“Gaziemir’deki nükleer atıklar, tüm canlı yaşamını tehdit ediyor”

* Fotoğraf: Mezopotamya Ajansı.

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) İzmir İl Örgütü, İzmir Gaziemir'deki kurşun fabrikası arazisine gömülü nükleer atıkların olduğu bölgede dün (9 Mayıs) basın açıklaması düzenledi.

Açıklamaya Yeşil Sol Parti İzmir milletvekili adayları Burcugül Çubuk, Mevlüt Ülgen, ekoloji aktivistleri ve yurttaşlar katıldı. Açıklama esnasında "Nükleere inat, yaşasın hayat" sloganları atıldı.

Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre, Yeşil Sol Parti milletvekili adayı Mevlüt Ülgen, nükleer atıkların halk sağlığını tehdit ettiğini belirterek, şöyle dedi:

Uygun koşullarda bertaraf

"Bölgede kanser, KOAH gibi hastalıklar artmış durumda. 2012 yılından bu yana mahalle halkıyla nükleer atıkların uygun koşullarda bertaraf edilmesi için mücadele ediyoruz; ancak iktidar buna sessiz kalıyor. Mücadelemizi Meclis'te, sokakta ve her yerde sürdürmeye devam edeceğiz."

º DETAY: İzmir'in Gaziemir ilçesinde radyoaktif atıkların gömülü olduğu Emrez Mahallesi'ndeki eski kurşun fabrikasının 70 dönümlük alanında 2021 yılında yapılan ölçümde 7 bin 291 katı oranında radyasyon tespit edildi. 2012 Aralık ayı başında arazide, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun (TAEK) yaptığı denetimler sonucunda Europium 152 ve 154 izotoplarına rastlanmıştı.

Devletin yok sayma politikaları

Yeşil Sol Parti İzmir Milletvekili adayı Burcugül Çubuk ise, nükleer atıkların bırakıldığı alanda insanların yaşamaya devam ettiğini ve çocukların oyun oynadığını söyleyerek şöyle dedi:

"Bu alanın tamamı nükleer atıklarla kirletilmiş durumda. Mahalle halkının ve bütün canlıların yaşamı tehdit altında. Buradaki nükleer atıklar sadece burada yaşayanların sorunu değil, hepimizin sorunu.

"Devletin yok sayma politikalarına karşı mücadelemizi sürdüreceğiz."

2012 yılından bu yana nükleer atıkların uygun bir şekilde kaldırılması için hukuki mücadele verdiklerini söyleyen avukat Arif Ali Cangı ise, bölgede yaşanan hukuksuzluklara dikkat çekerek nükleer atıkların buradan taşınıp, söz konusu çevre felaketine göz yumanların hukuk karşısında hesap vermesi gerektiğini belirtti.

(TY)