Fotoğraf: Esra Hacioğlu / AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde düzenlenen AKP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi.
Çelik, Hatay’daki orman yangınları, Azerbaycan-Ermenistan gerilimi, erken seçim tartışmaları, Doğu Akdeniz gerilimi, yüz yüze eğitim, Maraş’ın bir kısmının günübirlik gezilere açılması ve Ermeni vatandaşlara yönelik tehditler üzerine konuştu.
Anadolu Ajansı’nın aktardığına göre Çelik’in açıklamaları özetle şöyle:
“Hatay’a tüm imkanlarla müdahale ettik”
“Hatay'ın Belen, İskenderun ve Arsuz ilçelerinde çıkan orman yangınları hepimizi çok üzdü, bunu yakın bir şekilde takip ettik arkadaşlar.
“Buraya Tarım Bakanlığımızın imkanları İçişleri Bakanlığımızın imkanları ve Sağlık Bakanlığımızın imkanlarıyla yoğun bir şekilde mücadele ettik.
“Devletimiz elindeki tüm imkanlarla Hataylı kardeşlerimizin bu acısını sarmaya birtakım felaketlerin önüne geçmeye gayret etti.
“Yüz yüze eğitimde tepkiler değerlendiriliyor”
“31 Ağustos'ta uzaktan eğitimde yeni öğretim yılının ilk ders zili çalındı, yüz yüze eğitimin ilk adımı ise 21 Eylül'de atıldı.
“Aynı şekilde de ilkokulda 1,2,3 ve 4. sınıflarda, ortaokul 8. sınıf, lise hazırlık ve 12. sınıflarımızda, köy okullarımızın tüm kademelerinde ve özel gereksinimli öğrencilerimizin tüm kademe ve sınıf düzeylerinde yüz yüze eğitim başladı.
“Bilim Kurulu'nun tavsiye karaları çerçevesinde yönetilen süreçte öğrencilerimiz haftanın 2 günü okullarında olacaklar.
“Yüz yüze eğitimde grup sayıları, okulda kalış süreleri azaltılıyor. Tabii velilerimizin rızası çok önemli. Burada esnek bir model var, isteyen velilerimiz çocuklarını gönderebiliyor. İstemeyenlere de esneklik tanıyor ve çocuklar devamsız sayılmıyor.
“Buradaki süreci güçlü bir şekilde takip ediyoruz. Hem gelecek nesillerimizin eğitimi açısından hem de velilerimizin rahatlığı açısından bize ulaşan eleştiriler, tepkiler, destekler ve yorumlar partimiz tarafından güçlü bir şekilde değerlendiriliyor.
“Ateşkes bozuldu”
“Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarını kurtarmaya yönelik başlattığı operasyonlardaki söz konusu ateşkes, Ermenistan'ın Gence'deki sivillere yönelik bombalarıyla bozuldu.
“Ermenistan saldırdığı zaman ortada herhangi bir mesele yokken ya da sadece 'Tansiyonun yükselmesinden dolayı kaygı duyuyoruz, taraflara itidali tavsiye ediyoruz' diyenler, Azerbaycan güçlü bir şekilde kendi topraklarını almak üzere mücadele vermeye başladığında sürekli olarak ateşkes çağrısı yapmaya başladılar.
"Söz konusu olan topraklar, Azerbaycan toprağıdır, Azerbaycan Türk'ünün toprağıdır. Burada işgalci olan Ermenistan'dır.
“(…) Bu haydut devlete karşı itidal çağrısı yapanlar, kendi toprakları için mücadele eden Azerbaycan birazcık mevzi kazandığı zaman hemen orada ateşkesi hatırlatıyor.
“Akdeniz’deki faaliyetlerimiz kimseyi ilgilendirmez”
“Oruç Reis gemisinin bakım çalışmalarının tamamlanmasının ardından tekrar Doğu Akdeniz'de görevine dönmesine ilişkin bazı ülkelerden açıklamalar geliyor. Böylesine saçma sapan, hukuktan yoksun bir açıklamalar zinciri söz konusu olabilir mi? Sanki hepsi tek kalemden çıkmış.
“Farklı farklı ülkelerin açıklamalarına bakın, sanki her biri Yunanistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yazılmış gibi. Ne zamandan beri Yunanistan Dışişleri Bakanlığı tarafından kullanılan cümleler, başka devletlerin açıklamalarının 'kes-kopyala-yapıştır' yöntemi ile aynısı olabiliyor.
"Türkiye Cumhuriyeti devleti, Atatürk'ün 'Yurtta sulh cihanda sulh' ilkesine bağlıdır. Ama karşımızda dayatmalarla müzakerenin değerini bilmeyen, Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) hak ve menfaatlerini gasp etmeye çalışan bir güç varsa buna karşı da masada verdiğimiz cevaplar gibi sahada da cevap verecek kudrete sahibiz.
“Bu açıklamaları yapanların hepsine topluca söylüyorum; bu konunun sizinle ilgisi yok, bu konunun Yunanistan'la da ilgisi yok. Kendi mavi vatanımız içerisinde bir arama yapıyoruz, kendi mavi vatanımız içerisinde hak ve menfaatlerimize uygun olarak, uluslararası hukuka uygun olarak aramaları gerçekleştiriyoruz. Bunun sizi ilgilendiren bir tarafı yok.
“Maraş Kıbrıs Türklerine ait”
“Önemli tarihi gelişmelerden biri de Türkiye ve KKTC için kapalı Maraş bölgesinin açılması oldu.
"Orada herhangi bir şekilde mağduriyete yol açılmamaktadır. KKTC Hükümeti'ni destekliyoruz. Çok doğru bir karar vermişlerdir.
Yunan Rum tarafının Birleşik Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarını ihlal ederek, burada şimdiye kadar yaptıkları birçok işi, fiili bir durum yaratma işini burada da yapmaya çalıştıklarını görüyoruz.
“Üstelik kapalı Maraş'ın açılmasını BMGK kararı ihlali olarak sunuyorlar. Bu tamamen ciddiyetsizliktir. Hiçbir hukuki ve siyasi temeli olmayan bir açıklamadır.
“Dolayısıyla bu bölge Kıbrıs Türkleri'ne aittir. Bu bölge üzerinde Kıbrıs Türklerinin söylediğimin dışında herhangi bir kimsenin bir şekilde bir müdahale hakkı söz konusu olamaz.
Erdoğan 2017’de “Maraş’ı verelim” demiştiTayyip Erdoğan, Havadis Kıbrıs’ta yer alan habere göre, 14 Ocak 2017’de Erenköy karşılığında Maraş’ın Güney Kıbrıs’a verilebileceğini söylemişti: “Eğer Maraş’ı tamamen halkın istifadesine sunmak isterseniz, Erenköy’le Güzelyurt arası birleştirilsin ve KKTC’ye bırakılsın. Açık Maraş – Kapalı Maraş da Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne bırakılır…” |
“Seçim 2023’te”
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan erken seçime ilişkin özel bir değerlendirme yapmadı, 2023 seçimlerine partinin ve teşkilatlarının hazırlığı konusunda talimatları oldu.
"Cumhur İttifakı açısından erken seçim söz konusu değildir. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de bunu net şekilde bir kere daha açıkladı.
“Bahçeli, zamanında yapılacak genel seçimlerde Cumhur İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayının Erdoğan olduğunu net bir şekilde ifade etti. Bu açıklama için kendisine ve MHP camiasına teşekkür ediyorum.
“Ermeni vatandaşlara tehdide cevabımız açık”
“Ermenistan hükümetini eleştiriyoruz, kınıyoruz, lanetliyoruz. Sonuna kadar Azerbaycan Türkleri'nin ve devletinin yanındayız.
“Bazılarının bu gelişmeleri fırsat bilerek, provokatörlük yaparak Türkiye Cumhuriyeti'nin Ermeni vatandaşlarını taciz veya tehdit etmeye kalkması durumunda buna cevabımız açık olur.
“Türk milleti bir bütündür. Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını taciz veya tehdit edemez. Hem güvenlik kurumlarımız hem adli kurumlarımız bu konuda çok hassastır.
“Türkiye'nin toplumsal bünyesine herhangi bir şekilde operasyon çekilmesine, vatandaşlarımızın bir kısmının taciz veya tehditle korkutulmak istenmesine hem müsaade etmeyiz hem de bunun çok kötü niyetli bir yaklaşım olduğunun altını çizeriz.
“Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları arasında nifak çıkaran, taciz veya tehdide dönük her türlü yaklaşımda bulunanların karşısında olacağız. Bu konuda güvenlik güçleri ve adli makamlar gerekeni yaptı ve yapacak.
“Vatandaşların huzur içerisinde gönül rahatlığıyla devletlerine güvensin. Herhangi bir taciz veya tehdit söz konusu olduğunda da güvenlik güçleriyle ve partimizle iletişime geçsin.
“Türkiye güvenli bir hukuk devletidir. Türkiye'nin güvenliğine dönük olarak hiç kimsenin provokasyon yapmasına müsaade etmeyeceğiz.” (EKN)