*Fotoğraf: Murat Kaynak/ Ankara/ AA.
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'çoklu baro' öngören yasal düzenlemeye 'Evet' oyu veren MHP Genel Başkanı Bahçeli'yi eleştirdi.
Kılıçdaroğlu ayrıca Ayasofya'ya ilişkin açıklamalarda bulundu.
"Erdoğan'ın tek düşündüğü koltuğu"
"Erdoğan, Ayasofya için 'kararlığımızın göstergesi' diyor" şeklinde konuşan Kılıçdaroğlu, "Hangi kararlılıktan bahsediyorsun" diye sordu ve ekledi:
"Bunun adı sahtekârlık. Danıştay'a avukatını gönderiyorsun aman olmasın diye. Bunun adı iki yüzlülüktür.
"Çıkarırsın kararnameyi değiştirirsin. Erdoğan bu konuların hiçbirinde samimi değil. Onun tek düşündüğü koltuğudur. Erdoğan'ın o koltuk için feda edemeyeceği hiçbir şey yoktur."
Çoklu baro: Çoklu hukuk projesi
Çoklu baro düzenlemesinin yasalaşmasına tepkisini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Çoklu baro düzenlenmesine karşı çıkmak için çalışan tüm milletvekili arkadaşlarıma teşekkür ederim. Ayrıştırma projesiydi bu" dedi ve ekledi:
"Çoklu hukuk projesiydi aslında. Bu karara karşı çıkmak bizim görevimizdi.
"Ama beni şaşırtan bir şey var. Sayın Devlet Bahçeli. MHP sempatizanlarına bir şey demiyorum doğrudan Bahçeli'ye söylüyorum.
"AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, 'Bu kanun geçtiğinde PKK/FETÖ baro kurarlarmış. Kursunlar arkadaş' açıklaması yapıyor.
"Peki nasıl oluyor da MHP böyle bir kanun teklifine 'Evet' oyu veriyor?"
"Türkiye'nin birliğine dinamit koydular"
"Ülkücülerin, vatandaşların vicdanına sesleniyorum" diyen Kılıçdaroğlu, "Nasıl olur da bu kanuna 'Evet' dersiniz.
"Tarihinizi reddediyorsunuz. Vatanı bölmek değil, birleştirmek esastır. Çoklu baro ile Türkiye'nin birlik ve bütünlüğüne dinamit koydular."
Partimizin TBMM Grup Toplantısı https://t.co/zzHS1IEJoc
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) July 14, 2020
"FETÖ'nün önünden kim geçtiyse içeride"
"Darbe Araştırma Komisyonu kurulmasında ısrarcı olduk kuruldu. 2 kişinin komisyona gelmesini Erdoğan yasakladı. Biri MİT Müsteşarı, diğeri dönemin Genelkurmay Başkanı, tüm ayrıntıları biliyorlardı.
"Erdoğan neden TBMM'ye gelip bilgi vermelerine yasak koydu? Darbe girişiminin perde arkası aydınlanmasın diye. Ama biz olabildiğince araştırdık. Rapor çıktı. 4 yıldır rapor yayımlanmıyor. Niçin? Neyden korkuyor, neyden çekiniyorlar? ş
"Millet gerçekleri görmesin diye. Bizzat kendisi FETÖ'nün bir numaralı ayağıdır.
"Erdoğan neden gider Marmaris'te saklanır. Yaverleri zaten FETÖ'cüymüş. Çünkü sen darbe girişimi olacağını biliyordun. Ne olur ne olmaz diye gitti. Yaveri biliyor, fatura kime çıktı Sözcü gazetesine. Darbeyi biliyordu ve ne olur ne olmaz diye saklandı.
"20 Temmuz'da OHAL yani sivil darbeyi yaptılar. Garibanlarının tamamı içeride. FETÖ'nün önünden kim geçtiyse içeride, FETÖ'cüler dışarıda. 50 sefer söyledim. Sen kendi avukatlarının mal varlıklarını araştırdın mı? Dolarları nereden geldi biliyor musun?"
"Şehitler arasındaki ayrımcılığı kaldırın"
Kılıçdaroğlu, "Şehitler arasındaki farklılıkları kaldırın" çağrısı da yaparken şöyle devam etti:
"Şehitler, gaziler arasında ayrım yaparsanız aslında doğru yapmamış olursunuz.
"Bayrağa sarıyoruz, 'şehidimiz' diyoruz, devlet erkanı, vatandaşlarımız orada, toprağa defnediyoruz ve sonsuzluğa uğurluyoruz ama arkasından 'bu şehit falan türden bir şehit, öbürü falan türden bir şehit...'
"Bu doğru değil, ayrımcılığın kalkması lazım."
Havai fişek patlaması: Hakkını aramak görevimiz
Sakarya'da havai fişek fabrikasında meydana gelen patlamayı hatırlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bunların hakkını ve hukukunu aramak bizim namus borcumuzdur. Asıl beni üzen nokta şudur: Bu ülkenin Cumhurbaşkanlığında oturan zat, hayatını kaybeden işçilerin ailelerini değil, önce 11 yılda 5 kez fabrikasında patlama olan patronu arıyor 'nasılsın' diyor.
"Devletin kimlere teslim edildiğini Sakaryalıların da bilmesi lazım artık. Bizim devletimiz, sıradan bir devlet değildir. Bu devletin temelinde acı ve gözyaşı vardır. O makama oturan her zat, bunların hakkını ve hukukun savunmak zorundadır."
Adalet Ağaoğlu: Hepimizin başı sağ olsun
"Adalet Ağaoğlu'nu kaybettik. Edebiyat dünyamızın ve hepimizin başı sağ olsun. Sadece bugüne değil yarına da kalemleriyle ışık tutan edebiyat dünyası her zaman bizim için çok değerlidir."
(PT)