TGC Basın Özgürlüğü ödülünü alan gazeteci Topuz, İletişim özgürlüğüne bugün medya holdinglerinin baskıları, işgalci Amerikan Emperyalizmi, yeni bir manda rejimi arayışları, ABD ile stratejik dostluk bağları ve savaş kışkırtıcılığı yön veriyor dedi.

Küresel ısınma ve politika, AIDSle mücadelede sinemanın önemi, Diyarbakırı yamama projesi, deprem master planının nasıl hazırlanamayacığının örneği, izleyicilerinin aktif katılımıyla şekillenen radyo, Uday ve Kusayın öldürülmesinin ardından Irak...

BM İnsan Hakları Komisyonu, kendisiyle ilgili raporunda çeşitli eleştirilere yer veren Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün, danışmanlık statüsünü bir yıl süreyle askıya aldı. Örgüt, komisyon başkanlığının Kaddafi rejimine verilmesine tepki göstermişti.

ÇGD Genel Başkanı Tılınç, Türkiyede basının örgütsüzlüğünün gazete patronunu güçlendirdiğini, bunun da sansüre ve otosansüre yol açtığını söyledi; Otosansür ve sansürden kurtulabilmenin tek yolu, gazetecilerin örgütlenmesidir dedi.

İHD, sansürün kaldırılmasının 95. yıldönümünde Türkiyede basın özgürlüğü önündeki engellemelerin sürdüğünü açıkladı; DGMler, mahkemeler, RTÜK çifte standartlı cezalar uyguluyor, basın çalışanları güvenceden yoksun. Türkiyede sansür sürüyor dedi.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof.Dr Aydın, Sansürün Kaldırılışı ve Basın Bayramı nedeniyle yayınladığı mesajında, basının toplumun gelişmesi için önemli bir güç olduğunu vurguladı.

Gazetenin ilk dosya konusu Beyoğlunun yeni güvenlik konsepti. Yılmaz Erdoğanın Beyoğlu günlükleri, Başbakan Erdoğanın Kasımpaşa Eroksporun kaptanlığını yaptığı yıllara dair anılar da ilk sayının konularından.

Yeni gazeteler çıktıkça kurallar, dolayısıyla yasaklar gündemde. Bremer, 2 TV, 2 radyo ve 2 gazeteli Irak Medya Ağının da şefi... Şii medyasının daha az parayla daha uzun ve daha haberli yayın yapması kıskançlık yaratıyor.

Irak işgalinden sadece 5 ay sonra Amerikan tezleri, öngörüleri, strateji ve senaryoları neredeyse tümüyle berhava oldu. Gazete koleksiyonları, radyo ve televizyonların arşivleri miyadını doldurmuş yalanlar dizisi...

Taslakta, halen yürürlükte olan kanundaki para cezalarının indirilmesi öngörülürken, yayın durdurma gibi cezalar kaldırılıyor. Basılmış eserleri tahrip, bozma ve engelleme dışında para cezalarının hapis cezasına çevrilmesi de engelleniyor.

Compay Segundo ile yapılan son röportaj, İbrahim Ferrerle görüşme, Zimbabwelilerin kitap sevgisi, hükümetin Süleymaniye politikası, sol küreselleşmeciliğin eleştirisi, bir anti-kahraman olarak Kemal Sunal, ölümünün 5.yılında Sıtkı Çoşkunu anmak...

ÇGD Başkanı Tılıç, Taslakta iyileştirmeler var ama, para cezaları çok yüksek, basın özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar sürüyor diyor. Milli güvenlik, kamu düzeni gibi kavramların dar yorumlandığını hatırlatan Tılıça göre, demokratik kültür yerleşmeli.

TGC Genel Sekreteri Olcayto, Basın Kanunu Taslağının özgürlükleri esas alarak hazırlandığını, ancak para cezalarındaki indirimlerin yetersiz olduğunu söyledi; Umarım bu, önceki hükümet döneminde hazırlanıp unutulan taslağın akıbetine uğramaz dedi.

Hapis cezalarının kalkmasıyla yetinilemez. Ağır cezalarının ihlalleri önlediğine inanmak güç. Gazeteciler, medyanın toplumu olumsuz etkilemesini, kendi geliştirdikleri mekanizmalarla engellemelidirler.

İç İşleri Bakanı Aksu, Topluma Kazandırma Yasasının af olmadığını söyledi. Orman ve Çevre Bakanı Pepe yangın çıkan bölgelerin mülkiyete açılmayacağını belirtti. Basrada Geçici Hükümet Konseyini protesto eylemi. ABD-K.Kore ilişkileri gerginleşiyor.

Türkiye ile ABD arasındaki gözaltı krizini soruşturan komisyon olayın üzüntü verici olduğunu belirtti. CHP Genel Başkanı Baykal, olayın üstünün kapatıldığını söyledi. Kamu çalışanları Hükümetin verdiği zammı protesto etti.

Iraktan dönen ABD askerlerikonuşuyor. Biz de İmparatorlukun parçasıysak(!) Bağımsızlık Günü meselesine daha yakından bakmamız gerekir. Namus cinayetlerine, Linuxun farklılığına, küreselleşmeye, kitle imha silahlarına, sağlık sorununa baktığımız gibi..

TGS, kuruluş yıldönümünde basın çalışanlarını sendikalaşmaya çağırdı; hükümetten gazetecileri medya sahiplerinin baskıları karşısında güçlendirecek düzenlemeler yapmasını, medya sahipliği, ticaret, bankacılık ve siyaset ilişkisinin engellenmesini istedi.

Nebi Şahin isimli vatandaşın, 29 Mayıs 2003 tarihli Star gazetesinin manşetinde yer alan Kerkürt Valisi başlıklı haberle ilgili olarak, Ker kelimesinin Kürtçede eşek anlamına geldiği gerekçesiyle açtığı davanın ilk duruşması yapıldı.

Kitabında İsmet İnönünün sözlerine yer veren gazeteci Kara hakkında, Datça Kaymakamı Tuncere hakaret ettiği gerekçesiyle soruşturma başlatıldı. Kara, hakkında açılan davalar nedeniyle bir yıldır gazetecilik yapamadığını söyledi.