00:01 son güncelleme
Bianet Bültene Abone Ol
facebook twitter rss youtube
  • BİANET
    1. Anasayfa
    2. Haber Listesi
    3. Yazarlar
    4. Galeriler
    5. Özel Dosyalar
  • BİAMAG
    1. Anasayfa
    2. Yazılar
    3. Yazarlar
    4. Galeriler
    5. Bia Kitaplığı
  • KURDÎ
    1. Destpêk
    2. Nûçe
    3. Nivîskar
    4. Galerî
    5. Têkilî
  • ENGLISH
    1. Homepage
    2. News-Articles
    3. Bylines
    4. Galleries
    5. About Us
  • KADIN-LGBTİ
    1. Anasayfa
    2. Haber Listesi
    3. Erkek Şiddeti-Çetele
    4. Şiddete Uğrarsanız
    5. Bağlantılar
  • ÇOCUK
    1. Anasayfa
    2. Haber Listesi
    3. Yazarlar
    4. Çocuklardan
    5. Bağlantılar

Haber Listesi

  • Bianet
  • Biamag
  • Kurdî
  • English
  • Kadın
  • Çocuk
Beyazıt'ta bir Ermeni Kilisesi'nde İstanbul'daki bazı İranlı mültecilerin hayatı geçiyor...

Kimisi yıllar önce kimisi yalnızca birkaç ay önce Türkiye'ye gelen İranlı aileler din değiştirdikleri, yani Hıristiyan olmayı seçtikleri için İran'da yaşamlarını sürdüremeyerek Türkiye'ye sığındılar.

İşte bu din değiştiren ailelerin çocukları İstanbul'daki İran İlköğretim Okulu'na alınmıyorlar. "İran Okulu"nu 1886'da dönemin şahı Rıza Pehlevi Osmanlı'da yaşayan İranlıların çocukları için İstanbul'da kurmuş.

Bu çocuklar için kilisede cemaat içinden ders verebilecek bilgiye sahip olanlar gönüllü olarak öğretmenlik yapıyor.

Çocuklar kilise koridorlarında koşup oynuyorlar. Yaşamlarının bütün kötü koşullarına rağmen keyifleri yerinde, çocukça şımarıklıklardan da eksik kalmıyorlar.

Aria bambaşka bir çocuk...

7 yaşındaki Aria Bayati ve 16 yaşındaki Saman'la konuştuk. Aria'nın ailesi 4,5 yıl önce Türkiye'ye gelmiş. Aria etrafta koşup duruyor, küçük ve patlak bir topla oynuyor, çay içiyor, beğenmeyip suratını ekşitiyor, kendine eğlence bulmakta hiç zorlanmıyor.

Saman, annesi ve kardeşi babasının yanına gitmek istiyor

Saman'ın Hıristiyanlığı seçen babası İsviçre'de bir kilisede çalışıyormuş, o da annesi ve küçük kardeşiyle birlikte babasının yanına gitmeye çalışıyor. 7,5 aydır İstanbul'dalar.

Simin çocukları nasıl diploma alır diye düşünüyor

Aria'nın 37 yaşındaki annesi Simin Ebuzeyd büyük oğlunun Hıristiyan olduğu için Türkiye'deki İran Okulu'ndan kovulduğunu o yüzden Aria'yı doğrudan kilisedeki derslere getirdiğini anlatıyor:

"İran'da yaşayamadık bu şartlarda. Kocam burada ayakkabı işindeydi 5-6 ay önce ayrıldı işten, burada gönüllü olarak çalışıyor. Ama geçinmek zor. Çocuklara kilisede ders veriyoruz. Ama bir okuldan mezun olmuş olmayacaklar sonuçta. Ağustos'ta İran Okulu'nda bütünleme sınavına girebilecekler belki. Öyle olursa diploma alabilirler."

Simin bizimle konuşurken epeyi huzursuz. "Başımıza bir dert gelmesin" kaygısı hakim hepsinin üzerinde. Onları, hallerinden "çarpıcı" bir haber metni çıkarmak pahasına teşhir etmeyeceğimi söylüyorum... Bir koyvermişlik de var üzerinde...

Tedirginler...

Aria'nın babası Cafer Bayati, biz kiliseden ayrılmadan hemen önce geliyor, oradakilerin hepsinden biraz daha fazla tedirgin, doğal belki... Başlarına gelebilecekler hakkında çocuklardan daha çok şey biliyor... Fazla konuşmaya da meyilli değil. Cafer İran'dayken din değiştirmiş, karısı Simin'se Türkiye'ye geldikten sonra.

Bizi onlarla buluşturan Fatema Guderzi çevirmenliğimizi de yaptı. O da İstanbul Üniversitesi Florence Nightengale Başhemşirelik Bölümü'nde okuyor. 10 yıldır İstanbul'da. (NZ)

İranda Yaşatmıyor, İstanbulda Okutmuyorlar
Aria ve Saman İranlı mülteci çocuklar. Aria toraman, kıvırcık, tatlı bir oğlan çocuğu. Saman dertli. İsviçredeki babasına ulaşmaya çalışıyor. Bu mülteci çocuklar aileleri din değiştirdiği için İstanbuldaki İran İlköğretim Okuluna kabul edilmiyorlar.
Nilüfer Zengin İstanbul - BİA Haber Merkezi 29 Haziran 2007, Cuma 00:00
Haberi mail ile paylaş.
Kapat

  • BİANET
  • BİAMAG
  • KURDÎ
  • ENGLISH
  • KADIN-LGBTİ
  • ÇOCUK
YeniHayat Bilişim

Bu web sitesi IPS İletişim Vakfınca İsveç Uluslararası Kalkınma Ajansı (SIDA) desteğiyle yürütülen, "Haklar İçin Habercilik, Haberciler İçin Özgürlük" -kısa adıyla BİA3 - projesi kapsamında yayınlanmaktadır. Bu web sitesinin içeriği yalnızca IPS İletişim Vakfı'nın sorumluluğundadır ve hiçbir biçimde SIDA'nın tutumunu yansıtmamaktadır.