Haberin İngilizcesi için tıklayın Fotoğraflar: Evrim Kepenek/bianet
"Bu bir açıklama değildir. Türkiye'de düşünce ve ifade özgürlüğü engelleniyor. Engellendiği için biz açıklama yapmıyoruz. Çünkü bu açıklamayı Gezi Parkı'nda yapmak istiyoruz. Engellendiği için yapamıyoruz. Bu yaptığımız bir basın açıklaması değildir..."
Taksim Mis Sokak'tan polislere böyle seslenen kişi Taksim Dayanışması'ndan avukat Can Atalay.
Taksim Dayanışması Gezi Direnişi’nin 7. yıldönümünde yaşamını kaybedenleri anmak ve Gezi'yi kutlamak için bir araya geldi. ASlında grup Gezi Parkı'nda açıklama yapmak istiyordu. Ancak, tam da Atalay'ın söylediği gibi düşünce ve fiade özgürlüğü engellendiği için açıklama Taksim Mis Sokak’taydı. Mis Sokağın her iki girişi de polislerce kapatıldı ve açıklama polis-TOMA eşliğinde yapıldı.
TIKLAYIN - bianet'in Gezi Arşivi
"Gezi hepimizin onuru"
"Hayat anca Gezi'ye sığar" pankartı açan grup "Her yer Taksim her yer direniş", " Bu daha başlangıç mücadeleye devam", " Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz", " direne direne kazanacağınız", "Gezi şehitleri onurumuzdur" sloganı attı.
Gruba, HDP milletvekili Oya Ersoy, CHP İstanbul milletvekili Ali Şeker, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, HDP İl Eş Başkanları Elif Bulut ve Erdal Avcı, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, HDK Eş Başkanı Sedat Şenoğlu da destek verdi.
Grup adına basına açıklamayı okuyan Taksim Dayanışması'ndan avukat Can Atalay şöyle seslendi:
"Yedi sene önce, talanın ülkenin kalbindeki meydana kadar inmeye niyetlenmesiyle milyonlarca insan; kenti, doğayı, emeği, kardeşliği savunmak, eşitliği, özgürlüğü ve adaleti kazanmak için 80 ilde sokağa çıktı. Çünkü bu sistem, üretimden değil tüketimden besleniyor.
“Sadece doğayı betonla değiştirmiyor, insanı da tüketiyor.Sağlık hizmeti isteyen hastanın eline sadaka sıkıştıran, kadını hayatın içinden, istihdamdan çekip eve kapatan, işçinin sağlığını değil inşaatların hızını önemseyen, nitelikli eğitimi bir ayrıcalık haline sokan, emeklilik hakkını "mezara" erteleyen, fikirleri tutsak etmeye çalışan, halkı ayrıştıran, ötekileştiren, kutuplaştıran bu düzene karşı artık susma mecburiyetini tanımadığımız kitlesel bir haykırış, halkın "artık yeter" çığlığıydı.
'Gezi'nin taleplei haklıydı'
“Gezi, üzerindeki baskıdan kurtulmaya çalışan, eşitsizliğe karşı çıkan halkın derin bir nefesiydi. Oysa Gezi'nin tüm talepleri haklıydı, şimdi o haklılıkla sınanıyorsunuz.
"Bir deprem oldu ve deprem sonrası toplanma alanlarını yok ettiğinizi saklayamadınız. Hala bir mayın üzerinde oturuyoruz, her seferinde yeniden uyarıyoruz. Haklıyız, biliyorsunuz. Topraktan, tarımdan, tohumdan hem kendi elinizi, hem de kol kanat gerdiğiniz şirketlerin elini çekin dedik.
“Kuruttuğunuz dereler, yok ettiğiniz tarım arazileri derken gün geldi soğanın kilosu 10 liraya çıktı, bunu dile getirmeyi bile yasaklamaya kalktınız.
"Gezi'de Berkin'i, Ethem'i, Medeniyi, Ali İsmail'i, Hasan Ferit'i, Abdullah'ı, Ahmet'i ve Mehmet'i bizden ayıran karanlıkla George Floyd'un nefesini kesen aynı karanlıktır. O gün de bunun karşısındaydık, bugün de karşısındayız Barışçıl direniş her yerde bir haktır. Aramızdaki binlerce kilometreye rağmen biriz, bir aradayız.
“Bugün bu maskeye herkes saygı duyup takıyorsa, bu maskenin hayatla olan bağını Gezi Direnişi'nden bildiği içindir. Bir zamanlar yargıladığınız bu maskelere muhtaç kalmanız da size dert olsun.
“Gezi haklılığımızdır. Tarih de her geçen gün bunu ispatlamaktadır. Gezi bu halkın onurudur, onurumuzla yaşayacağız..
"Pandemi sürüyor! Fiziksel olarak ayrı kalsak da kalplerimiz birlikte atıyor, Gezi'nin dayanışma öğretisine, gücüne güveniyoruz. Gezi bu toprakların eşitlik, özgürlük, adalet umududur, imkânıdır." (EMK)