Meğerse, Halk Maocu Değilmiş!

"Tek parti gelsin de isterse Maocu olsun". Bu sözler, Demirören Şirketler Grubu'nun patronu Erdoğan Demirören'in. O, 22 Temmuz seçimlerine gidilirken işverenler ve örgütlerinin "istikrar"ın sürmesi beklentisinin en uca vardırılmış halini dillendiriyor. Patronlar için o ya da bu parti fark etmiyor, yeter ki "tek parti olsun".

Türk Sanayici ve İşadamları Derneği'nden (TÜSİAD), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'ne (TOBB), patronlar hiçbir partinin onları değil de çalıştırdıkları insanları sevindirecek politikalar uygulamayacağından eminler. Bir koalisyon kurulup kendi aralarında kavgaya tutuşarak "gereksiz" gündemler yaratılmasın istiyorlar.

Onların istekleri bir yana, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) dört buçuk yıl süren tek parti iktidarının, yani "istikrar"ın sokaktaki insanlar için ne anlama geldiğini merak ettik.

"Çarşı-pazar bia gezer" diyerekten sokağa çıktık, Beşiktaş Balık Pazarı'nda halka tek parti iktidarı ya da koalisyon üzerine düşüncelerini sorduk.

Dolmuşta başladı koalisyon tartışması

Beşiktaş'a varmak için bindiğim dolmuş şoförü İshak, "Allah için dört yıldır istikrar var" diyor. Arabaya binen hepsi erkek müşterilerden biri, Ömer İshak'ın görüşüne kızıyor. "AKP bizi sıfırdan da dibe çekti" diyor, benzin fiyatlarından örnek veriyor.

İshak her halükarda benzinin zamlanacağını söyleyip, "Koalisyon istemem, iki güveye bir gelin düşmez, AKP'yle devam" diyor. "Dolmuşa gazeteci binmiş içerde provokasyon havası" halinde süren yolculuğa Ömer'in umutsuzluğu nokta koyuyor: "CHP'de tek başına iktidar olamaz zaten."

Ha koalisyon ha tek parti

Beşiktaş Balık Pazarı'nın dibinde, tezgâha sıraladığı yaban incirlerini satan Yaşariye, Alibeyköy'de oturuyor. Dört yıldır ekonomik istikrar bir yana, çöktükçe çökmüş. Tek parti iktidarının faydasına inanmıyor, koalisyon hükümetinden "zinhar" beklentisi yok: "Beş yetimi incir parasına büyütüyorum. Ha koalisyon ha tek parti fark etmez. Umudum kalmadı."

Kalkan iki yıldır 20 milyon

İstikrar ölçeri kalkan balığının fiyatı olan balıkçı Ali, tek partinin istikrar getirdiği görüşünde. İki yıldır kalkan fiyatları 20 milyonmuş. Bundan has istikrar olur muymuş. Ancak Ali'ye göre istikrarın sağlanmasında başta bir denetleyici bulunması şart, geçen dönemin denetleyicisiyse Cumhurbaşkanı Sezer.

Müşterisi Ömer, önce seçim barajının aşağıya çekilmesi taraftarı. Tüm seçim sisteminin yeniden düzenlenmesini istiyor. Tek partide istikrar görmüyor: "Dün gördük her halükârda birbirlerini yiyorlar."

Beni sandığa götürecek ayağım yok

Önce oy vermeyeceğini söyleyen sonra "ayıp olmasın" diyen Ahmet'in, Pandali'de yaptığı kaymak-bal geç kahvaltısının nedeni işsizlik. "Beni sandığa götürecek ayağım yok. İstikrarımız ABD'nin ya da TÜSİAD'ın iki kaşının arasında" diyor.

Beşiktaş camiinde ikindi namazı bekleyen emeklilerden Veysel, "Ben çok tek parti gördüm, hepsi de imanımı gevretti" diyor. Onun istediği koalisyon, böylece çok kesime söz verileceğini düşünüyor.

Akbil ucuz değil

Aktar Aysun Sönmez, istikrarı "Akbil" fiyatlarına göre ölçüyor. Bu kritere göre, tek partinin faydası yok. 4 yıldır bir kuruş para biriktirememiş. "Meclise genç lazım" diyor. Oyuysa CHP'ye.

Aysun'un kızamık şekeri alan müşterisi Zekiye terzi. Partiler kendi içlerinde bölündükleri için tek partiden yana.

Dolmuşta dönerken konuştuğum Ruken, yoldan gelenlere "dur dur, geç geç" yapıyor. Son söz Ruken'in: "Meclis ayrı telde biz ayrı..."(AÖ/EÜ)