“Tutuklanan avukatlar derhal serbest bırakılsın”

ÇHD Adana Şube Başkanı Metin “Tutuklanan Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı ve Didem Baydar Ünsal haklarında gözaltı kararı olmamasına rağmen, sadece o esnada büroda bulundukları için gözaltına alındılar” dedi.

BİA Haber Merkezi

“Tutuklanan avukatlar derhal serbest bırakılsın” — Fotoğraf: MA

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Adana Şubesi üyesi avukatlar, dernek üyesi ve Halkın Hukuk Bürosu (HHB) üyesi avukatlarının tutuklanmasına dair Adana Adliyesi önünde açıklama yaptı.

ÇHD Adana Şube Başkanı Baran Taygun Metin “Baskı ve zorbalıkla bizleri yıldıramayacaksınız. Yalan ve dezenformasyona karşı gerçeği savunmaya devam edeceğiz” dedi.

MA’nın haberine göre, Metin, “Çağdaş Hukukçular Derneği olarak öncelikle bu saldırılar karşısında boyun eğmeyeceğimizin, gerek meslektaşlarımızı gerekse mesleğimizi savunmayı sürdüreceğimizin altını çiziyoruz. Siyasi iktidar ve onun maşası olmuş yargının zorbalığını ve keyfiyetini normalleştirmesine izin vermeyeceğiz!” diye konuştu.

Metin, tutuklanan avukatlar Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı, Didem Baydar Ünsal ve Seda Şaraldı’nın derhal serbest bırakılmasını talep etti.

Hak ihlalleri

Metin, tutuklanan meslektaşlarının maruz kaldıkları hak ihlallerini ise şöyle sıraladı:

· Avukatların bürosu polis tarafından şiddet uygulanarak basıldı, kapıları kırıldı, eşyalarına zarar verildi.

· Tutuklanan Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı ve Didem Baydar Ünsal haklarında gözaltı kararı olmamasına rağmen, sadece o esnada büroda bulundukları için gözaltına alındılar.

· Avukatları ile görüşmeleri 24 saatliğine kısıtlandı. Dosyada gizlilik kararı olması nedeniyle suçlamalardan da ancak savcılık aşamasına gelindiğinde haberdar olundu.

· Avukatlara hukuki süreç boyunca, Çağlayan’daki çatışmaya katılan kişileri tanıyıp tanımadıkları dışında bir soru yöneltilmedi. Bu bağlamda, Havana Kuralları olarak da bilinen avukatların rolüne ilişkin ilkelerin en temeli olan “avukatların müvekkilleri ile özdeşleştirilmemesi” ilkesi henüz savcılık aşamasında ihlal edildi.

· Büroda el konulan ve dijital materyal adı verilen CD ve flash bellekler, avukatların yürüttüğü dava dosyalarına ilişkindir. Dosyada bu dava dosyaları dışında, tek bir delil söz konusu değildir.

· Avukatlar her gün adliyelerde görev yürüten, ofislerinin adresi herkesçe bilinen kişilerken, aleyhlerine tek bir delil de bulunmazken, bir takım dava dosyasının incelenmemiş olması bahane edilerek tutuklanmaları kabul edilemez. Bu uygulama en basit ifadesi ile kişi özgürlüğü ve güvenliğinin ihlalidir.

· Kaldı ki, el konulan CD ve flash bellek içeriğinin, avukatların müvekkillerinin dosyaları ile ilgili olduğu gözetildiğinde avukat-müvekkil ilişkisinin gizliliğinin de ihlal edildiği görülecektir.

· Avukatlar hakkında basına servis edilen yalan yanlış bilgilerle masumiyet karinesi hakları da ihlal edildi.

Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önündeki polis kontrol noktasına 6 Şubat’ta silahlı saldırı düzenleyen Emrah Yayla ve Pınar Birkoç ile o sırada adliye önünde bulunan Dilfiraz Karataş hayatını kaybetmiş, 3’ü polis 6 kişi yaralanmıştı. Saldırıyla ilgili soruşturma kapsamında düzenlenen operasyonda, aralarında Halkın Hukuk Bürosundan, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) yöneticisi ve üyesi olan avukatlar Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı, Seda Şaraldı, Berrak Çağlar ve Didem Baydar Ünsal da dahil 96 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan avukatlar Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı, Seda Şaraldı ve Didem Baydar Ünsal da dahil 53'ü tutuklandı.

(AS)