Hapisteki Avukatın Tedavi Hakkı için Başvuru

Hapisteki avukat Barkın Timtik’in teşhis konulan hastalığıyla ilgili tedavi görme hakkını kullanabilmesi için tahliye edilmesi talep edildi.

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Halkın Hukuk Bürosu’ndan avukat Didem Baydar Ünsal bianet’e yaptığı açıklamada, yaklaşık 1,5 yıldır tutuklu bulunan Timtik’in tedavi ve doktor seçme hakkının kullanabilmesi için tedbiren tahliye edilmesi yönünde başvuru yapıldığını ifade etti.

Avukat Baydar Ünsal, “Hekim ve hastane seçme hakkı ancak muayene olma ve görüş edinme yani bilgilenme ile mümkündür. Tutukluluk koşullarında ise bu imkanın sağlanması mümkün değildir” dedi.

TIKLAYIN – 18 Avukata Toplam 159 Yıl 1 Ay 30 Gün Hapis

Barkın Timtik, 20 avukatın yargılandığı dosyada üç sıralı duruşma sonucunda 20 Mart 2019’da verilen kararla, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 314/1. maddesi uyarınca “örgüt kurmak ve yönetmek” suçundan 18 yıl 9 ay hapse mahkum edilmişti. Dosya şu anda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinde.

Timtik’in avukatları, istinaf mahkemesindeki yargılamanın duruşmalı görülmesi için de ayrıca başvuru yaptı.

“Kendi seçtiği hastanede ve kendi seçtiği hekimler ile…”

Halen Silivri Cezaevinde bulunan Timtik, duruşmalar süresince yargılamadaki hukuksuzluklara dikkat çekmek amacıyla yaptıkları açlık grevi sırasında karnında büyüyen bir kitle fark etti.

Yapılan tetkikler sonunda 36 yaşındaki Timtik’in sağ ve sol overinde iki ayrı tür kistik yapı bulunduğu tespit edildi.

Cezaevinden götürüldüğü Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki doktor ameliyat edilmesine karar verdi.

Avukat Didem Baydar Ünsal, konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

“Barkın Timtik’in, kendisini takip eden doktora güvensizlik olarak değerlendirilmemesini temenni ettiğimiz, fakat bir insan hakkı olarak kabul gören, kişinin hekimini ve tedavisini seçme hakkından faydalanması gerekir. Eğer Barkın’ın davası tutuksuz olarak yürütülseydi ve Barkın özgür olsa idi hem hastalığını daha erken teşhis etme olanağı olurdu hem de tedavi için alternatif yollar denenebilirdi.

“Bir organın kaybedilmesi sonucunu doğurabilecek bir müdahale söz konusu olduğunda ameliyattan önce diğer tıbbi yöntemlerin denenmesi gerekir. Operasyon zorunlu ise bunun için tüm imkanların kullanılarak kendi seçtiği hastanede ve kendi seçtiği hekimler ile yapılması her kişinin hakkıdır.”

“Şartların yerine getirildiğini kim, nasıl denetleyecek?”

Avukat Didem Baydar Ünsal, Timtik’in hastaneye götürüldüğü ring araçlarının da sağlığını olumsuz yönde etkilediğini ifade etti:

“Örneğin 16 Mayıs tarihindeki jinekoloji muayenesi için kendisini Halkalı’da bulunan Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürmek üzere gelen ringe binemedi. Hapishanenin kullandığı hasta nakil aracının dahi denetlenmesi mümkün değilken, sağlık hakkının kullanılabilmesi için diğer şartların yerine getirildiğini kim, nasıl denetleyecek?

“Herkes kendi yaşamını belirleme hakkına sahiptir”

Başvuruda, hasta hakları ve hekim seçme haklarına dair uluslararası ve ulusal mevzuat da yer aldı:

Roma’da 2002 tarihli “Hasta Haklarına İlişkin Avrupa Statüsü”nde yer alan Özgür Seçim Hakkı başlığı şöyle:

* Yeterli bilgiye sahip her birey farklı tedavi prosedürleri (yöntemleri) ve tedaviyi verecek kişiler arasında seçim yapma hakkına sahiptir.

* Hasta, hangi teşhis ve tedavi yöntemin kullanılacağı ve doktor, uzman veya hastane seçimi konularında karar verme hakkına sahiptir.

* Doktoruna güvenmeyen bir kişi başka bir doktor talep edebilir(seçebilir).

Avrupa Hasta Haklarının Geliştirilmesi Bildirgesi (Amsterdam 1994) de şu hakları teminat altına alır:

1.2. Herkes kendi yaşamını belirleme hakkına sahiptir.

1.6. Herkes hastalıkların önlenmesi sağlık bakımı için yeterli ölçüde çaba gösterilerek sağlığının korunması ve kendisi için edinilebilir en yüksek sağlık seviyesine kavuşma hakkına sahiptir.

2.7. Hastalar ikinci bir görüş alma hakkına sahip olmalıdır.

Roma Statüsünün kabul edilmesinden sonra Türkiye’nin Avrupa Birliğine uyum süreci kapsamında Hasta Hakları Yönetmeliği hazırlandı. Yönetmelikte de “Hasta; tabi olduğu mevzuatın öngördüğü usul ve şartlara uyulmak kaydı ile sağlık kurum ve kuruluşunu seçme ve seçtiği sağlık kuruluşunda verilen sağlık hizmetinden faydalanma hakkına sahiptir” ifadesi yer alıyor. (AS)