Kaynak ve fotoğraf: AA
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da "İstanbul Milletvekilleri Buluşması" programı kapsamında açıklamalarda bulundu.
İdlib'deki saldırı ile ilgili açıklamalarda bulunan Erdoğan, hayatını kaybeden askerlerin sayısının 36'ya çıktığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Ne dedik aylar önce? 'Eğer bu böyle giderse biz kapıları açmak zorunda kalacağız.' Rahatsız oldular. İnanmadılar bizim bu söylediğimize. Biz de dün ne yaptık? Kapıları açtık. Şimdi bu sabah itibarıyla yaklaşık 18 bin oldu kapıları zorlayıp geçenler. Ama bugün herhalde 25 bin-30 bini bulabilir. Bu kapıları bundan sonraki süreçte de kapatmayacağız" dedi.
Erdoğan'ın açıklamaları özetle şöyle:
"(Gezi Direnişi) Çatımızın üzerine çıkmaya yeltendiler. Duvarlara merhume annemle ilgili haşa edepsizce, hayasızca sloganlar yazdılar. 500 metre ötede Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi'ni 3 gün, 3 gece işgal ettiler ve orada bira şişelerini, bira kutularını hep o dönemde topladık. Bütün bunları yaşadık. Bunlar burada yaşandığı halde, kendilerine güya bu ülkede vatansever havasına girenler, güya bu ülkeyi sevdiklerini ilan edenler ne yazık ki bu süreç içerisinde 'Sadece aydınlık gençler.' diye ana muhalefetin başı, bu gençleri ilan etmeye çalıştı. Bunlar aydınlık falan değil. Bunlar tamamıyla aldatılmış gençler. Bu da ifademin en iyi yanıdır. Olayın boyutu çok büyük."
"Yeni bir göç dalgasını kaldırabilecek durumda değiliz"
"Suriye meselesi Türkiye için asla bir macera veya sınırlarını genişletme çabası değildir. Ülkemizin Suriye'de yürüttüğü mücadelenin anlamını hala kavramayanların bulunduğunu üzüntüyle görüyoruz. Yaklaşık 4 milyon insan rejimin kanlı saldırıları sebebiyle sınırlarımıza doğru harekete geçmiştir. 1,5 milyonu şu anda sınırımızdadır. İdlib ülkemizi köşeye sıkıştırmak ve diğer kazanımlarımızı elimizden almak için kurgulanan, kışkırtılan bir konu olarak önümüze geldi. 3,7 milyon Suriyeliyi ülkemizde barındırıyoruz. Yeni bir göç dalgasını kaldırabilecek durumda değiliz. (Suriye) Bizim ne petrol ne orada toprak derdimiz var, bir güvenli bölgeyle sınırlarımızı teminat altına almak istiyoruz.
Biz oraya Esed'in davetlisi olarak gitmedik. Biz oraya Suriye halkının davetlisi olarak gittik. Suriye halkı "tamam bu iş bitti" demeden bizim oradan çıkma niyetimiz de yok."
"25 milyon avroyu direkt bize göndermesini söyledim"
Almanya Başbakanı Angela Merkel'e "Böyle bir durum var. Sizin daha önce bana verilmiş büyük rakamlarla sözleriniz vardı. Şuraya gelin siz de destek verin, bir an önce burayı yapalım." dediğini belirten Erdoğan, şunları anlattı:
"Söyleye söyleye en fazla 25 milyon avro vereyim, dedi. Biz onu da kabul dedik. Sonra Kızılhaç'a vereceğini söyledi. 'Kızılhaç'tan da Kızılay'a aktarılır.' dedi. Bu rakam takip ediyoruz, dediler ki 'Bu rakam BM Mülteciler Başkomiserliğine gitmek durumundadır.' Mülteciler Başkomiserliğine gidecek, oradan da Kızılhaç ve Kızılay'a o şekilde ancak gelebilir gibi bir yaklaşım ortaya koydular. Böyle bir şey olmadı. Aradım tekrar şansölyeyi. 'Para hazır.' dedi. 'Hazır olan paranız buraya gelmiyor.' dedim. Eğer bunu verecekseniz verin, vermeyecekseniz, dün söylediğimi söylüyorum, kendilerine dedim ki 'O zaman bu mültecileri biz size gönderelim, biz 25 değil, size 100 milyon avro gönderelim.' 'Ben onu da istemem.' dedi. 'Onu istemiyorsanız, niye BM'ye gönderiyorsunuz bu parayı. Bunu direkt bize gönder. Ben sizin pratik olmanızı istiyorum.' dedim.
"Putin'e 'orada ne işiniz var' dedim"
"Sayın Putin'e de söyledim. 'Sizin orada ne işiniz var?' Eğer siz üs kuracaksanız, yine kurun ama orada bizim önümüzden çekilin.
"Karşımızdaki senaryonun asıl hedefi Suriye değil, Türkiye'dir. Suriye'de istediklerini alanlar, namluları hemen Türkiye'ye çevirecektir.
Şu anda ekranları başında bizi izleyen milletime özellikle sesleniyorum: 'Türkiye'nin Suriye'de ne işi var?' sorusu, aslında 'Türkiye terör örgütlerine ve kendine düşman bir rejime teslim olmalı.' önerisini bize tavsiye ediyorlar. Bunların yaptığı budur."
"İdlib'de 36 şehit var"
"İdlib harekatımızda önceki gün vermiş olduğumuz şehit 34, daha sonra 36'ya çıktı. Şehitlerimiz inanıyorum ki bu milletin vatan kılınması mücadelesinin zirve yaptığı noktalardır."
"Ana muhalefet lideri arama lütfunda bulunmadı"
"Dün gün boyu liderlerle görüşmelerimiz oldu, ana muhalefetin başı hariç. O, arama lütfunda bulunmadı. Neymiş ben onu arayacakmışım. Ben seni ne arayım ya, dünya bizi arıyor, sen de bizi ararsın, biz de sana bütün detaylarıyla her şeyi veririz."
"Ne ABD ne Rusya sözünü tuttu"
"Bize verilen söz neydi? YPG, PYD'yi bunları bu bölgelerden çıkacaklardı. Ne Rusya ne ABD bu sözleri tutabildi, çıkaramadılar. Terör örgütlerine binlerce tır silah mühimmat, araç, gereç yardımını yapanlar, rejim çok ciddi manada silah, mühimmat, araç gereç füze her şeyi yine bu ülkelerden alırken kimse Türkiye'ye ne bu konuda herhangi bir destek veriyor, ne de bu mültecilerle ilgili bize destek veriyor."
(AÖ)