7 Haziran 2015 genel seçimleri yaklaşırken çıktığımız Ege seçim turunda Manisa’nın nabzını tuttuk.
Büyükşehir Belediyesi’ni MHP’nin kazandığı ilde çok canlı bir seçim havası olduğu söylenemez.
2011 seçimlerinde kentten çıkan 10 milletvekilinden, beşi AKP, üçü CHP, ikisi MHP’dendi.
2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise Recep Tayyip Erdoğan yüzde 46,13 ile 379 bin 375 oy, Selahattin Demirtaş yüzde 5,60 ile 46 bin 20 oy, Ekmeleddin Mehmet İhsanoğlu ise yüzde 48,27 ile 396 bin 939 oy almıştı.
Bu yılki seçimlerde dokuz milletvekili çıkarması bekleniyor. Yerel gazeteciler bir kişinin AKP’den eksileceğini düşünüyor. CHP ve MHP’nin vekilleri nasıl paylaşacağı konusunda ise kararsızlar. HDP’nin vekil çıkaracağından çok umutlu değiller.
Tarım ve sanayi kenti olan Manisa’da çok bilinir yabancı firmalar dahil birçok fabrika var. 33 bin öğrencili Celal Bayar Üniversitesi de kente genç bir dinamizmi katıyor.
Manisa Denge gazetesi temsilcisi Erhan Gördes, Manisa’da işsizliğin yok denecek kadar az olması nedeniyle maaşlar çok yüksek olmasa da ekonomik sıkıntıların diğer illerdeki kadar yakıcı bir gündem konusu olmadığını söylüyor.
Gördes, kentteki en büyük sorunun imar planları olmadığı için yüksek kira ve ev fiyatları olduğunu söylüyor. Ev fiyatlarının İzmir’den bile yüksek olduğu kentte çok kötü evlerin bile kirasının 500 liradan aşağı olmadığı söyleniyor.
Kentte uzun yıllardır imar planı çıkamamasının nedeni olarak ise MHP’li Büyükşehir Belediyesi ile AKP’nin çoğunlukta olduğu belediye meclisi arasındaki anlaşmazlık gösteriliyor.
Kentte halkın nabzını yokladığımız kısa turumuzda Ulu Park’ta gün yapan 10 kişilik bir kadın grubuyla sohbet etme imkanımız oldu.
Kadınların ortaklaştığı nokta pahalılık ve geçim sıkıntısı ancak siyasi eğilimlerde farklılaşmalar var. Masadaki iki başörtülü kadından birini zaten en baştan şakayla karışık “O AKP’li müteahhit eşi. Patatesin kilosu 10 kilo olmuş, ona fark etmez” diyerek dışladılar. “Ben memnunum hükümetten” diyebilen kadın masadan yükselen AKP karşıtlığı nedeniyle sessiz kalmak durumunda kaldı. Bu duruma biraz bozulsa da muhabbetin sonunda mikrofonu kendisine uzattığımızda AKP’den memnuniyetini bir kez daha dile getirme fırsatı buldu ve yolsuzluk iddialarının kendisini etkilemediğini ekledi.
TIKLAYIN - HDP ADAYI ALFATLI: MANİSA'DA HDP HERKESİN ŞAŞIRACAĞI BİR OY ALABİLİR
Masadaki bir diğer başörtülü kadın ise AKP’nin yolsuzluk iddialarına aynı şekilde bakmadığını, partiden soğuduğunu, dininin sömürüldüğünü hissettiğini söyledi. Ancak CHP’nin de yolda seçim broşürü dağıtırken kendisine özellikle vermemesine içerlediğini ekledi. Seçime 4 hafta kalmasına rağmen oyunu kime vereceğini bilmediğini söylerken aslında kimseden de bir umudu olmadığını ekledi.
Masada CHP’ye oy vereceğini söyleyen bir kadın ise artık orta sınıf kalmadığından zengin ve fakir arasındaki uçurumun yükseldiğinden dert yandı. Her kesimden kişinin beğenisini toplayan Selahattin Demirtaş için ise “Başka partiden olsaydı mesela CHP ya da MHP, Demirtaş’a oy verirdim ama HDP’ye PKK ile ilişkisinden ötürü veremem” dedi.
TIKLAYIN - AKP ADAYI BERBER: KOALİSYON OLMAZ, BİR YILDA SEÇİME GİDİLİR
Başka bir kadın ise CHP ve MHP arasında gidip geldiğini hala karar veremediğini söyledi. Seçmenlerdeki bu kararsızlık yerel gazetecilerin de dikkat çektiği gibi milletvekili dağılımınıın CHP ve MHP arasında nasıl olacağının tahmin edilemez olduğunu kanıtlıyor.
Parkta aynı bankta oturan üç genç erkeğin yanına yaklaştığımızda aynı köyden üç kuzen olduklarını öğreniyoruz. Siyasi eğilimleri ise Vatan Partisi, TKP ve MHP çizgisinde.
Vatan Partisi’ne oy vereceğini söyleyen ailesinin de solcu olduğunu ve yıllardır CHP’ye oy verdiğini ancak artık CHP’den sıkıldığını belirtti. “CHP’ye vermek çok mantıksız. Liseden beri İşçi Partiliyim, şimdi de Vatan Partisi’ne vereceğim, mesela Yunanistan’ın aldığı 152 adamızı geri alacaklarını vaad ediyorlar.”
TKP’li ve MHP’li ise aslında seçimin kendilerini çok heyecanlandırmadığını çünkü siyasetçilere de güvenmediklerini söylediler. Hatta oy kullanmanın da çok bir anlamı olmadığını eklediler. Ama mesela MHP’nin başına Devlet Bahçeli yerine daha genç ve dinamik biri gelse üçü de MHP’ye kesinlikle oy vereceğine de dikkat çekti.
Vatan Partisi’ne oy veren MHP’li belediyeyi HDP seçim standına izin veriyor diye eleştirdi. Her ne kadar HDP’nin barajı geçmesinin kendilerinin işine yarayacağını düşünse de asla barajı geçmelerini istemediğini ifade etti. Eskiden Manisa’da bir Kürt partisinin stant açmasının mümkün olmadığını belirterek bu partileri batıda görmek istemediğini vurguladı. TKP’li ve MHP’li olan ise bu fikre katılmadıklarını herkesin seçme ve seçilme hakkı olduğunu belirtti.
Bahsettikleri HDP standına gittiğimizde üçü kadın dört üniversite öğrencisiyle karşılaştık. Mehmet Günhan, elbette broşürleri yırtıp yere atanlar da olduğunu ancak yine de öyle çok büyük tepkilerle karşılaşmadıklarını söyledi.
Biz kendileriyle konuşurken sivil polisin bizi kayda çektiğini fark ediyoruz, nedenin sorduğumuzda ise yanıtı “basın açıklaması yapıyor” oldu. Tepkimiz sonucu geri çekilse de bütün gün zaten orada beklediğini öğreniyoruz.
Parkta konuştuğumuz öğrenci iki kadından başörtülü olan AKP sayesinde artık üniversiteye başörtüyle girebilmenin AKP’ye oy vermek için yeterli olduğunu söyledi. Başı açık MHP’li arkadaşı ise Tayyip Erdoğan’ın başkan olma ihtimalinin kendisini çok tedirgin ettiğini belirtti.
Manisa’nın köyünde yaşayan bir çiftçi ise tarımın bitmesi sonucu köylerin gençsiz bomboş kalmasından dert yandı. Fabrikada işçilik yapan gençlerin artık ev sahibi olabilmesi için 40 yıl borç altına girmesi gerektiğini ancak eskiden tarım sayesinde bunun böyle olmadığını ifade etti. Her şeyin sorumlusunun Amerika olduğunu söyleyen çiftçi “Hangi parti gelirse gelsin ipler hep Amerika’nın elinde, ne olacak sanki…” diyerek hangi partiye oy vereceğini söylemedi. (NV)