Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), sadece evlenmeden önceki soyadını taşıma talebiyle başvuran Bahar Leventoğlu’nu haklı buldu. Türkiye'nin “ayrımcılık yasağını ihlal ettiğine" karar verildi.
Leventoğlu tazminat talep etmediğinden, AİHM bu yönde bir karar vermedi.
Atilla Abdulkadiroğlu ile 17 yıldır evli olan Bahar Leventoğlu, 26 Eylül 2005’te İzmir 1. Asliye Mahkemesi’ne sadece özel ve akademik hayatında değil de resmi kurumlarda da kocasının soyadını taşımama talebiyle başvuruda bulundu.
İzmir 1. Asliye Mahkemesi 6 Aralık 2005’te açıkladığı kararında Türk Medeni Kanunu 187. maddede yer alan “kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir” gerekçe göstererek Leventoğlu’nun talebini reddetti.
Karar 21 Mart 2006’da Yargıtay tarafından onandı.
Leventoğlu karara yaptığı itirazın ikinci kez reddedilmesiyle 8 Şubat 2007’de AİHM’e başvurdu.
İtirazında da Anayasa’nın 10. maddesindeki “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir” ile 90. maddedeki “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş uluslararası anlaşmalar yasal olarak bağlayıcı olacaktır. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır” hükümleri gerekçe gösterdi.
AİHM, davayla ilgili bugün karar verdi. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) “özel hayatın ve aile hayatını korunması” başlıklı 8. maddeyle bağlantılı olarak “ayrımcılık yasağını” düzenleyen 14. maddesini ihlalden suçlu bulundu.
AİHM, kararında, “yalnızca evli erkeklerin evlendikten sonra da ailesinin soyadını taşıyabilmesinin ayrımcılık olduğunu” belirtti. (ZA/AS)