Şüpheli Ölümden Sorumlu Gördüğü Emniyet 10 Bin Lira İstiyor

Adana'da bir portakal bahçesindeki ağaca asılı bulunan Azadiya Welat gazetesi dağıtımcısı Metin Alataş'ın şüpheli ölümü üzerine yapılan basın açıklamasını okuyan avukat Şiar Rişvanoğlu hakkında, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü'nün açtığı tazminat davası 13 Eylül'e ertelendi.

Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde süren davada, yaptığı açıklamada "gazete çalışanı Alataş'ın daha önce Emniyet yetkilileri tarafından kaçırıldığını" hatırlatarak Alataş cinayetinin sorumlusunun "Emniyet olabileceği ihtimali"ni dillendiren Rişvanoğlu'ndan bakanlık 10 bin lira tazminat talep ediyor.

Mahkemeye "Emniyetin karıştığı olaylar" klasörü sunuldu

Rişvanoğlu ve avukatları önceki günkü (12 Nisan) duruşmada, mahkemeye delillerini sundu.

bianet'e konuşan Rişvanoğlu, mahkemeye Emniyet yetkililerinin karıştığı çeşitli olayların haberlerinden oluşan bir klasör dolusu gazete küpürünü ilettiklerini söyledi.

"Hukuk davası gibi görünüyor ama tamamen siyasi bir dava"

Mahkemeye sundukları klasörde Emniyet'in siyasi olayların yanı sıra Nijeryalı sığınmacı Festus Okey'in gözaltına alındığı Beyoğlu Polis Merkezi'nde polis kurşunuyla öldürülmesi örneğine yer verdiklerini belirten Rişvanoğlu, davayı şöyle değerlendirdi:

"Bakanlık ve Emniyet Müdürlüğü açıklamamızdan rencide olmuş ve 10 bin lira tazminat istiyor. Öldürülen bir insana sahip çıktığımız için hakkımızda dava açılıyor. Nedense de hep Kürt, gazeteci oluyor bu kişiler."

"Emniyet'in, Bakanlığın saygınlığını hiçbir olay zedelemiyor da, bizim bu açıklamamız zedeliyor demek ki."

"Bu dava utanç verici. Bir hukuk davası gibi görünüyor ama tamamen siyasi bir dava. Davadan çıkacak sonuç da bu yüzden önemli."

İki Azadiya Welat çalışanına da 7'şer yıl hapis

Öte yandan, Adana'da tutuklu yargılanan Azadiya Welat gazetesi çalışanları Ali Çat ve Abdulcebar Karabeğ ve Mehmet Şehap Demir'in yargılandıkları dava karara bağlandı.

Fırat Haber Ajansı'na (ANF) göre, 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın üçüncü duruşmasında Demir'in tahliyesine karar verilirken, Çat ve Karabeğ hakkında 7'şer yıl 1'er ay hapis cezası verildi.

Mahkeme heyeti Çat ve Karabeğ'in taleplerini reddederek verdiği ceza kararını "yasadışı örgüte yardım ve yataklık" ve "örgüt propagandası yapmak" suçlamalarına dayandırdı.

Gazete çalışanları, 12 Eylül referandumuyla ilgili Mersin'de "halkı sandığa gitmeme yönünde tehdit ettikleri" ve "izinsiz bildiri dağıttıkları" iddialarıyla tutuklanmışlardı. (EÇ/BB)