İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne bağlı Çapa ve Cerrahpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yıllardır çalışan 400 taşeron işçi, mart ayında işten çıkarılma tehdidiyle karşı karşıya.
Ocak ayında Cerrahpaşa'dan 43, Çapa'dan sekiz taşeron işçi, işten çıkarıldı.
Bu iki hastanede temizlik, güvenlik, labarant, sekreter, hasta bakıcı, röntgen teknisyeni gibi 5 bin taşeron işçi çalışıyor.
Taşeron sistemin getirdiği çalışma koşullarına karşı 2010'da kurulan Taşeron İşçileri Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği'nin (Taş-İş-Der) ise 1300 üyesi var.
1100 işçi muvazaalı
Şu anda 1100 taşeron işçinin "muvazaalı" yani hastanenin asıl işçisi olduğu; bu yüzden de kadrolu olmaları gerektiğini belirten mahkeme kararı var; ancak hastane yönetimi bu karara rağmen işçileri kadrolu yapmadı.
Geçtiğimiz günlerde, hastane yönetimi, iki hastaneden 400 işçinin "istidam fazlalığı" nedeniyle işten çıkarılacağını açıkladı; bu kişilerin kim olacağı ise yönetimin tabiriyle "piyango".
Taş- İş-Der üyesi işçiler de işten çıkarılmayı beklemeden Çapa Hastanesi'nde işçileri bilgilendirme çadırı kurdu. Türk Tabipleri Birliği (TTB) de destek veriyor.
"Bu hastenede büyüdüm"
13 yıldır hastabakıcı olan Cemal Bilgin, yıllardır alamadığı yıllık izinlerinin birikmiş 40 gününü "burada büyüdüm" dediği hastane bahçesinde kurdukları çadırda kullanıyor.
* Dernek kurulmadan önce günde en az 12 saat, bazen 16 saat çalışırdık. Fazla mesai ücretlerimiz. Öğle yemekleri, yol paraları yatırılmazdı. Maaşlarımızı bölük pörçük öderlerdi.
* 1998'den beri çalışıyorum, yıllık izinlerimizi ilk defa 2010'da kullanmaya başladık. İlk defa iki ay önce maaş bordrösü ne imiş gördük. Taşeron işçilerine zaten kıdem tazminatı verilmiyor; mahkemeye başvurmak gerek o da üç yıl sürüyor.
Kadro yerine işten çıkarma
* Şimdi bizleri çıkarmak istiyorlar. Oysa ki mahkeme kararı var, bizi 4b kadrolu yapacaklarına işten çıkarıyorlar. Üstelik "işçi fazlası var diyorlar" ancak işçi alımları devam ediyor. Bu da akla kendi insanlarını mı koymak istiyorlar sorusunu getiriyor.
Bilgin, derneğe baskı kurularak "Üç beş kişiyi kadrolu yapalım, siz de eylemlerinize son verin" pazarlığı yapıldığını söylüyor.
Bakan Çelik: 1936'dan beri olan sistemi değiştiremeyiz
11 yıldır diploması olmamasına rağmen röntgen teknisyeni olan Kadir Asu, "boşuna sağlıkta taşeron, ölüm demektir demiyoruz" diyor.
Asu, Ocak ayında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in taşeron dernekleri ile yaptığı toplantıya Taş-İş- Der adına katıldı.
* Biz toplantıda 'kamuda taşeronlaşma bitirilmeli, herkes kadrolu işçi olmalı' dedik. Ancak Bakan Çelik, '1936'dan beri süre gelen bir sistemi bitiremeyiz' dedi. Bu kabul edilemez bir şey.
Taşeronlaşma daha da esneyecek
* Toplantıda Çelik, İş Kanunu'ndaki 2. maddenin değiştirileceğini söyledi. Buna göre, elimizdeki tek hukuki dayanak olan 'muvazaalı' olduğumuzu ispatlamamız engelleniyor. Yani taşeronlaşma daha da esnek hale getiriliyor. Üstelik bu maddeye göre, Anabilim dalı dışındaki tüm birimler de taşerona devredilebiliyor.
İşçiler, direniş çadırında diğer taşeron işçileri bilgilendirerek hastane yönetimine karşı sesini yükseltiyor. (NV)