Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği’nin hastanelerin online kayıt sisteminde kürtaj işlemi için kullanılan tıbbi tahliye kodunun kaldırılmasıyla kürtaj hizmetinin verilemediğini açıklamasının ardından Sağlık Bakanlığı’ndan açıklama geldi.
Bakanlık hastaların ücretini kendilerinin karşılaması kaydıyla isteğe bağlı kürtaj işlemi yapıldığını söylerken, yapılacak düzenlemeyle 10 haftaya kadar gebeliklerde kürtaj işlemleri ücretlerinin SGK tarafından karşılanacağını açıkladı. Yani kürtaj işlemlerinin yeniden SUT kapsamına alındığı ve Resmi Gazetede yayımlanmasının beklendiği söylendi.
Ancak Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Başkanı Prof. Dr. Cansun Demir, “Henüz düzeltilen bir şey yok, Bakanlık sadece sorunun farkında olduğunu ve bunu düzelteceğini açıklamış” dedi. Şu anda sistemde kürtaj işlem butonu gözükmediği için ücretli de yapılamadığını belirtti.
Türk Tabipler Birliği (TTB) Kadın Komisyonu’ndan Filiz Ünal İncekara da “Devlet sosyal problemleri görmediği sürece bunum faturasını kadınlar ödeyecek. Kürtaj kesinlikle ücretsiz ve kolay ulaşılabilir olmalı. TTB olarak bu konuyu çok önemsiyoruz ve Bakanlık’ın bu açıklamasının takipçisi olacağız” diyor.
“Umuyoruz ki kürtaj SGK kapsamına girecektir”
2007’de yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ile gebeliği 10 haftanın altında olanlara yapılabilen “isteğe bağlı kürtaj” işlemleri ödeme kapsamından çıkarılmıştı. 2007’den 28 Şubat 2014’e kadar kürtaj hizmetleri “isteğe bağlı kürtaj” değil, “menstrual regülasyon” gibi farklı kodlarla ücretsiz olarak gerçekleştirilebiliyordu. Türk Jinekoloji Derneği’nin açıklamasında göre, 1 Mart 2014 itibariyle sistemden kürtaj için kullanılan tıbbi tahliye kodu kaldırılınca bu konuda yapılan tüm tetkik ve hizmetler otomatik olarak durdurulmuş oldu.
Demir, “Devlet bunu ödemiyor. Açıklamamızla Sağlık Bakanlığı’na bunun ödenmesi konusunda bir uyarı yapmış olduk. Umuyoruz ki bu girişimimizle, kürtaj SGK kapsamına da girecektir” diye konuştu.
“Çok sayıda meslektaşımız bizi arayarak çalıştıkları hastanenin isteğe bağlı kürtaj işlemi yapmayı kabul etmediğini söyledi. Bazı üniversite hastaneleri bu hizmeti vermiyor.
“Kürtaj hizmeti yıllardır ücretli veriliyor ama bir şekilde kılıfına uydurulup çözüm bulunabiliyordu. Örneğin menstrüal regülasyon koduyla gerçekleştiriliyordu. Ama bu kılıfın bulunamaması için kürtajla ilgili buton tamamen kaldırıldı. Hastaneler ‘Biz kürtaj yapmıyoruz’ diye insanları geri gönderiyor.
“Biz herkese kürtaj yapalım demiyoruz ki, bu kadınların bir hakkı. Çocuğu doğurmak istemiyorsa, en ideali aile planlama yöntemlerinin kullanılmasıdır. Ama bir şekilde gebelik gerçekleştiyse ve kadın çocuğu doğuramayacak ve bakamayacaksa o gebeliğin de sonlandırılması hakkıdır. Sonuçta kürtajı yasaklayan bir yasa da yok, defacto bir durum söz konusu.”
“Sepsis odalarına dönmek istemiyoruz”
TTB’den Filiz Ünal İncekara, 2012’de gündeme gelen kürtaj tartışmalarından beri, isteğe bağlı kürtajla ilgili sıkıntılar yaşandığını anlattı. İstenmeyen gebelik sonucu kadın ölümlerinin önlenmesi için kürtajın ücretsiz ve kolay ulaşılabilir kılınmasının önemini vurguladı:
“Muhafazakar bir hükümet gelince, isteğe bağlı kürtaj hastanelerde bir tartışma konusu oldu. Uludere açıklamalarından sonra idareciler de hekimler üzerinde baskı kurdu. Biz kadın örgütleri olarak isteğe bağlı kürtajın rahatça yapılmasını savunurken, ben bunu yapmam diyen hekimler oldu. Ne ücretli ne ücretsiz.
“Kürtaja kesinlikle ücret istememek gerekiyor. Özellikle yoksul kesimler doğum kontrol yöntemlerine ulaşamıyor, özel hastanelere gidemiyor. Parayı ödeyebilecek insanlar da sağlıklarını riske atmadan başka çözümler bulabiliyor. Asıl buna ulaşamayanlar önemli.
“Örneğin çok sık karşılaştığımız bir şey, kadın boşanmak istediğinde kocasınca hamile bırakılıyor. Yani bu durumda bu kadınlar bu çocukları doğuracaklar.
“Devlet sosyal problemleri görmediği sürece unu faturasını kadınlar ödeyecek. Kürtaj kesinlikle ücretsiz ve kolay ulaşılabilir olmalı.
“İsteğe bağlı kürtajı kaldırırsanız, sepsis odaları gelir. Kürtaj olamayan kadınların düşük yapmak için ilkel yöntemler kullandığında, rahimde oluşan iltihap nedeniyle kadınları kaybederiz ya da rahimlerini alırız ya da çok uzun süre sepsis odalarında tedavi ederiz. Bu da kadın sağlığı olumsuz ve riskli bir şeydir, ölümle sonuçlanabilir. Uzunca süredir Türkiye’de sepsis yaşamıyoruz çünkü artık kürtajı hekimler kontrol altında yapıyor. Kadın ölümlerine sebep olan bu yol ortadan kalktı.” (ÇT)