Kentsel dönüşümün yıktığı Sulukule'de çocuklar artık büyüdü ve Gençlik Orkestrası'nı kurdu.
500 yıllık Roman mahallesi yıkılırken dört yıl önce doğdu Sulukule Çocuk Sanat Atölyesi. Yıkılan mahallenin kenarında üç katlı küçük tarihi bir binada açıldı.
Zaten müzik içinde yetişen çocuklar ilk büyük konserlerini Simon Bolivar Gençlik Senfoni Orkestrası'nın alt grubu olarak verdi. Ardından yurtiçi yurtdışı farklı yerlerde konserler vermeye başladılar.
Daha da profesyonelleşerek hip hop grubu Tahribad-ı İsyan, ardından Türkiye'nin ilk hip hop tiyatrosunu bu atölyenin çocukları kurdu.
"Caz da çalmak istiyorum"
Atölyeye devam eden gençler şimdi de Balkan müzikleri repertuvarıyla Sulukule Gençlik Orkestrası'nı kurdu.
Keman, viyolensel, klavye, kanun, perküsyon (ritim sazlar) çalan 14 kişilik ekip, altı ay prova yaptı. İlk konserlerini bu perşembe İstanbul Teknik Üniversitesi'de verecekler.
Orkestranın en genci 15 yaşındaki Tolgahan Severler, altı senedir perküsyon çalıyor. Ancak kendi deyişiyle "üç senedir profesyonel".
İlk ve en büyük hocası perküsyoncu babası. "Dedemin dedesinin dedesinin dedesi de perküsyon çalarmış. Oradan da bize geçti" diye anlatıyor.
Şimdi lise 1. sınıfa gidiyor ama tek isteği konservatuara geçmek.
"Müzik bizim dünyamızın yaşamımızın olmazsa olmazı. Darbuka çalmadan yapamam. Dizi izlerken, internette takılırken bile egzersiz yapıyorum. Yoksa nankördür enstrüman, iki gün çalışmazsan terk eder seni, her şeyi unutursun."
Tolgahan'a en küçük olmaktan şikayetçi değil, "boynuz kulağı geçti" diyor gülerek.
10 yaşından beri babasıyla konserlere gidiyor. Türkiye'deki iyi müzisyenlerle çalma fırsatı bulduğu için mutlu hedefi artık yurtdışına da açılmak.
Balkan müziğinin hep bilinen 9/8'lik Roman müziğine benzediğini ancak farklılar da olduğunu söylüyor: "Yeni soundlar öğreniyoruz. İyi oluyor. Zaten Türk Sanat Müziği, rock vs çalıyoruz. Artık caz da çalmak istiyorum."
Piyasaya çıkma zamanı
Keman çalan Onur Kayaroğlu ise 19 yaşında. Onun da babası müzisyen.
"Eskiden çocuk gözüyle bakılıyorduk. Asıl şimdi büyük bir orkestra gibi olduk. Daha profesyoneliz" diyor.
Geçen sene İtalya'da verdikleri konserden çok etkilenmiş.
"Komalı sesler, Türk sanat müziği, kanun vb. oradaki gençlere çok ilginç geldi. Çok beğendiler. Bizim için de çok süperdi. İlk kez yurtdışına çıktık".
Onur şu anda dışarıdan açık liseyi bitiriyor ve onun da amacı konservatuara girmek.
Artık Kibariye gibi ünlü sanatçılarla çalarak "piyasaya çıkmak" istiyor.
"Mahallenin son kuşağı"
Proje Koordintörü Funda Oral, Sulukule'nin yıkılmasıyla birlikte artık çocukların müzikle bağlarının kopmak üzere olduğunu ve bu ekibin son kuşak olduğunu söylüyor.
"Eskiden sokak düğünleri vs. ailelerin geçim kaynakları müzisyenlikti. Ancak yıkımla birlikte hayat değişince artık bunlar yok oldu. Bu yüzden bu orkestraya sahip çıkılarak devamlılığı sağlanmalı. Bu çocukların müzikten başka bir meslekleri yok. Ne kadar profesyonelleşirlerse o kadar iyi. Çünkü arkalarından gelen kuşakta birkaç kişi dışında müzikle ilgilenen yok."
Oral, çocukların Balkan Romanları ile tanışması için repertuvarı Balkan müzikleri üstüne kurduklarını ekliyor. (NV)
* Konser 10 Nisan perşembe günü İTÜ Maçka Kampüsü MİAM'da saat 20:00'de. Giriş ücretsiz, ancak bağış yapmak adettendir.
* Click here to read the article in English.