Haberin Kürtçesi / İngiilzcesi için tıklayın
HDP Sözcüsü Günay Kubilay, HDP Genel Merkez'inde düzenlediği haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kuzey Suriye konusunda ABD ile Türkiye arasında 7 Ağustos’ta varılan mutabakatı değerlendirerek konuşmasına başlayan Kubilay, şunları söyledi:
"Sorunların masada çözülebildiğini gösteriyor"
“Bu görüşme istendiği zaman sorunların masada ve diyalog yoluyla çözülebildiğini göstermektedir. Yıllardır diyalog ve müzakerelerin maliyetsiz ve bedelsiz tek doğru yöntem olduğuna yönelik ısrarlarımızın ne kadar doğru olduğunu gösteriyor.
“Umuyoruz ki savaş ve saldırı seçeneğini devre dışı bırakan bu yöntem kalıcı ve sürekli olur. Ancak bu müzakereler ve sonrasında varıldığı belirtilen anlaşmada sorununun muhatapları yer almadığı için eksiktir ve başarısı şüphelidir.
“Kürt sorunu ABD ve Rusya ile konuşularak çözülemez. Bir başka güce ihtiyaç duymadan kendi sorunlarımızı diyalog ve müzakere yoluyla çözebileceğimizi yıllardır dile getiriyoruz.
“Kuzey Suriye meselesinde yapılması gereken Kürt halkının temsilcileri ve Suriye Özerk Yönetimi temsilcileri ile görüşmek ve bir yuvarlak masa etrafında bir araya gelmektir.
“Son dönemlerde ısrarla dile getirilen barış koridoru söylemi ilk başta pozitif bir çağrışım yapsa bile düşman iki kesim arasında bir ara bölgeyi tarif ettiği ve yayılmacı emeller taşıdığı için sorunludur. Yapılması gereken ‘Barış Koridoru’ değil, büyük bir 'barış coğrafyası' inşa etmektir.
"Öcalan'ın süreçlere dahil olmasının yolu açılmalı”
“Bu kritik eşikte Öcalan ile avukatlarının görüşmüş olması önemli bir gelişmedir. 2 Mayıs’tan itibaren yapılan dört görüşme sonrası avukatlarca kamuoyuna açıklanan görüşler, Öcalan’ın görüş ve önerileriyle demokratik siyaset sürecine katılımının sorunların diyalog ve müzakere yoluyla çözümüne dair azami düzeyde katkı sunacağını göstermiştir.
“2013-2015 yılları arasında yaşanan gelişmeler Öcalan’ın devrede olduğu süreçlerin Türkiye için barış ikliminin yaratıldığı dönemlerdir. İlgili çevreler sorunları müzakere, çözüm ve diyalog yoluyla çözmek istiyorlarsa öncelikle yapmaları gereken, İmralı’ya yönelik tecrit politikasına son vermek ve Öcalan’ın bu süreçlere dahil olmasını sağlamanın yolunu açmaktır.
“Yargı reformu için ekim ayı beklenmemeli”
“Bir diğer konu başlığımız, yargı reformuna ilişkin. Türkiye’de yargı reformu çok önemlidir. Bunun için ekimi beklemeye ne gerek var ki, Parlamento hukuk komisyonu derhal toplanabilir. Bunun için STK’ların demokratik kitle örgütlerinin, inisiyatif ya da platformların görüşü alınabilir.
“Ekolojik mücadele bir bütündür, orası burası yoktur”
“Son olarak, konu başlığımız ekoloji sorunudur. Kazdağları’nda hali hazırda gerçekleştirilmiş kıyım planlanmış olanın 10’da biri kadardır. Eğer bugün dur demezsek yarın çok daha büyük bir yıkımla karşı karşıya kalacağımız aşikar.
“Kaz dağlarında yaşanan yıkımın bir benzeri Hasankeyf’te yaşanıyor. IŞİD’in Palmira’yı yok etmesiyle AKP iktidarının 12 bin yıllık bir tarih olan Hasankeyf’i yok etmesi arasında nitelik olarak ne fark var?
“Dün bu yağmaya ve talana dair politika “yeşil yol” adı altında Karadeniz’de, Artvin’de uygulandı. Bugün Munzur Dağları altın madeni adı altında delik deşik edilmek isteniyor. Ekolojik mücadele bir bütündür, orası burası yoktur. Kazanmak istiyorsak Türkiye’nin her yerinde ses çıkarmalıyız.” (RT)