada Marburg Yazın Ödülü kazanan Tezer Özlü, kısacık yaşamı ve az sayıda eserine rağmen edebiyat dünyasının en önemli yazarlarından. O Yaşam yalnızca sokaklardadır, diyordu.

Yirmisine gelmemiş yeni yetmelerden yaşlı teyzelere kadar çılgın bir izleyici kitlesine sahip Aydın. Televizyondaki programı altıncı yılına giriyor. Kimse ondan öpücük istemiyor. Evlerindeki güne gelmiş evine gelmiş gibi davranmasını istiyor izleyici.

Hülya Avşar ve Gülben Ergen bu ülkenin dönemlerini simgeliyorlar bir anlamda. Yaptıkları ve söyledikleri sözlerle bir portre çiziyorlar. Türkiyedeki yükselen değerlerin portresi...

İlk filmi Babam Askerde ve ikinci filmi Büyük Adam Küçük Aşkla çeşitli ödüller alan Handan İpekçinin yönetmenlik serüveni yedi yıllık ev kadınlığından sonra başlamış.

Uçan Süpürge 5. Uluslararası Kadın Filmleri Festivali 2-9 Mayısta gerçekleşecek. Festivalin bu yılki teması ise Kadın ve İdeoloji.

1987 Mayısında, Anneler Gününde yapılması planlanan Dayağa Karşı Dayanışma Yürüyüşü, valilik engeliyle Anneler Gününden bir hafta sonra 17 Mayısta gerçekleşti. Yürüyüş, feminist hareket hareket açısından bir dönüm noktası olarak görülüyor.

Dayağa Karşı Dayanışma Yürüyüşünden sonra 4 Ekimde Kariye Müzesinde gerçekleştirilen Kadın Şenliğinde feminist dergisinin özel sayısı olarak dağıtılan bildiri:

Yeni evimiz BBG, üçüncü bölümünü davullu, zurnalı partilerle, sıradan pop şarkıcılarıyla bitirdi. BBGnin, tek aklı başında görünen ismi, Öykü Serter 20 gün sonra tatile tatile çıkıyor...

Bundan on iki-on üç yıl kadar önceydi, bir kaset çıkardı. Dans ediyordu, minicik, şirin bir kadındı. Yıllar geçti, şirinlik imajından sıkıldı, seksi olmak istedi, beceremedi, iki beden büyük geldi.

Şarkıcı, oyuncu, ilham perisi, tarz insanı Marianne Faithfull, İstanbul Caz Festivalindeki inanılmaz performası ile ayakta alkışlandı.