Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Merkezi’nde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.
Erdoğan konuşmasında İdlib harekatına da değinerek, "Bir gece ansızın gelebiliriz dedik ve bu gece bildiğiniz gibi silahlı kuvvetlerimiz İdlib’le ilgili şu anda operasyonunu başlattı" dedi.
Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları özetle şöyle:
“Türkiye’yi terör örgütleriyle yan yana göstermek istiyorlar”
* En ciddi ve etkili mücadeleyi yürüten Türkiye’yi terör örgütleriyle yan yana göstermenin yolları aranıyor.
* Bunun için en küçük hadiseler dahi bahane edilerek ekonomimizle ilgili olumsuz spekülasyonlar üretiliyor.
“Onlara bedava silah verenler bize parasıyla silah vermedi”
* Dünyada kendilerine terörle mücadelede en büyük hedef olarak DEAŞ’ı gösterenler, şu anda DEAŞ’a karşı PYD gibi YPG gibi terör örgütleriyle beraber mücadele ediyorlar.
* Şimdi soruyorum, 3300 aşkın TIR ile Kuzey Suriye’de bir terör örgütü oluşturmaya veya bir terör devleti oluşturmaya çalışanların niyeti nedir?
* Bu denli silahı ücretsiz verenlerin niyeti nedir? Biz paramızla silah alamazken, onlara parasız olarak bu kadar silahı vermenin hedefi ne olabilir?
“Bir gece ansızın gelebiliriz dedik”
* Bir Astana süreci başlattık. Ve bu süreçte Rusya Türkiye ve İran bir karara vardık. Nitekim işte bir gece ansızın gelebiliriz dedik ve bu gece bildiğiniz gibi silahlı kuvvetlerimiz İdlib’le ilgili şu anda operasyonunu başlattı.
* Çünkü oradaki mazlumların üzerine gelenler, o mağdurlara bunca silahla saldıranlar, rejim ne yazık ki bütün bunlar karşısında bize tarihi bir sorumluluk yüklüyor.
Kılıçdaroğlu’na: Ne cahil adamsın
* Kimse bize niye bunu böyle yapıyorsunuz diyemez. Suriye’ye 911 km sınırı olan biziz. Her an taciz ve tehdit altında olan biziz. Kimse bize niye böyle yaptınız diyemez.
* Bu ülkede değil, ülkenin dışında da Kılıçdaroğllarının adedi çok fazla. Bir yandan silahlı kuvvetlerimizin sınır ötesine çıkmasına evet diyeceksin, dokuz dakika sonra İdlib’de olanların sorumlusu Erdoğan diyeceksin. Ya sen ne cahil adamsın ya. Böyle bir mantık mı olur?
“24 saat - 48 saat içmeyin”
* (Kılıçdaroğlu’nun) Yanında taşıdığı adamların her biri bir alem.
* Çanakkale’de bütün o kabristanlıkların olduğu bölgede hepsi… Ya siz burada bir eğitime geldiniz. Önce kendinizin bir eğitime ihtiyacı var ya.
* Yahu 24 saat 48 saat sabredin ya. İçmeyin sonra için. Burası kabristanlık ya. Bunu bile yapamadılar.
“Şimdi gündemde Kerkük var”
* Şimdi gündemde Kerkük var. Oradaki Türkmenler yaşam mücadelesi veriyor. “Bize ne yahu” diyemeyiz.
* Biz Kılıçdaroğlu zihniyeti taşımıyoruz. Onların böyle bir derdi yok. Onlar varsınlar Esed’in yanına gitsinler, dertleşsinler. Ama biz farklıyız.
* Ve İdlib’deki her şehidin hesabını benim vereceğimi söyleyecek kadar gafil cahil olan bu insanlarla konuşacak bir şeyimiz yok.
“Sözde milletvekilleri”
* Teröristler öldürüldü. Kimler gitti onları almaya? Sözde siyasi parti mensupları, sözde milletvekilleri onları gittiler teslim aldılar.
* Demek ki bunlar terör örgütüyle iç içe. Farkları var mı? Yok. Terör örgütünü arkasına alanlar, onların desteğiyle parlamentoya girenler ‘Biz demokratik mücadele veriyoruz’ diyemezler.
* Bunu işte 80 milletvekili çıkardıkları zaman gördük. 80 milletvekili çıkardıktan sonra ‘haydi sokağa’ demek suretiyle, bir günde 53 vatandaşımızın nasıl öldürüldüklerini de gördük.
“Kendi hesabımıza bakacağız”
* Kendilerini güvenli hissettikleri binlerce kilometre uzaktan bizim her gün canımıza dokunan konularda ahkam kesenlerin hesapları artık bizi ilgilendirmiyor. Biz kendi hesabımıza bakacağız.
* Hep söylüyoruz ya, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Yolumuzda böyle yürüyeceğiz. Geleceğimizi işte bu dört temel direk üzerine kurmakta kararlıyız.
“Siz bu ülkede demokrasi için mücadele edemezsiniz”
* Siz yalancısınız. Siz bu ülkede demokrasi için mücadele edemezsiniz. Sizin özgürlük diye bir endişeniz asla yok.
* Siz sadece bir etnik yapının egemenliği için çalışıyorsunuz. Buna müsaade etmeyeceğiz. Bunu böyle bilesiniz.
"Müftülere nikah yetkisi geçecek"
* Şu anda nikahları kim kıyıyor? Kamu görevlisi olan belediye başkanı veya nikah memuru. Ta köylerdeki muhtarlara kadar bu nikahları kıyabiliyorlar mı?
* Peki, müftü kim? Arkadaşlar o da bir devlet memuru. Bunların da kahir ekseriyeti üniversite mezunu.
* Bizim kendi değerlerimizde inancımızın mensubu olarak bizim vatandaşlarımızın kahir ekseriyeti resmi nikah kıyıldığı zaman onunla yetinmiyor. Bir de ne yapıyor? Kayıt dışı gidiyor hocaefendiye bir nikah da orada kıydırıyor. Bu böyledir. Ama Kılıçdaroğlu ne yaptı bilemem.
* Şimdi çıkıyorlar, tencere tava aynı hava. Meydanlara çıkıp bu tür nikah istemiyorlarmış. Tövbe, tövbe. İsteseniz de istemeseniz de bu Meclis’ten geçecek. (EKN)