Haberin Kürtçesi için tıklayın
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), 16 Nisan referandumuyla ilgili nihai raporunu açıkladı.
AKPM, nihai raporunda da referandumun hemen ertesinde açıkladığı ön raporunda olduğu gibi, sürecin "eşit şartlara sahip olmayan bir ortamda gerçekleştiğini ve kampanyada iki tarafının eşit olanaklara sahip olmadığını” söyledi.
TIKLAYIN - AGİT: REFERANDUM EŞİT ŞARTLARDA YAPILMADI
"Seçmenler bilgilendirilmedi"
Raporda, kampanyaların büyük oranda internet ve sosyal medya platformlarına bağlı kaldığı ve seçmenlerin Yüksek Seçim Kurulu ya da diğer devlet otoritelerince referandumda oylanacak maddeler ve potansiyel etkileri hakkında resmi olarak bilgilendirilmediği söylendi.
"YSK şeffaf değil"
YSK’nın gelen 45 itirazı kapalı görüşmelerde incelediği ve kararların açıklanmadığı söylenirken, hakim ve savcı ihraçlarının referandum sürecinde devam edilmesinin yargının bağımsızlığını etkilediği ifade edildi.
Şeffaf çalışmayan YSK’nın referandum günü sayımdan önce mühürsüz oy pusulaları hakkında aldığı kararın “yasalara aykırı olduğu” ve çok önemli yasal bir güvencenin ihlali anlamına geldiği belirtildi.
"Altyapı projeleri açılışları evet kampanyası için kullanıldı"
“Evet” kampanyasının ciddi anlamda daha görünür olduğu ve Anayasa’ya göre tarafsız kalması gereken Başbakan ile Cumhurbaşkanı gibi yetkililerce desteklendiği vurgulandı.
Ayrıca altyapı projelerinin açılışı gibi kamusal törenlerin de “Evet” kampanyası için kullanıldığı ve bu törenlere devlet memurları ve üniversite öğrencilerinin katılımının mecbur tutulduğu belirtildi.
"Hayır kampanyaları kısıtlandı"
“Hayır” kampanyasının ise CHP ile milletvekilleri ve 83 belediye başkanı cezaevinde tutulan HDP tarafından gerçekleştirildiği ve “Hayır” destekçilerinin kampanya hakkına birçok kısıtlama getirildiği söylendi. “Hayır” destekçilerinin fiziksel saldırılarla karşılaştığı ve çok sayıda Hayır’cının yasaya aykırı gösteri örgütlemek veya Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla tutuklandığı ifade edildi. HDP’nin kampanya posterlerinin ve Kürtçe şarkısının yasaklandığı ve “hayır” etkinliklerinin otoriteler y ada mekan sahiplerince iptal edildiğine de yer verildi.
"Medyaya 'evet' hakimdi"
Medyaya "evet" kampanyasının hakim olduğu söylenirken, TRT'nin “açık biçimde iktidar partisi ve Cumhurbaşkanına öncelik verdiği” vurgulandı.
Darbeden sonra artan gazeteci tutuklamalarının referandum sürecinde devam ettiği ve onlarca medya kuruluşunun da kapatılmasıyla, geniş kapsamlı bir sansür oluştuğu ifade edildi.
Referandum günü sandıkların etrafındaki yoğun polis mevcudiyeti de raporda yer aldı.
AKPM'den Erdoğan ve Çavuşoğlu'na yanıt
Son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun AKPM heyetinin güvenilirliğine yönelik sorgulamalarına değinilirken, seçimleri gözlemleme görevinin tamamen Temsilciler Meclisi seçim gözlemi kurallarına bağlı kalarak yapıldığı söylendi.
Erdoğan AGİT ve AKPM üyelerine "haddinizi bilin" demiş ve “bu tarz siyasi içerikli raporları ne görürüz, ne duyarız, ne biliriz" diye konuşmuştu. Dışişleri Bakanlığı da heyeti "önyargıyla hareket etmekle" suçlamıştı.
Cezar Florin Preda tarafından hazırlanan raporun İngilizce tam metni için tıklayın. (ÇT)