Yasalar Değişse de Muamele Değişmiyor

Avrupa Parlamentosu'nun dün (AP) kabul ettiği Türkiye raporunda şeffaf bir toplum, özgür basın, bağımsız yargı ve etkili bir yargı sisteminin çok önemli olduğu vurgulanırken, gazeteciler bugüne kadarki uyum yasalarının kendilerine yönelik engellemelere etkisi olmadığı görüşünde.

Yeniden Özgür Gündem, Azadiya Welat ve Günlük Evrensel gazetesi çalışanları uyum yasalarının gazetecilere hapis cezasını kaldırsa da çok yüksek para cezaları aldıklarını, haklarındaki davaların sürdüğünü ve muhabirlerinin çoğu kez gözaltına alındığını anlattı. Bu yasalarla gelen olumlu gelişme ise mahkeme kakarı olmadan gazete toplatılmaması

Gazeteciye hapis yerine milyarlık Ceza

Yeniden Özgür Gündem editörlerinden İrfan Uçar, Diyarbakır'da iki öğrencinin yüzüne dışkı sürülerek dolaştırılması haberi nedeniyle kendilerine dava açılacağını söyleyerek, "Uyum yasaları gazetecilere hapis cezalarını kaldırdı ama milyarları bulan çok yüksek para cezaları alıyoruz, ifade özgürlüğüne yönelik düzenlemeler karşın, haberlerimiz nedeniyle hakkımızda dava açabilecekler yasalar var" diyor.

Uçar, uyum yasaları sonrası, gazete toplatmaların mahkeme kararına bağlı olmasını olumlu bir gelişme olarak niteleyerek gazete toplatmaların azaldığını, Özgür Gündem'in dağıtımı konusunda dağıtıcılara baskı yapılması gibi fiili engellemelerle karşılaşabildiklerini belirtiyor.

Fotoğraftan dolayı gazeteye kapatma

Kürtçe yayın yapan haftalık Azadiya Welat Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Davut Özalp, gazetelerinde yer alan bir fotoğraftan dolayı "Yasadışı örgüt propagandası yaptıkları" haklarında kapatılma istemiyle Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde dava açıldığını söylüyor ve bu olayın Türkiye'nin demokratikleşmeye yönelik samimiyetiyle çeliştiğin belirtiyor.

Özalp, gazetelerine yönelik açılmış bir çok davanın sürdüğünü, geçtiğimiz yıl İzmir, Diyarbakır, Batman, Van, Ağrı bürolarındaki tüm çalışanlar gözaltına alındığını ve bir çok muhabirin para cezasına çarptırıldığını vurguluyor.

Özalp'e göre uyum yasalarıyla yasaklanmış dilde yayın kavramının kalkması olumlu bir gelişme ancak bu gazeteleri üzerindeki baskıları engellemiyor.

"Başsavcı yanlış çeviri yaptı"

Özalp, haklarında açılan son davayı şöyle özetliyor:

* Gazetemizin 17 Mayıs 2003 tarihli 379. sayısında yer alan haber ve fotolardan dolayı, "Yasadışı örgüt propagandasının yapıldığı, böylece yayın yolu ile örgüt propagandası yapılması suretiyle örgüte yardım ve yataklık suçunun da işlendiği" gerekçesiyle, gazetemizin sahibi ve sorumlu yazı işleri müdürü Suat Özalp'e "yasadışı örgüte yardım ve yataklık" etmekten ve gazetemizin de geçici olarak kapatılması talebiyle dava açıldı.

* Başsavcının 'Serok Apo' diye iddianamede yer verdiği kelimenin gerçeği "Serokê Giştî yê KADEK'ê Abdullah Öcalan- KADEK Genel Başkanı Abdullah Öcalan"dır.

* Toplatmaya ve davaya gerekçe gösterilen 7. Sayfadaki "Pişmanlık Yasasının Çare Olmadığı" başlıklı makale ise Türkiye'de hemen hemen herkesin üzerinde görüş belirttiği, hükümetin çıkarmaya çalıştığı Pişmanlık Yasasıyla ilgili yazılmış. Bunlar Türkiye'de başta milletvekilleri olmak üzere herkesin dilendirdiği, tartıştığı konular, örgüt propagandası söz konusu değil. Davaya gerekçe gösterilen Öcalan'ın fotoğrafını Türkiye'deki tüm gazeteler kullanıyor.

"Haberi yaparken dikkatli davranıyoruz"

Günlük Evrensel gazetesi sorumlu yazı işleri Müdürü Savaş Velioğlu, son dönemlerde gazetelerine yönelik açılan davalarda azalma olduğunu, bunun nedenini uyum yasalarına değil, ceza almamak için yaptıkları haberlerde daha dikkatli olmalarına bağlıyor.

Velioğlu, yasalar değişse de gazetecilere yönelik pratikteki uygulamaların değişmediğini, muhabirlerinin gözaltına alındığını, yaptıkları haberlerle ilgili ceza alma tehlikesi içinde çalıştıklarını vurguluyor. (ÖG/NK/BB)