Haberin İngilizcesi için tıklayın
HDP Sözcüsü Günay Kubilay, parti genel merkesinde haftalık gündem toplantısında güncel gelişmeleri değerlendirdi. Kubilay’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
"12 belediyemize kayyım atandı"
“19 Ağustos 2019 tarihinden bu yana 3'ü büyükşehir olmak üzere toplam 12 belediyemize kayyım atanmıştır. Diyarbakır, Mardin, Van Büyükşehir belediyeleri. Erciş, Hakkari, Yüksekova, Kulp, Kayapınar, Bismil, Kocaköy, Karayazı, Nusaybin belediyeleri şu an bir kayyım rejimi kuşatılmış ve abluka altına alınmıştır.
31 Mart’tan hemen sonra 6 Belediye eşbaşkanımız KHK’li diye mazbatasına el konulmuş, yerine yüzde 20 gibi düşük oylar alan AKP adayları atandığını hatıratmak istiyorum.
20 belediye meclis üyemiz, 7 il genel meclis üyemiz çeşitli bahanelerle görevden uzaklaştırılmış ilgili belediyelerde çoğunluk durumunda olan HDP’nin il belediye meclis üyeliği azınlık durumuna düşürülmüştür.
Siyasi utancın fotoğrafı
Amed belediye eş başkanımız Selçuk Mızraklı’nın tutuklanması siyasi rehine siyasetinin bir devamdır. Servis edilen fotoğraf Kürt halkının siyasi iradesine vurulan pranganın fotoğrafıdır. Bu fotoğraf, iktidarın alnına sürülmüş kara bir lekenin ve siyasi utancın fotoğrafıdır. 31 Mart seçimlerinde Kürt halkı 2016’da 102 belediyenin 95’ni siyasi darbeyle kurulan kayyım rejimini silip süpürmüştü. Ne var ki, azınlığa düşmüş, gayri meşru konumdaki iktidar, artık demokratik ve meşru yöntemlerle yönetemez hale gelmiştir.
Diyarbakır’da üç gündür vekillerimiz vasıtasıyla sürdürdüğümüz eylem, etkinlik ve mücadele süreci derinleşerek büyüyerek, farklı biçimlerde sürecektir.
Topluma ne söylüyorlar?
“Soçi mutabakatı, her şeyden önce savaşı durdurarak en modern silahlarla gerçekleştirilecek olan kitlesel sivil katliamı önlediği için olumludur. Fakat mutabakatın hangi tavizler verilerek, hangi gayri insani taahhütlerin altına girilerek gerçekleştiğini henüz bilmiyoruz. Basit bir soru soralım: Ne kazandınız? Hiçbir şey… Bu iktidar ağır ekonomik kriz koşullarında, işsizliğin, yoksulluğun, sefaletin kol gezdiği, gizli ve açık zamların yağmur gibi yağdığı bir ülkede her gün sabah akşam ‘ezerim, geçerim, yıkarım, dökerim'den başka bu topluma Allah aşkına ne söylüyor?
"Yüz binlerce sivili doğduğu, büyüdüğü yaşadığı topraklardan sürdünüz, pek çok çocuğu öksüz bıraktınız, uluslararası hukuku ihlal ettiniz, savaş suçu işlediniz. Demografi değişikliğine gelince zorla yerinden edilme şu elimdeki 4’üncü Cenevre Sözleşmesi’nin ihlalidir. İşgal altındaki nüfusun tamamını veya bir kısmını sınır dışı etmek veya sınırları içinde yerinden etmek, Roma Statüsü'nün 8’inci Maddesi gereğince savaş suçu oluşturur. Bunlar tarihe not olarak düşülmüştür. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nin yayınladığı rapora göre 9-17 Ekim tarihleri arasında 79 sivil hayatını kaybetti. Demokratik Suriye Meclisi, yaptığı resmi açıklamada şu ana kadar 235 sivilin yaşamını yitirdiğini belirtti.
Kürtler dahil edilmeli
Erdoğan-Putin görüşmesi sonrasında yapılan açıklamada Putin, "Suriye'nin kuzeydoğusunda Kürtler ve Suriye arasında kapsayıcı bir diyalog başlatılması gerekiyor" diyen Putin, "Çok uluslu Suriye halkının parçası olan Kürtlerin hakları ancak böyle savunulabilir” diyerek, aynı zamanda Esad rejimini de bu vesileyle uyarmıştır. Çok uluslu, çok inançlı, çok kimlikli Suriye’de Kürtlerin dahil edilmediği bir anayasal çözüm demokratik olmayacak, Suriye’de tarihten bakiye kalmış Kürt sorunu ne yazık ki yeni kuşaklara devredilmiş olacaktır."