12 Eylül Hükümlüsü Solcu Kalmadı mı?

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ'ın 12 Eylül darbesi öncesi suçlar nedeniyle solcuların değil ülkücülerin hala cezaevinde olduğunu iddia ederek bu durumun düzeltilmesi için yasal değişiklik yaptıklarını belirtmesi üzerine Özdağ, 78'liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can ve son 33 yılın 31 yılını cezaevinde geçiren Tahir Canan'ın oğlu İlhan Canan ile konuştuk.

Manisa Milletvekili Özdağ, solcuların TCK 146/1'den yargılandığını ve yedi kişiyi öldüren bir solcunun 12 yıl ceza aldığını, yedi kişiyi öldüren bir ülkücünün ise TCK 313, 314 ve 315. maddeler gereği 21 yıl ceza aldığını söyledi.

Celalettin Can, mağduriyetlerin giderilmesi için Türkiye'ye giriş yapamayan 100 bine yakın solcu için de yasal düzenleme yapılması gerektiğine dikkat çekerken, İlhan Canan, mevcut yasal düzenlemeyle babasının tahliye olabileceğine inanmadığını belirtti.

AKP milletvekili Özdağ, Vatan gazetesine verdiği demeçte "1980 öncesi suç işleyenler 1991'de infaz yasası değiştiği için çıktı. Solcular çıktı ama bu insanlar çıkamadı. İçeride bir tane solcu kalmadı. 'Solculara uyguladılarsa sağcılara da uygulayın' dedim. Eşitliği sağladım. Solcular çıktı ama Haluk Kırcı 21 yıl yattı, niye yatsın ki?" demişti.

Can: Katilleri affederek 12 Eylül'le hesaplaşıyorlar

78'liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, 1991'de çıkan kısmi afla birlikte Türkiye'de 146. maddeden yargılananların müebbet aldıklarında sekiz yıl, idam aldıklarında on yıl yattıklarını ve bu ceza indiriminden sadece solcuların değil, ülkücülerin ve İslamcıların da yararlandığını söyledi.

On binlerce Kürt mahkumun ise müebbet olan cezalarının 15 yıla, idam olan cezaların ise 20 yıla düşürüldüğünü hatırlatan Can, o dönemden bu yana hala cezaevinde olan Kürt mahkumlar olduğunu belirtti ve 125. maddeden yargılanan bu insanlar için de bir çözüm düşünülüp düşünülmediğini sordu.

"Bugün cezaevinde pek çok solcu arkadaşımız var. İnfaz yasası nedeniyle bir suç işlese dahi tekrar cezaevine dönen ve önceki cezası da eklenen arkadaşlarımız var."

"1980'lerde yargılanan ülkücü tutsaklara adli mahkum muamelesi yapılırken solcular terörle suçlandı ve uzun yıllar siyasi yasaklı oldular. Oysa ülkücüler cezaevlerinden çıktıktan sonra MHP, ANAP içinde siyasete katılabildiler."

"Bahçelievler katliamı toplum vicdanını yaralayan bir olaydır. Bu olayların yaralarını sarmadan üstünü kapatamazlar. Kaldı ki, Haluk Kırcı olsun, diğer katiller olsun, bunlar sıradan ülkücüler değil; bunlar doğrudan doğruya özel harpçi, Çatlı grubundan olan ve Genelkurmay'a bağlı çalışan insanlar. 1970'lerde bir ölçüde MHP'den dahi koparılarak Genelkurmay'a ve NATO'nun gladyo karargahlarına bağlanmış bir ekiptir."

"Dolayısıyla 12 Eylül'le, Ergenekon'la, Özel Harp'le hesaplaşma olacaksa bunlarla hesaplaşmak gerekir. Büşra Ersanlı gibi hiç bir şiddet olayına bulaşmamış insanları cezaevinde tutuyorlar ama bizzat katliam yapan insanları salıyorlar. Bu nasıl bir adalet duygusu?"

"12 Eylül döneminde resmi rakamlara göre 29 bin solcu vatandaşlıktan çıkarıldı. Bu rakam 1980'lerin ilk yıllarına ait. Şu an 100 binin üzerinde insan yurtdışında ve bunların büyük kısmı ülkeye giremiyor."

"Madem vicdandan bahsediyorlar, bu insanların da ülkeye dönmesini sağlamaları gerekiyor. Ancak maalesef sadece katilleri affediyorlar. Göründüğü kadarıyla Kenan Evren'i de affedecekler ve 12 Eylül'le böyle 'hesaplaşacaklar'."

Canan: Asıl niyet ülkücüleri kurtarmak gibi

Tahir Canan'ın oğlu İlhan Canan ise yasa hazırlığı sürecinde yasanın mimarlarından AKP Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ ile bir çok kez görüştüğünü söyledi.

Özdağ'ın kendisine bu işin sağı solu olmadığını, 12 Eylül mağduriyeti olduğunu ve mağduriyetlerin sona erdirilmesi gerektiğini söylediğini aktaran Canan, Özdağ'ın Tahir Canan'ın da yasayla birlikte tahliye edileceğinden emin olduğunu ifade etti.

"Şimdi soldan kimse kalmadı demesi ilginç geldi. Sanırım 1991 şartlı salıverme yasasına dayandırmaya çalışıyor. Fakat Bahçelievler katliamının failleri 1999'da tutuklandı. O zaman 1991'deki yasadan nasıl faydalanıyorlar?"

"Şimdi kendisine sormak lazım; bu yasa Tahir Canan'ı çıkarıyor mu çıkarmıyor mu? Kendisi bana 104/3 maddeye bakın, Tahir Canan bu yasayla çıkacak dedi. Yasa çıkmadan önce bence genel açıklamalar yaptılar ama asıl niyet ülkücüleri kurtarmaya yönelik gibi."

Özdağ: Ülkücüler daha çok ceza aldı

Yasanın mimarlarından AKP Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ ise bianet'e yaptığı açıklamada 12 Eylül döneminde, sol görüşlü birinin yedi kişiyi öldürmesi durumunda 12 yıl yattığını, sağ görüşlü birinin yedi kişiyi öldürmesi durumunda ise yedi kere on yıl hapis cezasına çarptırıldığını ve ceza infaz kanunu çerçevesinde 36 yıl yattığını söyledi.

Önceden sağcı-solcu herkesin 146/1 "vatan hainliği" ile yargılandığını, sonra Askeri Yargıtay Daireler Kurulu'nun ülkücüleri 313, 314 ve 315. maddelere yani örgüt suçlarına soktuğunu belirten Özdağ, solcuların örgüt suçlarının ise 146/1'e dahil edildiğini ileri sürdü.

"Tahir Canan da tahliye edilmeli"

Tahir Canan'ın da durumuna değinen Özdağ, Canan'ın cezaevinden çıktıktan sonra başka bir suç işlediği için infazının yandığını ve tekrar hapsedildiğini belirtti.

İkinci cezanın tüm sonuçlarıyla ortadan kalkmış olduğunu ve bu nedenle şartlı tahliyenin yanmaması gerektiğini söyleyen Özdağ, bu durumun infaz yasasındaki olumsuzluklardan kaynaklandığını ifade etti.

"Ben de Canan'ın bir an evvel cezaevinden çıkmasını istiyorum. Ancak içerde 12 Eylül 1980 öncesi suç işlediği için şu an cezaevinde olan tek bir sol görüşlü yok."

"Tahir Canan ve infazı yanan diğerlerinin de çıkması için 1960, 1971 ve 1980'in askeri mahkeme kararlarını siyasi suçlular için yok hükmünde saymak için çalışmamız var. Bunu yapabilirsek Tahir Canan ve diğer mağdurlar da çıkabilecek."

"Bünyamin Adanalı ve Ünal Osmanağaoğlu 14 yıl cezaevinde kaldıktan sonra tahliye oldular. Sekiz askeri öldüren bir sol görüşlü 12 yıl yattı çıktı. Adana'da beş ülkücüyü öldüren sol görüşlü biri de 12 yıl yatıp çıktı."

"Ölümleri asla tasvip etmiyorum. Sağcı-solcu diye bakmıyorum. Mutlaka ceza infaz yasasını değiştirmemiz gerekiyor. 12 Eylül dönemindeki tüm kararların iptal edilmesi gerekiyor." (EKN)