Hollanda Türkleri Konseyi (HTK), Hollanda’nın Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçağına iniş izni vermemesi ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın sınır dışı etmesi üzerine Türkiye ve Hollanda arasında yükselen gerilim nedeniyle yazılı bir basın açıklaması yayınladı.
Hollandalı yetkililerin Türkiye’deki referandumla ilgili ülkelerinde propaganda yapılmasına izin vermediğine, buna karşı Türkiyeli hükümet yetkilileri ve cumhurbaşkanının propaganda konusunda ısrarcı olduğunu hatırlatan HTK, hem Türkiyeli yetkililere hem Hollandalı yetkililere mesaj gönderdi:
Türkiye'ye...
* Dışişleri Bakanı olarak, seçim kampanyası ve devletin olanaklarını kullanması yasal değildir. Seçim yasalarının ihlalidir. T.C. Dışişleri Bakanı uluslararası ilişkilerde en yüksek diplomatik yöneticidir. Sadece Dışişleri Bakanları seviyesindeki ilişkilere bakar. Dışişleri Bakanı olarak seçim çalışması yapamaz.
* Sayın Dışişleri Bakanı, Bakanlık şapkasını çıkarıp, aynı başka ülkelerin siyasileri gibi, başka bir ülkeye siyasi partisi ve milletvekili olarak gidebilir. Bu çalışmalarını, siyasi partisinin kasasından ya da kendi cebinden finanse ederek yapabilir. Buna kimsenin itiraz etmemesi gerekir.
* T.C. yetkilileri, Hollanda’daki Türk toplumunun kısa ve uzun vadede aleyhine olacak, Hollanda’ya ve Hollandalılara karşı çirkin söylemlerden kaçınmalıdır. Uluslararası ilişkiler ve AB ile ilişkileri de kötü yönde etkileyecek söylem ve eylemlerden kaçınmalı ve ilişkileri gerginleştirmeyi durdurmalıdır. Gerginlikten medet umarak ve romantik milliyetçilik yaparak, Hollanda’daki ve Avrupa’daki ve diğer yerlerdeki Türk toplumunun oylarını evet yönünde kullanıp referandumda oy kullananların oyunu evet çıkartma kurnazlığı ve stratejisi izleyen oy avcılığı yöntemlerini bırakmalıdır. Hollanda’daki Türk toplumunu bu gerginliğin bir parçası yapmamalı ve söylemlerinde Hollanda Türk Toplumunu bu gerginlikten uzak tutmalıdır.
Hollanda’ya…
* Hollanda’daki siyasilerde dahil, 15 Mart genel seçimleri ile ilgili olarak, Türk yetkililerin gerginleştirme politikasının aynısını kendileri de yapmamalıdır. Gerginlikten yararlanılarak oy avcılığı yapmamalıdır.
* Hollanda Hükümeti ve siyasi partileri, Türkiye Cumhurbaşkanı ve ekibinin Hollanda ile ilgili sözlerini, seçim malzemesi haline getirerek, Hollanda’nın da ayrılmaz bir parçası olan Hollanda Türk toplumunu rencide edici ve hassasiyetlerini aşağılayıcı eylem ve söylemlerden kaçınmalıdır.
* Hollanda Türkiye’ye sadece Cumhurbaşkanı ve ekibi olarak bakmamalı ve uzun vadeli düşünerek, uluslararası anlamda hem şimdi hem de ileriye dönük olarak iyi ilişkileri zedeleyici açıklama ve söylemlerden de kaçınmalıdır. Çünkü ikili Devlet ilişkilerinin zarar görmesi Hollanda içinde çok büyük zararları da arkasından getirecektir. Bu durumdan kaçınılmalıdır. Bundan sonra Hollanda gerginliği düşürücü bir yol izlemelidir. Hollanda’daki Türk toplumunu bu gerginliğin bir parçası yapmamalı ve söylemlerinde Hollanda Türk Toplumunu bu gerginlikten uzak tutmalıdır.
* Hollanda Türkiye’ye ilişkin olan referandum boyunca, Türkiye’nin Hükümeti ve Cumhurbaşkanı düzeyinde olmayan ve Türkiye’den gelecek siyasilere, toplantı yapma ve fikirlerini ifade etme özgürlüğünü kısıtlamamalıdır. Çünkü bu bir evrensel haktır. Bu Hollandalı siyasiler içinde yurtdışındaki ziyaretlerinde yaptığı bir gerçekliktir. Bu olanağı karşılıklı olarak geliştirmeli ve bu olanağa zarar vermemelidir. (EKN)