TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 17 Ağustos 1999’da Gölcük merkezli yaşanan depreminin 16. Yıldönümü için basın toplantısı düzenledi.
Şube Başkanı Cemal Gökçe, özellikle İstanbul’un depreme hazırlık açısından 1999 yılından daha iyi durumda olmadığını belirtti.
Afet toplanma alanlarının yapılaşmaya açılması, kentsel dönüşümün rant odaklı olması, doğal kaynakların yanlış kullanımı gibi sorunlara işaret etti.
Gökçe, mevcut yapıların iyileştirilmesi, onarılması ve güçlendirilmesi; yapı üretiminin ve yapı denetiminin nitelikli hale getirilmesi; eğitim, sağlık, toplumsal yaşam ve kentleşme anlayışının sürdürülebilirlik ilkesine uygun olarak düzenlenmesi gerektiğini söyledi.
“Yapılar depreme hazır değil”
Gökçe, Türkiye topraklarının yüzde 66’sının 1. ve 2. derecede, nüfusun yüzde 70’inin ve büyük sanayi kuruluşlarının yüzde 75’inin deprem tehlikesi altında olduğuna dikkat çekti.
Ülkedeki 20 milyon yapının depreme hazır olmadığını, okullar ve hastaneler başta olmak üzere yapı stokunun depreme karşı zor durumda olduğunu söyledi. Yapı stokunu depreme hazırlamak için bütünlüklü bir planlama anlayışını işaret etti.
* Mevcut yapı stokunun iyileştirilmesi, onarılması ve güçlendirilmesi gerekir,
* Onarım ve güçlendirilme çalışmaları rasyonel ve ekonomik değilse yıkılıp yeniden yapılması gerekir,
* Yeni yapılacak yapıların yeterli ölçüde mühendislik hizmeti alması ve denetlenmesi gerekir,
* Deprem riskini gidermek için yapıların sigortalı olması gerekir.
“İstanbul’da afet toplanma alanlar yapılaştı”
İstanbul da olası bir deprem ve sonrasında yaşanacaklar için hazır durumda değil.
Gökçer, 1999 depremi sonrası İl Afet Merkez Kurulu’nun 493 Toplanma Alanı ve Çadır kurulacak yer belirlendiğini ancak bu yerlerin 3/4'ünün yapılaşmaya açıldığını belirtti.
“1999’da riskli yerlerden başlayarak her yıl 1 buçuk, iki milyon dolarla riskli yapıları 25 yılda risksiz hale getirilebilirdi. Ancak yapılan çalışmalar sonucu hazırlanan rapor kararlar hayata geçirilmedi. Bugün İstanbul depreme 1999 yılından daha hazırlıklı değil.”
“Riskli binalarda güçlendirme de yapılmalı”
Gökçer, 6306 sayılı afet Riski Altında Bulunan Alanların Dönüştürülmesi yasasının uygulamasında da sorunlar yaşandığını söyledi.
“Bu yasa kişi ve grup çıkarını dikkate alan rant eksenli bir düzen, kentsel dönüşüm kavramı ile eşdeğer bir hale geldi. Riskli olduğu tespit edilen binalar yıkılarak yerine daha küçük ancak daha fazla daireli binalar yapılıyor. Altyapı, ulaşım ve demografik sorunlar ortaya çıkıyor.
“İstanbul’da binaların büyük kısmı riskli ancak hepsi yıkılmamalı, güçlendirme yapılmalı.” (BK)