Vicdani Ret Derneği, 15 Mayıs Dünya Vicdani Retçiler Günü kapsamında, Uluslararası Af Örgütü İstanbul Şubesi’nde panel düzenledi.
Panele, Dernek Eş Başkanları Merve Arkun, Oğuz Sönmez, Vicdani Ret Derneği avukatları Hülya Üçpınar, Davut Erkan, “Halkı askerlikten soğutmak” suçlamasıyla 318. madde çerçevesinde haklarında soruşturma başlatılan Mehmet Ali Başaran, Mehmet Lütfü Özdemir, vicdani retçi Ercan Jan Aktaş ve Uluslararası Af Örgütü temsilcisi Ece Milli katıldı.
Panelde, “Halkı askerlikten soğutmak” suçlamasının yer aldığı Türk Ceza Kanunu’nun 318. maddesinin uluslararası hukuka, Anayasa’ya ve ifade özgürlüğüne aykırılığına vurgu yapılırken, GBT olarak bilinen “Genel Bilgi Tarama” sisteminin asker kaçakları için yarattığı olumsuzluklara dikkat çekildi.
Milli: 318. madde ifade özgürlüğü önündeki en büyük engellerden
İlk olarak Uluslararası Af Örgütü’nden Ece Milli söz aldı. Af Örgütü’nün vicdani reddin anayasal hak olarak tanınması için yürüttüğü çalışmalar hakkında konuşan Milli, 7 Haziran seçimleri öncesi tüm siyasi partilere yönelik başlattıkları ve yedi talep içeren “Bizimle misin” kampanyasından bahsetti.
Bu kampanyadaki talepler arasında 318. maddenin kaldırılması ve vicdani ret hakkının tanınmasının da yer aldığını belirten Milli, “Halkı askerlikten soğutmanın” son derece muğlak bir suçlama olduğunu ve ifade özgürlüğü önündeki en büyük engellerden biri olduğunu ifade etti.
Aktaş: Gazeteci Özbarış 318. madde yüzünden 21 yılla yargılandı
Vicdani retçi Ercan Jan Aktaş da “Halkı askerlikten soğutmak” suçlamasının 1926’dan beri anayasada yer aldığına dikkat çekerek, 318. madde kapsamında hakkında soruşturma açılan ve cezalandırılan kişilerden örnek verdi:
“Vicdani Ret Derneği kurucularından Doğan Özkan, gazeteci yazar Perihan Mağden gibi isimler bu madde kapsamında yargılandılar.
“Gazeteci Birgün Özbarış sadece yaptığı haberler nedeniyle “Halkı askerlikten soğutmak” suçlamasıyla 21 yıl hapis cezasıyla yargılandı. Kendisi sonunda Türkiye’den ayrılmak zorunda kaldı.
“Bunun dışında Halil Savda ve Nevzat Onaran bu suçlamayla cezaevine girdiler.
“Biz de bu maddenin ifade özgürlüğü önünde engel olduğu konusunda yeterli görünürlük sağlayamadık. Bizler vicdani retçi olduğumuz günden itibaren zaten halkı askerlikten soğuttuğumuzu kabul ettik. Biz herkesin bebek doğduğunu kabul ediyoruz.”
“Askere Gitmeyin Çünkü”ye soruşturma
300’ü aşkın kişinin “Askere Gitmeyin Çünkü…” ifadelerinin yer aldığı çalışmayı başlatan ve bunu önce internet sitesinde toplayan sonra kitapçık haline getirenlerden Mehmet Ali Başaran ise yaşadıklarını aktardı:
“Kitabı yayınladığımızda Genelkurmay suç duyurusunda bulundu. Şimdi bana dava açılması gündemde.
“İlginç olan nokta, suç duyurusunda kitaptan hiç bahsedilmiyor. Sadece internet sitesinin adı geçiyor. Herhalde kitap yasaklamanın infial yaratacak olduğunu ve internet sitesi kapatmanın daha kolay olduğunu düşünmüş olacaklar ki, böyle bir suç duyurusunda bulunmuşlar.”
Erkan: Mahkeme bebek mi asker mi doğduğumuza zor karar vermişti
Vicdani Ret Derneği avukatlarından ve “Halkı Askerlikten Soğutmak” kapsamında 318. maddeden yargılanan Davut Erkan da aynı suçlamayla yargılanan son kişi olan İnan Mayıs Aru’nun yaşadıklarını aktardı.
“Yoklama kaçağı olan Aru, iki üç ay önce Muğla’da çevirmede yakalanınca yakalama tutanağında imza bölümüne vicdani retçi olduğunu, askerlik yapmayacağını yazdı. Bunun da bir örneğini alıp sosyal medyada paylaştı. Bunun üstüne kendisi hakkında da 318. maddeden dava açıldı.”
2011’de Enver Aydemir davası çıkışında basın toplantısı düzenlediklerini ve burada “Herkes bebek doğar” dedikleri için beş kişi hakkında 318’den dava açıldığını aktaran Erkan, şunları aktardı:
“Her Türk’ün bebek doğup doğmadığının tespiti için mahkemeye bilirkişi getirilmesini talep ettik. Ama mahkeme bu talebimizi reddetti.
“Bunun üstüne anestezisiz doğum yapan iki kadını tanık olarak mahkemeye getirdik ve onlar da doğurdukları çocukların asker olarak değil bebek olarak doğduklarını söylediler.
“Davada yargılanan herkes beraat etti ama benim davam askıya alındı. Beş yıl içinde yine halkı askerlikten soğutursam o dava tekrar açılacak”
Sönmez: 1 Milyon kaçağın yüzde 78’i oy kullanmıyor
Vicdani Ret Derneği Eş Başkanlarından Oğuz Sönmez ise GBT uygulamalarına dikkat çekti.
2007-2008 yıllarında asker kaçaklarının GBT kontrolüyle gözaltına alınmasının önüne geçildiğini ama 2010’la beraber GBT’de belirlenen kaçakların yeniden bilgi girişlerinin yapılmaya başlandığını ifade eden Sönmez, dönemin Başbkanı Tayyip Erdoğan’ın 25 Ekim 2013’te yaptığı konuşmayı hatırlattı:
“ (…) 600 bin civarında kaçak var. Bu kişilerin yakalanıp teslim edilmesi lazım.”
Bu konuşmadan sonra GBT yakalamalarına tekrar başlandığını ifade eden Sönmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şu an Bedelli Askerlik Platformu Sözcüsü Ali Deniz Keşkül’ün belirttiğine göre her ay ortalama 35 bin kişi asker kaçağı konumuna düşüyor.
“Milli Savunma Bakanlığı 2014 sonunda 917 bin asker kaçağı olduğunu açıklamıştı. Bu durumda her ne kadar son bedelli askerlik uygulamasından 200 bin civarı kişi yararlanmış olsa da şu an 1 milyon civarı asker kaçağı bulunuyor.
“Bedelli uygulaması da, zorunlu askerliğin 15 aydan 12 aya düşürülmesi de asker kaçaklarının sayısını azaltmıyor.
“Araştırma şirketi ORC Temmuz 2014’te yaptığı araştırmada, asker kaçaklarının yüzde 78,5’inin yakalanma endişesiyle oy kullanmak üzere sandık başına gitmediğini tespit etmişti.”
Özdemir: Buradayım ve askerlik yapmıyorum
Mehmet Lütfü Özdemir de yaşadıklarını aktardı:
“2010’da vicdani retçi Enver Aydemir’e destek verdiğim için 318’den yagılandım ve beraat ettim.
“2011’de vicdani reddimi açıkladım, 2012’de tecilim bitti. Geçen yıl Bursa’da otelde kalırken sabah 05.00 sularında polisler geldi ve verdikleri tutanağı imzaladım, gittiler.
“O günden beri bir şey olmadı. Yurtdışına çıkma fırsatım defalarca oldu ama gitmedim. Şimdi en son açık ikametgah adresi de aldım. Buradayım ve askerlik yapmıyorum.” (EKN)