Konuşmaya bayılıyorum.
Küfretmeye de...
Ağlarken kelimelerin bozulmasını,
Sinirliyken sözcüklerin titremesini seviyorum.
Her duyguma bir kelime bulmayı, olmazsa yaratmayı biliyorum.
Yabancı sözcükleri kendiminmiş gibi kullanmaya çalışıyorum, cümlelerin sonuna "yani" koyuyorum.
Bazen sözcükleri deforme ediyorum, bazen de TRT spikerleri gibi konuşuyorum.
Bunları yalnızca Türkçe yapıyorum.
Hayatımın yarısından çoğunu başka dilleri öğrenerek geçirsem de Türkçeden başkasıyla yapamıyorum.
Kendisini çok seviyorum. Anadilim olmasından memnunum.
Ama temsil ettiklerini sevemiyorum. Konuşanların ona yapıştırdıklarını yani...
Mesela,
İlla ben üstte olacağım hırsına, narsist gibi mahkemelerde diğer dilleri yok saymasına, emir kiplerinin ses tonlarına bu kadar uyumlu olmasına dayanamıyorum.
"Konuşma çocuğum!"ları, "Dur!"ları, "Hazır ol"ları, bir türlü "rahat"layamamasını sevmiyorum.
İstiyorum ki anlasın,
bianet'in 21 Şubat 2012 sayfasının ne kadar güzel, ne kadar renkli, ne kadar değerli olduğunu anlasın.
Kendisinin buradaki onlarca dille birlikte daha anlamlı olduğunu kavrasın.
"Ben ayrıcalıklıyım" diye bağırıp durmazsa herkesin onu daha çok seveceğine inansın.
Tüm dillerin günü kutlu olsun! (IC)
* Diğer diller için tıklayın.