Haberin İngilizcesi için tıklayın
İstanbul Kâğıthane’de yaşayan Halide Özpolat, erkek şiddeti sonucu hayatı sona erdirilen kadınlardan. İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açıldığı günlerden beri onu düşünüyorum.
Onu ve “Babam anneme ‘Seni öldüreceğim sonra da deli raporu alacağım’ diyordu” diyen kızı Zekiye Kaya’yı.
Fail Ali Rıza Özpolat’ın tutuklu olarak yargılandığı davanın epeyi bir duruşmasını haberci olarak takip ettim. Çocuklarının anlattıklarına göre, Ali Rıza Özpolat karısı Halide’ye sistematik şiddet uyguluyordu.
Üstelik bu şiddet sadece fiziki değildi. Kimi zaman “şişkosun” kimi zaman da “güzel yemek yapmadın” diyerek psikolojik baskı yapıyordu.
Her psikolojik baskı sonrası da Ali Rıza Özpolat, Halide’yi o kadar çok darp ediyordu ki bu şiddet anlarından biri mahkeme tutanaklarına da geçti.
Halide’nin kızı, annesinin babasının şiddetinden kendisini korumak için evin bir odasında yaşamaya başladığını, kapıyı kilitlediğini ve arkasına sandalye koyduğunu söyledi. Hatta Halide, Ali Rıza ile karşılaşmamak için tuvaleti geldiğinde bile odadan dışarı çıkmıyordu.
Ama 13 Mayıs 2016’da yine içkili halde eve giden Ali Rıza, Halide’ye ısrar edip kapıyı açtırdı ve onu pompalı tüfekle öldürdü. Hemen polise gitti, aklı dengesinin bozuk olduğunu söyledi.
Duruşmalar boyunca da bunu tekrar etti. Defalarca Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne gönderildi, rapor istenildi. Benim hatırlayabildiğim kadarıyla en az iki raporu “Akli dengesi yerinde” olarak geldi.
Erkek avukatı duruşmaları uzatmaya çalıştı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız’dan kadınlar da failin ceza alması için tüm süreci takip etti. Avukat İpek Bozkurt, failin planlı bir şekilde Halide’yi öldürdüğünü anlattı, defalarca.
Mahkemeyi yanıltmak istedi, indirim aldı
Nisan 2018’deki son duruşmada mahkeme heyeti Ali Rıza Özpolat'a, “eşi kasten öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi.
Mahkeme her duruşmada, yanlış beyan vererek mahkemeyi yanıltmaya çalışan bir kere bile pişmanlık belirtmeyen faile, sanki bunları yapmamış gibi “haksız tahrik” ve “İyi hal” indirimi uyguladı, cezayı 20 yıla düşürdü.
“İstanbul Sözleşmesi yaşatır” derken anlatmaya çalıştığımız durum tıpkı Halide’nin öldürülmesi ve dava sürecinde yaşananlar gibi..
Eşinden şiddet gören kadının evden ayrıldığında gidecek bir “sığınağı”nın olmaması, polise başvurduğunda “olur karı koca arasında öyle şeyler” yanıtı alması…
Halide öldürüldü, faili alması gereken cezayı değil indirimli cezayı aldı. Çünkü İstanbul Sözleşmesi tüm yönleri ile uygulanmadı.
Halide ve her ay en az 20 kadın kurtarılabilecekken, öldürülüyor.
Sözleşme’nin akıbeti
Merak ettim İstanbul Sözleşmesi’nin tartışılması erkek şiddetine nasıl yansıdı? Bunun için bianet erkek şiddeti çetelesinin son üç yılına baktım.
2018 Temmuz’unda 20 kadın, 2019 Temmuz’unda 24, İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açıldığı 2020 Temmuz’unda ise 32 kadın öldürüldü.
Sayılar şiddetin arttığını gösteriyor
TIKLAYIN - bianet Şiddet, Taciz, Tecavüz Çetelesi Tutuyor
Sözleşme’nin tartışmaya açılması dahi şiddetin oranını arttırdı. Özellikle 2020 Temmuz erkek şiddeti çetelesinde öldürülen kadın sayısının yanında, yaralı kalan kadın sayısı da artmış durumda.
Dikkat çeken bir başka detay da erkeklerin önceki yıllarda daha çok “bıçak” kullanmasına rağmen hem şiddetin şekillerini çeşitlendirmeleri, boğma, yakma gibi suçları da işlemeleri hem de daha çok silah kullanmaları.
Kadına yönelik cinayetlerde silah kullanımın artması, gözleri silah satışına çeviriyor. Özellikle, bireysel silahsızlanma şart ve internet üzerinden pompalı tüfek satışının da yasaklanması gerekiyor.
Biz kadınlar, her şeye rağmen yaşamaya, var olmaya çalışıyoruz. Devletten de beklentimiz bizi koruyan Sözleşme’yi kaldırmak yerine detaylıca uygulanması için harekete geçmesi.
Tüm kadınlar ve çocuklar buna değer! (EMK)
*Fotoğraflar: Zeynep Kuray/Eylem Nazlıer