ÇORLULU AİLELERE POLİS MÜDAHALESİ

Çorlu Tren Kazasında Ölenlerin Aileleri: Hukuksuzluğa İzin Vermeyeceğiz

Çorlu’daki tren kazasında yaşamını kaybedenlerin yakınları, tren kazası soruşturmasında tren şefi, makinistler, bürokratlar ve TCDD’nin üst yönetiminde yer alan kişiler hakkında Şubat ayında verilen takipsizlik kararını AYM’ye taşıyor.

Ankara

Çorlu Tren Kazasında Ölenlerin Aileleri: Hukuksuzluğa İzin Vermeyeceğiz

Haberin İngilizcesi için tıklayın

Çorlu’da Temmuz 2018’de gerçekleşen ve 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasında yaşamını kaybedenlerin aileleri, tren kazasına ilişkin sadece dört, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) personeline dava açılmasına tepki gösteriyor.

Bu nedenle önce Çorlu Adliyesi önünde Adalet Nöbeti gerçekleştiren aileler, nöbetlerini Ankara’ya Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.

Ayrıca aileler, tren kazası soruşturmasında tren şefi, makinistler, bürokratlar ve TCDD’nin üst yönetiminde yer alan kişiler hakkındaki takipsizlik kararına ilişkin Anayasa Mahkemesi’ne başvuracak. Aileler, bu nedenle de bugün AYM önündeydi.

TIKLAYIN - Makinistlere Takipsizlik, TCDD Çalışanlarına İddianame

Polis ailelere önce kalkanla müdahale etti

AYM başvurusu öncesi AYM önünde açıklama yapmak isteyen ailelere, Sosyal Haklar Derneği (SHD) üyeleri ve avukatları, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukatlar ile TİP Hatay Milletvekili Barış Atay, CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel ve CHP eski milletvekili Aylin Nazlıaka da destek verdi.

Ancak, aileler henüz açıklamaya başlamadan, polis müdahale etti. Aileleri kalkanlarla karşı kaldırıma sürükleyen polis müdahalesinde, aileler ve avukatlar hırpalandı.

Polis sonra plastik mermiyle müdahale etti

CHP'li Milletvekili Sertel, kendilerini engellemek isteyen polislere, “Can var ortada. Orada çocuk da öldü, polis de öldü. Bunu zorlarsanız zarar verirsiniz. Polis teşkilatına, iktidara, hukuka da zarar verirsiniz” dedi.

Aileler, hırpalanmalarına rağmen açıklamayı gerçekleştirmek istedi. Ancak, polis, ailelerin ve milletvekillerin tüm ısrarına rağmen, bu kez plastik mermi ile müdahale etti. Kazada yaşamını kaybeden Oğuz Arda Sel’in dedesi fenalaştı. Bir kişinin de gözaltına alındığı belirtildi.

İkinci saldırının ardından konuşan ÇHD İstanbul Şube Başkanı Gökmen Yeşil, şunları söyledi:

“Yedisi çocuk 25 kişi öldürüldü. Kaldırıma, yola gösterilen hassasiyet bu dosyaya gösterilmedi. Bu dosyada bir tane tutuklu yok. Devletin bu dosyaya hassasiyet göstermesini istiyoruz. Yedi çocuk öldürüldü, yedi çocuk!”

Çorlu Tren Katliamında hayatlarını kaybeden ve yaralananların aileleri ile birlikte, katliamdan sorumluluğu olan üst düzey kamu görevlileri hakkındaki takipsizlik kararına karşı bugün Anayasa Mahkemesi önünde nöbetteyiz, başvurumuzu yapacağız. https://t.co/5NF2C2tRRb
— ÇHD İstanbul Şube (@CHDistanbul) 12 Haziran 2019

Aileler: “Gözümüzün içinde bakarak yalan söylediler”

İki polis müdahalesine rağmen aileler, AYM önünde basına açıklama yaptı. Aileler adına yapılan açıklamada şöyle seslenildi:

“Bundan yaklaşık on ay önce ananız, babamız, eşimiz, çocuklarımız, kardeşlerimiz devletin demiryollarında devletin trenin altında kalarak can verdi, yüzlercemiz yaralandı. Elim kaza dediler. On ay boyunca sesimizi çıkarmadan adliyelerde hâkimlerden, savcılarından, bilirkişilerden medet umduk acımızı bir az olsun hafifletsinler diye, bir daha böyle katliamlar olmasın diye, suçlular açığa çıkarılsın diye.

"On ay sonunda savcı bula bula bu katliamda sorumluluğu bulunan şirketlerden birinin yönetim kurulu üyesini ve soruşturmanın yürütüldüğü şirketlerden birinin danışmanını bilirkişi diye karşımıza çıkardı. Bu bilirkişiler de 25 canın sorumlusu diye küçücük görevleri olan dört kişiyi gösterdiler ve bunu kabul etmemizi istediler, istiyorlar. 'Yetkilileri de ayrı soruşturuyoruz' dediler. On ayın sonunda gözümüzün içine baka baka bize yalan söylediler, sürekli bizi oyaladılar.”

‘Oyalamalara karnımız tok’

“Ne sokuşturdukları bir yetkili var, ne de gerçek suçluları ortaya çıkarma dertleri var. Bu olayda canlarını yitirmiş aileler olarak ‘artık yeter’ diyoruz. Oyalamalara, kandırmalara karnımız tok. Başta Ulaştırma Bakanı, TCDD Genel Müdürü, bürokratlar ve üst yöneticiler olmak üzere birçok kişinin sorumluluğu vardır”

‘Bu hukuksuzluğa izin vermeyeceğiz’

“Gerçek sorumlular bulunana kadar, suçlulara hak ettikleri cezalar verilene kadar adliyede, sokakta, meydanlarda, sesimizi duyurabildiğimiz her yerde bu adaletsizliği teşhir edeceğiz. Bu hukuksuzluğa izin vermeyeceğiz. Bu adaletsizliği kabul etmeyen milyonlarca insanın yanımızda bizimle birlikte olduğunu biliyoruz."

Sel: “Tüm sorumlular yargılansın istiyorum”

Kazada yaşamını kaybeden Oğuz Arda Sel’in annesi Mısra Öz Sel de şöyle dedi:

“Ben kimseye zarar vermek için burada değilim. Ben ‘9 yaşındaki çocuğumun kılına zarar gelirse dünyayı yakarım’ diyen bir anneyim. Ben tüm sorumluların karşımıza gelmesini, yargılanmasını istiyorum. Aksini kabul etmiyoruz. Elbet devran değişecek. Biz onları yargılayacağız” ifadelerini kullandı.

Yaşamını Kaybedenlerin Aileleri Ne Anlatmak İstiyor?

Çorlu tren kazasında yaşamını kaybedenlerin aileleri, Yeni Yaşam gazetesine konuştu, adaletsizliğe dikkat çekti.

Annesi Ruzübe ve babası Gani Kartal'ı kaybeden İsmail Kartal, faciadan dört kişinin sorumlu tutulamayacağını belirtiyor:

"Asıl sorumlular ulaştırma Bakanlığı Cahit Turhan ve yönetimi. TCDD Genel Müdürlüğü İsa Apaydın ve yönetimi. Faciadan sonra 'Hâlâ vagonların altında cesetler var. Neden bu hattı açmak için bu kadar acele ediyoruz." diye soran kişiye. Yönetimin verdiği cevap 'Açmamız lazım. TCDD'nin uluslararası birçok anlaşması var. Bu hattan yük trenleri geçiyor. O malzemelerin zamanında gitmesi lazım. Uluslararası yükümlülüklerimiz var. Yoksa çok zarar ederiz. Yani mecburuz."

"Cinayet resmen geliyorum dedi"

Tren faciasında çocukları Özge ve Gülçe Dikmen'i ve yeğenini kaybeden Funda Dikmen de şunları vurguluyor:

"İmza yetkisi olan herkes suçludur. İhmaller, umursamazlık bu kazaya sebep olmuştur. Biz olaydan bir gün önce bu trene bindik ve sarılar mevkiinde tren duracakmış gibi yavaş gitti. Aynı şekilde Muratlı'yı geçince Ballı Hoca Mevkiinde de tren ağır bir şekilde hareket etti. Demek ki buralarda sorunlar varmış. Neden bizlerin haberi olmuyor. Pazar günü tam aksi oldu, makinistler sanki soruları bilmiyormuş gibi aşırı bir hızla gidiyordu. Yolcu sayısı da oldukça fazlaydı, bu faciada cinayet resmen geliyorum dedi."

"İhmallerin üstü örtülüyor"

Eşi Ersen Gül'ü kaybeden Hatice Gül de şöyle diyor:

"Yalnızca 3-4 saha çalışanı üzerine olayın atılıp yöneticilerin yargılanmamasıdır. Kazadan önce birçok ihmal var ama bunların üstü örtülüyor."

"Show uğruna insanlarımız öldü"

Oğlu Oğuz Arda Sel'i kaybeden Mısra Öz de şöyle sesleniyor:

"Olayın üzerinden aylar geçtikçe üstü örtülmeye çalışılan bir ihmal cinayetinde sevdiklerimizi kaybettiğimizi görüyoruz. 'Halka Hizmet ediyoruz' diye açtıkları tren hattının, Osmanlı döneminden kalan bir hat olduğunu, üzerinden geçecek olan hızlandırılmış trenin ne hızını ne yükünü kaldıramayacak düzeyde olduğunu öğrendik. O hatta hiç bakım yapılmamış ki! Ancak Haziran da açılan hat Temmuz'da bu katliama sebep oluyor. Sadece bir ay anca taşıyabilmiş trenleri. Keşke hiç açılmasaydı. Show uğruna işte insanlarımız öldü."

İddianame hakkında

TCDD 1’inci Bölge Müdürlüğü Halkalı 14’üncü Demir Yolu Bakım Müdürlüğü Demir Yolu Bakım Müdürü Turgut Kurt, Çerkezköy 143 Yol Bakım Şefliği Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Köprüler Şefi Çetin Yıldırım ve Hat Bakım Onarım Memuru Celaleddin Çabuk “taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçlamasıyla 3 Temmuz 2019’da hâkim karşısına çıkacak. (EMK)

* Fotoğraflar: Serkan Alan