Click here to read the article in English / Haberin İngilizcesi için buraya tıklayın
Yaklaşık 2 bin hukukçu Türkiye devletine şiddete son verme ve müzakere koşullarını hazırlama çağrısı yapan metne imza atan akademisyenlerle dayanışma içinde olduğunu duyurdu.
Barış İçin Akademisyenler’in öncülüğünde Türkiye devletine şiddete son verme ve müzakere koşullarını hazırlama çağrısı yapan bildiriye imza atan akademisyenlere yönelik tehdit ve soruşturmalar üzerine değişik meslek gruplarından destek gelmeye devam ediyor.
Akademisyenlere, şimdiye kadar gazeteciler, sinemacılar, tiyatrocular, edebiyatçılar imza metinleriyle destek verdi.
Son destek de hukukçulardan geldi.
İmza metni şöyle:
"Sessiz kalmayın diyoruz"
“Yaşamın, hak ve özgürlüklerin avukatı; bu toprakların hukukçuları olarak;
"Şırnak ve Ankara’da, Diyarbakır ve İstanbul’da, Reyhanlı, Gazi, Suruç, Sultanahmet ve maalesef belki yarın başka bir yerde öldürülenlerin, yakınlarını kaybedenlerin, hakları ve özgürlükleri gasp edilenlerin, katliamdan kurtulamayan bebeklerin, çocukların; Ayşe öğretmenlerin, barış isteyen onurlu ve vicdanlı akademisyenlerin ve hayatı savunan herkesin yanında olacağımıza, adliyede ve sokakta onlara omuz vereceğimize, insanlarımıza karşı işlenen “bu suçların” hesabı sorulana kadar hukuk mücadelemize devam edeceğimize söz veriyoruz.
"Evet, “çocuklar öldürülüyor sessiz kalmayın” diyoruz. “Haftalarca süren sokağa çıkma yasakları, insanların açlığa ve susuzluğa mahkûm edilmesi, yerleşim yerlerinin, mezarlıkların, ibadethanelerin tank, helikopter ve uçaklarla bombalanması sistemli bir katliam ve tehcir politikasıdır, insanlığa karşı işlenmiş suçtur” diyoruz. Mardin, Diyarbakır ve Şırnak gibi illerde Kürtlere; Reyhanlı, Gazi, Sultanahmet ve Ankara’da Türk, Kürt, Arap, Alman, her halktan insanlara karşı işlenen suçların görülmesini ve bilinmesini istiyoruz.
"Cumhurbaşkanı, Adalet Bakanı, Milli Eğitim Bakanı, Sağlık Bakanı ve YÖK tarafından "savaşa son verilmesi, çocukların öldürülmemesi" için çağrı yapan akademisyenlere, iş bırakan eğitim emekçilerine, Hipokrat yemini çerçevesinde görevini yapan sağlık emekçilerine, barış isteyen herkese yönelik tehdit ve hakaretlerin suç teşkil ettiğini hatırlatıyoruz.
"Faşist-ırkçı propaganda ve nefret söylemleri suçtur ve cezalandırılması gerekir. İfade özgürlüğünün, sendikal eylemlerin, yaşatma görevinin ve barış taleplerinin kriminalize edilerek yargı mekanizmasının siyasi iktidarın giyotini gibi işletilmemesi için savcıları ve Adalet Bakanını uyarıyoruz. "Bu suça ortak olmayacağız” diyerek barış isteyen akademisyenlerin
imza metnini aynen sahiplendiğimizi, akademisyenlere yönelik tehditlere karşı yasal yollara başvuracağımızı ve her aşamada avukatlıklarını yapacağımızı belirtiyoruz.
"Biz aşağıda imzası olan avukatlar ve hukukçular olarak katliamın suç ortağı olmayacağını ilan eden herkesin sesine ortak olduğumuzu; silahlı saldırıların, medya veya yargı eliyle yürütülen baskı ve sindirme politikalarının hedefi olan her insana gönüllü avukatlık yapmaktan da onur duyacağımızı yineliyoruz.” (NV)