Haberin İngilizcesi için tıklayın
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden (Human Rights Watch - HRW) yapılan açıklamada, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın homofobik sözleri üzerine suç duyurusunda bulunan Ankara Barosu hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ceza soruşturması başlatıldığını hatırlatılarak, “Devlet görevlilerinin homofobik açıklamalarına karşı seslerini çıkartan insanlar hakkında başlatılan ceza soruşturmaları derhal düşürülmeli” denildi.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın Covid-19 salgınıyla ilgili verdiği Cuma hutbesinde HIV virüsünün yayılmasından eşcinselliği ve evlilik dışı cinsel ilişkileri sorumlu tuttuğunun ve Müslümanları “bu tür kötülüklerden insanları korumak için” “mücadele”ye katılmaya teşvik ettiğinin belirtildiği açıklamada aralarında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da bulunduğu üst düzey yetkililerin Erbaş’a destek verdiğine dikkat çekildi.
Williamson: Erbaş’ın sözlerinin onaylandığını görmek kaygı verici
İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson konuya ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
“Diyanet İşleri Başkanı’nın nefret suçu niteliğindeki sözlerinin, Türkiye’nin en üst düzey hükümet temsilcileri tarafından onaylandığını görmek had safhada kaygı verici.
“Türkiye hükümeti, Türkiye’de yaşayan herkesi nefret suçlarından ve ayırımcılıktan korumakla yükümlüdür, dolayısıyla nefret suçlarını ve LGBT bireyler ile HIV virüsü ile yaşayan insanların hedef alınmasını teşvik eden yetkililere hoşgörü göstermemelidir.
“Bu şok edici ceza soruşturmaları gösteriyor ki ne hükümetin ne de onun savcılarının LGBT bireylerin haklarını korumak ve yaftalayıcı uygulamaları durdurmak gibi bir dertleri var; onların tek derdi nefret söylemlerini eleştirenler de dahil olmak üzere muhalifleri susturmak.
“Başlatılan soruşturmalar derhal düşürülmeli ve yetkililer hoşgörünün, ayırımcılık yapmamanın, nefret suçlarına karşı koruma sunmanın ve herkesin özel yaşamına saygı gösterilmesinin nasıl teşvik edileceğine odaklanmalıdır.”
“Soruşturmalar derhal düşürülmeli”
İnsan Hakları İzleme Örgütü açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Türkiye hükümeti, tüm temsilcilerinin lezbiyen, gey, biseksüel ve trans bireyler ile HIV virüsüyle yaşayan insanları yaftalayarak, bu insanları tacize ve saldırıya uğrama riskine maruz bırakan açıklamalar yapmaktan kaçınmalarını sağlamalı.
“Devlet görevlilerinin homofobik açıklamalarına karşı seslerini çıkartan insanlar hakkında başlatılan ceza soruşturmaları derhal düşürülmeli.
“Ankara ve Diyarbakır barolarının web sitelerine erişilemiyor”
“Ankara Barosu, Erbaş’ın Türk Ceza Kanunu’nun 216/2 maddesinde tanımlanan ‘halkın bir kesimini alenen aşağılama’ suçunu işlediği iddiasıyla, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na 27 Nisan 2020 günü suç duyurusunda bulundu.
“Buna mukabili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da Baro’nun Erbaş hakkında yaptığı açıklama nedeniyle Türk Ceza Kanunu’nun 216/3 maddesinde tanımlanan ‘halkın bir kesiminin benimsediği dinî değerleri alenen aşağılama’ suçundan soruşturma başlattı.
“Adalet Bakanı, Ankara Barosu’nun açıklamasını kınayan bir tweet atarak, savcılığın Ankara Barosu’na karşı açtığı soruşturmayı destekledi. Savcılıkların avukatlar ve barolar hakkında soruşturma yürütmesi Adalet Bakanlığı’nın iznine tabi.
“Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı da aynı gerekçelerle Diyarbakır Barosu’na karşı benzer bir soruşturma başlattı.
“Ankara ve Diyarbakır barolarının web siteleri 28 Nisandan beri erişilmez durumda. Her iki baro da İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne web sitelerinin saldırıya uğradığını bildirdiler, ancak saldırının kim ya da kimler tarafından düzenlenmiş olduğu bilinmiyor.
“Herkesi ayrımcılıktan korumakla yükümlü”
“Hem uluslararası hem de ulusal hukuk Türkiyeli yetkilileri, ülkede yaşayan herkesin haklarına riayet edilmesini sağlamak ve herkesi ayırımcılıktan korumakla yükümlü kılıyor.
“İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre bu yükümlülüğü yerine getirmek, LGBT bireylere ve taciz riski altında bulunan diğer gruplara karşı nefret söylemleri kullanan görevlileri kınamak ve onlara destek vermemek anlamına da geliyor.
“LGBT etkinlikleri ve Onur Yürüyüşleri sistematik olarak engelleniyor”
Türkiyeli yetkililer LGBT etkinliklerini ve İstanbul’da her yıl yapılan Onur Yürüyüşlerini de 2015 yılından beri sistematik olarak engelliyorlar. 2019 Mayısında üniversite kampüsünde onur yürüyüşü düzenleyen ve bu yürüyüşe katılan 19 Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğrencisinin yargılaması halen sürüyor.” (EKN)