Kadın Dayanışma Vakfı, “Kadınların, Kadına Yönelik Şiddet ve Ayrımcılık Alanında Mevcut Destek Hizmetleri Hakkında Bilgi Alma ve Bu Hizmetlere Erişme Haklarının Güçlendirilmesi Projesi” kapsamında hazırladığı “Yoksulluk Nafakası Araştırması” raporunu Ankara Limak Otel’de düzenlediği basın toplantısında açıkladı.
TIKLAYIN - Mevcut Nafaka Düzenlemesi Neyi Kapsıyor? Nasıl Yapılmak İsteniyor?
TIKLAYIN - Kadınlardan İkinci Yargı Paketi İtirazı: Hak Gaspını Kabul Etmeyeceğiz
Toplantıya Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekillerinin yanı sıra Ankara Barosu’’ndan avukatlar ve çok sayıda sivil toplum örgütü katıldı.
Toplantıda konuşan Kadın Dayanışma Vakfı üyesi Ceren Akçabay, bir süredir kamuoyunu meşgul eden ve önümüzdeki günlerde ikinci yargı paketi içinde Meclis gündemine gelmesi beklenen yeni yoksulluk nafakası düzenlemesine ilişkin tartışmalara ışık tutmak amacıyla bu araştırmanın yürütüldüğünü söyledi.
TIKLAYIN - "Nafaka Hakkı Değil, Tahsil Edilemeyen Nafakalar Tartışılmalı"
140 dava dosyası incelendi
Akçabay, araştırma ile yoksulluk nafakası konusunda yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olup olmadığı, yoksulluk nafakası ile ilgili uygulamada karşılaşılan sorunların neler olduğunun ve nafaka talepli davalarda kadına yönelik şiddetin de incelendiğini belirtti.
Çalışmanın yürütülmesi için gönüllü vakıf avukatları arasında bir çalışma grubu oluşturulduğunu kaydeden Akçabay, bu şekilde nafaka talepli 140 tane nafaka ve boşanma dava dosyasının incelendiğini dile getirdi.
Akçabay, 140 dava dosyasının 14’ünün nafaka davası (nafakanın arttırılması, nafakanın kaldırılması, tedbir nafakası ve yardım nafakası davaları), 126’sının boşanma davası, 121 tanesinin çekişmeli boşanma davası ve 5 tanesinin de anlaşmalı boşanma davası olduğunu söyledi.
TIKLAYIN - Raporun tamamını okuyun
“En önemli sorun nafakaların ödenmemesi”
Rapordan öne çıkanlar şöyle:
*Boşanma ve nafaka davaları ile cinsiyete dayalı şiddet arasında önemli bir ilişki tespit edildi. Boşanma sebepleri farklılık göstermekle beraber incelenen dosyaların yüzde 82,9 gibi büyük bir oranında kadına yönelik şiddet iddiası mevcut. Şiddet iddiası içeren dosyalarda büyük oranda nafaka talebi söz konusu.
*İncelenen davaların büyük bölümü kadınlar açtı. Açılan davaların yüzde 32,1’inde kadınlar maddi imkânsızlıklardan kaynaklı olarak adli yardımdan yararlandırıldı. Adli yardım al(a)mayanlar bakımından ödenen zorunlu mahkeme masraflarının genellikle bağlanan nafaka miktarlarından çok daha yüksek olduğu göze çarpmaktadır.
*Araştırmada ulaşılan veriler TÜİK verileri ile uyumlu bir şekilde kadınının eğitim, meslek ve gelir durumlarının erkeklerin çok gerisinde olduğunu ortaya koymaktadır.
*Boşanma ve nafaka davalarında nafaka taleplerinin müşterek çocukların varlığı ile önemli ölçüde ilişkili olduğu anlaşılmıştır. Davalara taraf kadın ve erkeklerin yüzde 72,2’sinin bir ila beş tane müşterek çocukları vardır. Müşterek çocukların velayeti yüzde 79 oranında kadınlara verilirken erkeklere ise sadece yüzde 7,40 oranında velayet verilmiştir. Mahkemeler tarafından en yüksek oranda kabul edilen nafaka türü yüzde 69,73 ile müşterek çocuklara bağlanan iştirak nafakasıdır. Genellikle kadınların talep ettiği yoksulluk nafakasının kabul oranı ise ikinci sırada olup yüzde 48,83.
*Nafaka meblağlarının asgari ücret, açlık ve yoksulluk sınırı gibi genel ekonomik veriler çerçevesinde ele alındığında sanıldığından çok daha düşük olduğunun altı çizilmelidir. Hükmedilen nafakanın yüzde 66,4’ü 0-500 TL arasında olup ortalaması 262 TL’dir. Tüm aralıklar için Mahkemelerce verilen nafaka miktarlarının ortalaması ise sadece 370 TL’dir.
*Yapılan incelemelerde tespit edilen en önemli sorun ise nafakaların ödenmiyor olmasıdır. Mahkemeler tarafından hükmedilen nafakaların yüzde 20,7 ‘si nafaka yükümlüleri tarafından ödenirken söz konusu nafakaların yüzde 0.7’si kısmen ödenmiş; yüzde 50,7’si hiç ödenmemiştir. Nafakaların ödenmeme gerekçesi olarak yüzde 40 oranında nafaka yükümlülerinin nafaka ödemek istememeleri olduğu belirtilmiştir.
*İncelenen birçok dosyada şiddet gördükleri için boşanma davası açan kadınların bu şiddetten kurtulmak için eşlerinden bir an önce boşanmak, can güvenliklerini sağlamak ve eşleri ile ilişkilerini bir an önce tamamen koparıp, mevcut tehditlerden sakınabilmek için nafaka istemedikleri, nafaka taleplerini geri çektikleri; maddi ve manevi tazminat taleplerinde de bulunmadıkları görülmektedir. (EMK)