Dün "Sur için 4 bin konutluk kentsel dönüşüm kararı" diye bir haber dolaşıma girdi.
Haber Türk'ten Ahmet Yokuş'a dayandırılan haberin tamamını ve "Sur'un harap edilmesi kentsel dönüşümle mi ilgili?" başlıklı yazıyı bu yazıya devam niteliğinde olacağı için okumanızı tavsiye ederek başlamak istiyorum.
Bahsi geçen haberden bir alıntıyla başlayalım:
"Habertürk'ten Ahmet Yukuş'un haberine göre, Diyarbakır Valiliği'nin aldığı tedbir kararıyla, operasyon sonrasında sokak çatışmalarında hasar gören tarihi yapılar dışındaki sivil mekanlar onarılmayıp bedelleri hak sahiplerine ödenerek kentsel dönüşüm kapsamında hızla yıkımı sağlanacak.
Ya diğer yarısı?
Diyarbakır Valiliği'nin yasaklı Sur ilçesinin 15 mahallesi için bir tedbir kararıyla kentsel dönüşüme açılması kararı aldığından bahsedilen haberde "çatışmalar nedeniyle 5 mahalleden yaklaşık 20 bin kişinin göç ettiği" ve "15 mahallede 1000'i tescilli toplam 9000 konut bulunduğu" ifade ediliyor.
"Tarihi yapıları saran ve ömrünü tamamlayan" olarak nitelenen 8000 bin konutun yarısının kentsel dönüşüm kapsamına alındığı ve ilk etapta evleri yıkılanlar için 1600 "yeni ve modern" konutun yapılacağı belirtilen haberde, tescilsiz denilen diğer 4000 konuta ve daha önemlisi bu 4000 konutta yaşayanların ne olacağına dair ise hiçbir şey belirtilmiyor.
"Ömrünü tamamlayan yapıları" fotoğraflardan gördünüz. Hakikaten de o evler ömrünü tamamlamış!
Sur için planlar yeni gündem değil ama
Evet, Sur'da tarihi yapılar dışında kalan yerlerin yıkılması, buralarda yaşayanlar için konutların yapılması, uzun veya orta vadede Sur'un turizme açılması yeni bir şey değil, yıllardır konuşulan, son birkaç yıldır da planlanan şeyler...
Ancak Türkiye'nin son günlerde sıkça ifade edildiği biçimiyle "duygusal bölünme" yaşadığı, Diyarbakır'ın (Cizre, Nusaybin ve Silopi'nin, öncesinde Silvan'ın, Varto'nun,...) silah sesleriyle inlediği ve çevremdeki çoğu insanın "Artık yaşamaktan utanır oldum" dediği bir atmosferde birilerinin "kentsel dönüşüm" hesabı yapıyor olmasını aklım almıyor!
Çünkü öncelikli ihtiyaç barış
Evet insanların evleri yıkıldı, insanlar birkaç parça eşyayla çıkıp gitmek zorunda kaldı; hepimiz fotoğraflarını gördük, kahrolduk.
Belki bu kahrolduğumuz manzaralar karşısında "Diyarbakır'a 4 bin yeni konut" yapılması çok masum ve gerekli gibi görülebilir ancak...
Ancak kentsel dönüşümün, kocaman kocaman, tahayyül edemediğiniz büyük büyük paralar ve bu paraların yoksulun cebine girmeyeceği, zaten zengin olanların bununla daha fazla zengin olacağı gibi bir sürü şey demek olduğu biliniyorken, özellikle de böyle bir atmosferde, bunu öyle çok masum ve gerekli bir şey olarak görmek mümkün değil.
Hele de son günlerde Sur'un harabeye çevrilmesiyle ilgili "Bir taşla iki kuş mu?" sorusu fena halde canımı sıkıyorken ve memleketimde en masum ve en çok ihtiyaç duyulan şey barışken...
Evet, kimsenin onuruna dokunmayacak, "ger-çek" bir barış! (BA/NV)