Haberin İngilizcesi için tıklayın
Seçim sürecinde medyada siyasetin taraflarına hakkaniyetli davranılmaması, biri halen iktidara yakın, diğeri ise bir dönem yakın olmuş iki gazete yazarının köşelerinde de yankılandı.
Yeni Şafak’ta yazan Ali Saydam, 8 Mayıs tarihli yazısını şöyle bitirdi:
“… medyanın, özellikle TV’lerin sadece Sayın Cumhurbaşkanı’nın konuşmalarını yayınlamaları muhalefete pek fazla şans tanımamaları ne kadar doğrudur ve bu tutum, vaat-ikna sürecine mi hizmet eder, yoksa güç kirlenmesine mi, ya da mağduriyet yaratarak muhalefete mi yarar; iyi değerlendirmek gerekir…”
2005-2009 arası dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın basın danışmanlığı ve sözcülüğünü yapan Akif Beki ise Karar gazetesinde dün yayınlanan yazısının sonunda medyaya yönelik eleştirisini şöyle dile getirdi:
“Şu irtica tehlikesi, bu bölücü tehdit diyerek güya öcüleştirdikleri Milli Görüş gibi sözde yıkıcı siyasi cereyanlar, 40 yıl az mı çekti eskinin kartel medyasından... ‘Muhtar bile olamaz’ manşetleriyle çarpışa çarpışa iktidara geldiğini boşa söylemiyor Cumhurbaşkanı Erdoğan. Şimdi de CHP adayı Muharrem İnce ‘Manşetlerle çarpışa çarpışa mücadele’den söz ediyor. Roller tersine döndü sadece. Eskinin kartel medyası öldü, yaşasın beter olan yenisi mi!” (ŞA)