Eğitim-Sen Tüzük Davası Yarın
Haziran'da görülen ilk duruşmada, mahkeme tüzük değişikliği için 60 günlük süre tanımış, sendika ise bu değişikliği yapmayı reddetmişti. Mahkemenin tanıdığı süre yarın doluyor.
Davanın "yanlış bir hukuki tespitle" sendika yöneticilerine açıldığını, kapatma davasının sendika tüzel kişiliğine açılması gerektiğini ifade eden Eğitim-Sen avukatlarından Murat Altındere, dava açılırken "Anadilde eğitim hakkını" savunan tüzük maddesinin iptali için Eğitim-Sen'e 60 gün süre tanınmasının yasaya aykırı olduğunu savundu.
Av. Altındere, davayı "Usulsüz, belirli çevrelerin harekete geçirdiği, hukuki yanı olmayan siyasi bir dava" olarak nitelendirdi.
Genelkurmay mektubu ile açılan dava
Yürürlükteki tüzük maddesinin Çalışma ve Soysal Güvenlik Bakanlığı ile Ankara Valiliği'nin onayından geçtiğinin söyleyen Altındere, davaya tüzüğün 2. maddesinin "b" bendinde geçen "toplumun bütün bireylerinin temel insan hakları ve özgürlükleri doğrultusunda demokratik, laik, bilimsel ve parasız eğitim görmesini, bireylerin ana dillerinde öğrenim görmesini ve kültürlerini geliştirmesini savunur" ifadesindeki "bireylerin ana dillerinde öğrenim görmesini savunur" ibaresinin gerekçe oluşturduğunu bildirdi.
Tüzüğün bu maddesinin 2001'de gerçekleştirilen Tüzük Kongresi'nden beri yürürlükte olduğunu aktaran Altındere, bu maddenin iptali için daha önce Ankara Valiliği'nin de suç duyurusunda bulunduğunu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ise takipsizlik kararı verdiğini, kararın da 16 Temmuz 2002'de kesinleştiğini hatırlattı.
Altındere, bu davanın ise Genelkurmay Başkanlığı'nın, 27 Haziran 2003'te Çalışma ve Soysal Güvenlik Bakanlığı'na yazdığı ve "sendikanın tüzüğündeki 2/b. maddesinin değiştirilmesi için ilgili girişimlerde bulunulmasını arz ederim" yazısı üzerine Valiliğin tekrardan harekete geçmesi üzerine açıldığını ifade etti.
Avukat Altındere, davanın 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Yasası, Anayasanın 90. maddesi, iç hukuk normu haline gelen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Sözleşmesi'ne aykırılıklar içerdiğini iddia etti.(EÖ/EÜ)
