Haberin İngilizcesi için tıklayın
İstanbul Büyükşehir Belediye (ibb) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Fox Tv'de canlı yayında İsmail Küçükkaya'nın sorularını yanıtladı.
İstanbul’daki deprem sonrası toplanma alanlarına ilişkin konuşan İmamoğlu, “99 yılında 470 adet çok büyük çaplı toplanma alanı tanımlanmış, şimdi elimizde 77'si kalmış. Bugün sayılar şöyle; İstanbul genelinde 2864 park ve buna benzer alanların toplanma alanı şeklinde AFAD'a bildirildiği söyleniyor. Bu alanlar toplanma alanı şeklinde gerekli fiziksel şartlara sahip değil. Burada bir devri suçlamak değil amacımız” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün İstanbul’da yaşanan 5.8 şiddetindeki depremin ardından yaptığı açıklamada “İstanbul'da AFAD'ın on binlerce şu anda ilan edilmiş toplanma alanı söz konusudur” demişti.
İmamoğlu’nun açıklamaları şöyle:
“Acil toplanma alanlarıyla ilgili şehrimiz sıkıntıda”
"Dün akşam Sayın Fuat Oktay çok güzel bir çalışma başlattı. Fuat Bey bu konuda güzle bir çalışma başlattı. Bütün yetkili birimlerimiz orada, çalışmalar devam ediyor. Toplanma alanı hususunda, 10 bin 22 adet olarak tanımlanıyor, bu 2 bin 800'ün üzerine okul bahçeleri konuyor.
“Acil toplanma alanlarıyla ilgili şehrimiz sıkıntıdadır, nokta. Bunu itiraf etmezsek ve çalışmalara bu şekilde bakmazsak eyyamcılık yapmış oluruz. Biz 856 adet yeni toplanma alanı yapılabilecek yeni yerler tespit ettik. Bununla ilgili pazar günü bana sunum yapıldı.
“Hatta pazartesi günü de katıldığın bir televizyon programında, ben ülkemin her yetkilisiyle konuşmak istiyorum, Sayın Cumhurbaşkanımız ile depremi konuşmak istediğimi söyledim. Gizli ajanda gibi. Trafiği hissederiz, bir parkın eksikliğini hissederiz, her şeyi hissederiz ama depremi unuturuz.
“Çok yanlışlar yaptık”
“(Nasıl hazırlıklar yapılacak?) Tabii hocamız da (Deprem Bilimci Prof. Dr. Ahmet Ercan) az önce Kandilli rasathanesi ile konuştuk, iş birliklerimizi hızlıca tekrar ele alacak ortak masalar kurmamız gerektiğini konuştuk.
“Bilimle ilgili konular açıkçası bir şehrin depremi yaşadığı anla ilgili konular var. Biz şununla ilgileniyoruz daha çok, İstanbul'un yapı stoku. Riskli yapı ne kadar var, bunların nasıl güçlendirilmesi mümkün, nasıl bir sistemle kentsel dönüşüm sürecini ele almalıyız? Bakın çok yanlışlar yaptık. Eğri, oturup doğru konuşmazsak yine çözüm bulamayız.
“İstanbul'un riskli yapı stokunu azaltamadık. Kartal'daki gibi birçok yapının tepemize yıkılması ihtimali varsa bu İstanbul için vahim bir tablodur. Birçok ilçemizde bu tarz riskli alanlarla her gün karşılaşıyoruz.
“Daha yeni Sarıyer'de, Kağıthane'de alanlarla karşılaştık. Bazı yerlerde güçlendirmeyle belki de yapıların kendi mevcut büyüklükleriyle şehrin yapı stokunu güçlendirmeliyiz. İmar affıyla siz yapıyı kurtaramazsınız.
“Psikolojik olarak toplumda böyle bir şey var. Ben imar affına baş vurdum tescil aldım, sanki yapısı sağlam. Böyle olmaz. Yapı stokunu ele alacak yeni bir kentsel dönüşüm stratejisi geliştirmeliyiz. Şehrin yapı stokunu güçlendirmek zorundayız.
“Lojistik alanları organize etmeliyiz”
“İkinci tarafı işin; fiziki olarak depreme hazırlık, az önce söylediğimiz deprem toplanma alanları ve bunun gibi güçlendirilmesi gereken kamu yapıları vs. Aynı zamanda İBB olarak bizim lojistik planlamamız var.
“Örneğin afet anında gerçekten günde, ki takdirle karşıladım geçmiş dönemde muazzam bir lojistik merkezi yapılmış. Bunun gibi lojistik o günün ihtiyaçlarını karşılayıcı bir sistem organize etmemiz gerekiyor.
“Başta okullar olmak üzere, tüm ibadethanelerden, kamu binalarında insanların bilinçlendirmek lazım, muazzam bir eğitim seferberliği ortaya koymamız lazım.
GSM şirketlerine uyarı
"Sabahleyin ben 7 yaşındaki kızımla depremi konuşurken 'baba şöyle yaptım böyle yaptım' diye kendini tarifliyor. En küçüğünden en büyüğümüze kadar hepimizin depremle ilgili tedbirleri almış ve o gün ne yapacağımızı biliyor olmamız lazım. GSM operatörleri nasıl eksiksiz iletişim kurmamızı sağlayacağına ilişkin hazırlıklı olmalı.
“Taksiciler, otobüs şoförleri ne yapması gerekiyor bilmeli. Hepimiz bu alanlarda sorumluyuz. İstanbul'un depremi sadece İstanbul'da yaşanmayacak. İstanbul Türkiye'nin motor gücü. İstanbul'un moralsiz bir anı Türkiye'ye mal olur ve Türkiye'ye bedeller ödetir.
"Deprem sonrasında ilk çocuklarımın okulunu arattım”
"(Deprem esnasında neredeydiniz, ne yaptınız?) Yoldaydım ve havaalanına gidiyordum. Dolayısıyla depremi hissetmedik.
“Havaalanına varınca insanların bir kısmı salonun dışındaydı. Depremi söyleyince herkes gibi refleks olarak çocuklarımın okulunu arattım. Ben de AKOM'u arayarak geleceğimi bildirdim. Herkes gibi insan çocuğunu arıyor.
“Çok bilinçsiz bir gün daha yaşadık”
“Biz gerçekten çok bilinçsiz bir gün daha yaşadık. Görüntüleri izledim. Tümüyle kaçıştık. Binlerce insan koridorlarda kaçıştık. Neredeyse sıfır bilinçteyiz neredeyse. Neredeyse kimse deprem pozisyonunu almadı. Öyle bir görüntüyle karşılaşmadım.
“Kendimizce hayatımızla ilgili, meskenimizle ilgili, çocuklarımızın okuluyla ilgili bu tür sorgulamaları yapıyoruz. O açıdan kafamız rahattı ama deprem esnasında kim nerede olacağını bilemez. Herkesin yaşadığı, okuduğu çalıştığı her binayla ilgili yapının sağlamlığıyla ilgili sorgulama yapmak zorunluluğu vardır.
“Bütün kamu kurumlarını da için katan bir süreç başlatmak zorundayız. Bununla yüzleşmek zorundayız. Kafamızı kuma sokamayız. Hızlı bir şekilde İstanbul'u daha az riskli hale getirebiliriz.
“Bu süreci ayağa kaldırmalıyız. Kasım ayına büyük bir deprem çalıştay hazırlığımız vardı. Dün bunu valimizle de paylaştık, bunu ortak yapmalıyız diye.” (TP)