Cumartesi anneleri/insanları, Galatasaray Lisesi önündeki 493. oturmasında 1995'te kaybedilen Hüsnü Çankaya'nın akıbetini sordu.
Cumareti Anneleri/İnsanları adına Leyla Kemal, Çankaya'nın hikayesini anlattı;
* 45 yaşındaki Hüsnü Çankaya, Midyat’a bağlı Selhe (Barıştepe) köyünde yaşıyordu. 1 Eylül 1995 günü 40 günlük bebekleri hastalandığı için eşi ile birlikte Batman’a hastaneye gittiler. Tedavi sırasında kayınbiraderlerinin Batman Merkez’de bulunan evlerinde kaldılar.
* 3 Eylül 1995’te gece yarısı polis bu eve baskın yaptı. Hüsnü Çankaya, eşi Adile Çankaya’yı hasta bebekleriyle beraber gözaltına aldı. Önce Batman Emniyet Müdürlüğüne sonra Hasankeyf Jandarma Karakolu’na ardından Midyat Jandarma Karakolu’na götürüldüler. Burada ifadeleri alndı. Eşi Adile ve bebekleri serbest bırakıldı.
* Hüsnü Çankaya , Midyat Jandarma Kararkolu’nda kaldı. 9 gün sonra köy korucusu Hacı Şükrü Yahşi, ailesine Çankaya’yı Jandarma Karakolunun bahçesinde bir kişi gördüğünü, birlikte savcılığa çıkarılacaklarını haber verdi. Ailesi, akşama kadar Hüsnü Çankaya’dan haber alamayınca ertesi gün savcılığa başvurdu. Savcı, Çankaya’nın serbest bırakıldığını söyledi. Ama ondan bir daha haber alınamadı. Çankaya’nın kendisi gibi serbest bırakılan bir kişi ile birlikte adliye çıkışında JİTEM tarafından kaçırıldığı bilgisi ailesine ulaştı.''
''Yerde kan izleri vardı''
* Ailesi her yerde Çankaya'yı ararken köylerine yakın Hesbinas (Mercimek) köyü civarında iki erkek cesedin bulunduğu bilgisi geldi. Olay yerine giden Çankaya’nın kardeşleri cesetlerin taşındığını gördü. Yerde kan ve kurşun çekirdekleri vardı. Kan izlerinin 30 metre kadar uzağında Hüsnü Çankaya’nın Batman’a giderken giyindiği, yeni ayakkabıları duruyordu.
* Ailenin yaptığı başvuruların sonuçsuz kaldığını belirten Kemal, Çankaya’nın kaybedilmesinde dönemin yetkililerinin sorumluluğu olduğuna işaret etti. Dönemin Midyat Jandarma Komutanı Hilmi Kahraman, içlerinde Şefik Teoman’ın bulunduğu Bate (Bardakçı) köyü korucuları olmak üzere bütün yerel yetkililer sorumludur.
* Dönemin MİT müsteşarı Sönmez Köksal, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Başbakan Tansu Çiller ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, Jandarma Genel Komutanı Aydın İlter ve Genel Sekreterliğini General İlhan Kılınç’ın yaptığı MGK sorumludur.’’
Sarısülük’ün katiline ödül gibi ceza
Kemal, Gezi Direnişi sırasında polis kurşunuyla hayatını kaybeden Ethem Sarısülük davasında çıkan kararı da eleştirdi: “Katil polis ‘iyi hali’ esas alınarak 4 yıl hapiste kalacağı ödül gibi ceza aldı. Yeni Türkiye bu mu?’’ (NV)