Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki 34. Muhtarlar Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Meclis’teki Anayasa oturumlarına, “yaşam tarzı” tartışmalarına ve ekonomik duruma değindi.
Erdoğan özetle şunları söyledi:
Saldırılar, suikast
“Terör örgütlerinin sadece birer maşadan ibaret olduğunu, asıl mücadeleyi onların arkasındaki güçlerle verdiğimizi çok iyi biliyoruz. Eğer maşaları kırmazsak, arkadaki güç mücadelesini kazanamayız.
“Bölücü örgütü kıpırdayamaz hale getirmek için bütün tedbirleri aldık. 15 Temmuz ihanetinin müsebbibi olan FETÖ ile mücadelemizi bürokrasiden iş dünyasına uluslararası alana kadar tüm cephelerde sürdürüyoruz.
“DEAŞ denilen, en çok Müslüman kanı denen örgütü hem kendi topraklarımızda, hem bölgemizde bitirmeye kararlıyız. Meşrep farklılıklarını kaşıyarak kendilerine zemin bulmaya çalışan örgütlere aman vermedik, vermiyoruz.
“Düne kadar DEAŞ çatısı altında kan dökenler, bakıyoruz bugün PYD YPG kimliğiyle karşımıza çıkıyor. FETÖ derseniz, ülkemize düşman kim varsa tüm imkanlarını onun eline veren, satılık bir örgüt hale geldi. Rabbime hamd olsun, bu örgütlerin her biri de attıkları her adımda gerçek yüzlerini ifşa ediyorlar.”
PYD, PKK, NATO
“Yıllarca bize bu örgütleri, işbirliği yaptıkları meşru yapı olarak göstermeye çalışanların bile, hakikatler artık söyleyecek sözleri kalmadı.
“Artık kartların açık oynanmasını umuyoruz. Kimsenin PYD için ‘Bunların PKK ile ilgisi yok’ diyecek hali kalmadı. Bizzat NATO destekli yayınlarda bu ilişki tüm delilleriyle ortaya çıktı.
“Aynı şekilde artık kimsenin FETÖ’yü savunacak, bu örgütün mensuplarını masum STK temsilcileri olarak, bunları bu şekilde gösterecek imkanı da kalmadı.
“Bu örgütün, darbe girişimindeki rolüne tereddütle yaklaşanlar, Rusya federasyonu büyükelçisine yapılan suikastın ardından herhalde ikna olmuşlardır diye düşünüyorum.
“Bunları birer iyi niyet ifadesi olarak söylüyorum. Bu acımasız bir güç meselesidir. Bu mücadelenin birinci şarttı ayağa kalkmaktır. Düştüğümüz, düştüğünüz anda kardeş kavgasıyla bize kendi kendimizi imha ettireceklerinden hiç şüpheniz olmasın.
“Bu ülkede bu ülkeye ihanet edenlerin yeri yoktur, olmayacaktır. Eğer bu ülkenin evladıysan, vatandaşlık görevinin bilincinin içerisinde huzurumuzu bozmadan bu ülkede yersin, içersin, yatarsın, eyvallah.
“Her türlü hakkın da var. Bu ülkede cumhurbaşkanlığı makamına varıncaya kadar bu payeye ulaşmadılar mı? Ama illa terörist olmak gerekmiyor ki… Kürt olup cumhurbaşkanı olan büyüklerimiz oldu.”
Meclis’teki kavgalar
“Kimseye bu yollar kapalı değil. Ama bakıyorsunuz şurada Meclis’te bir anayasa değişikliği çalışması olacak. Bu çalışmalarda yaşanan tabloyu görüyorsunuz değil mi?
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletinse Meclis'in çalışma üslubu bellidir. O kürsü yıkmak için oraya konmadı, sadece söylenecek veya söyleyecek sözü olanlar için oraya kondu.
“Öbür taraftan terör örgütleriyle, parlamentonun önüne gelip orada eylem yapmaları o da çok farklı bir şey. Bunlar iyi niyet göstergesi değildir. ‘Ne yapacağımızı göreceksiniz’ diye tehdit savurmak bu anlayışta olanları bir yere varılamaz.”
Anayasa değişikliği
“Ve parlamentoda çalışmaları engellemek, süreci uzatmak bunlar hiçbir şey kazandırmıyor. Ne yaparsanız yapın, ne ederseniz edin, 15 gün değil de 1 ay. Ama parlamentodan bu, ben inanıyorum ki çıkıp milletin önüne gidecektir.
“Eğer millete saygınız varsa, eğer milletin iradesine inanıyorsanız, eğer Gazi Mustafa Kemal’in ‘egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesine inanıyorsanız o zaman bir an önce bırakın müzakereler bitsin, milletin önüne gitsin.
“Millet ne karar veriyorsa bu karara hep birlikte eyvallah diyelim.
Cumhurbaşkanının yetkileri
“İkide bir tek adamcılık, tek adamcılık. Ne tek adamcılığı ya? Olayı buraya götürmek istiyorsan, bunun kaynağında siz varsınız.
“Bu ülkede CHP’nin il başkanlarının, valilik yaptığı belediye başkanlığı yaptığı dönemleri biliriz biz. Eğer tek adamcılıksa bu.
“Eğer daha da gerilere giderseniz, asıl tek adamcılığı orada görürsünüz. Ben o kadar defterleri açmak istemiyorum. Ama zamanı gelirse o defterleri de açarız.
“Bunlar tereciye tere satmaya çalışıyorlar, kusura bakmasınlar. Artık bu ülkede bu aldatmacaları yutacak bir millet yok. Herkes yerini bilecek, haddini bilecek ve sandığa saygı duyacak. Millet ne derse o olacak, bunu bilin.
“İşte şimdi söyleyeyim, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Şayet bu dört sütunun biri dahi çökerse dengemizi koruyamayız.”
DEAŞ ve İslam
“Bölücü terör örgütü milli birliğimizi birlikte, bayrağımızı, vatanımızı da hedef aldı. FETÖ’nün 17-25 Aralık’taki hedefi devletimizi ele geçirmekti.
“15 Temmuz’da PKK gibi, dört sütunun hepsine birden saldırdılar. DEAŞ derseniz, en başından beri İslam’ın ruhuna düşmanlık üzerine kurulu bir örgüttür.
“DEAŞ bize İslam’ı anlatmasın, bu millet İslam’la yoğrularak ayağa kalkmıştır. DEAŞ’tan İslam’ı öğrenmek gibi bir derdimiz yok bizim.
“Bu örgütü projelendirenler, Irak ve Suriye’deki dini etnik kültürel fay hatlarında zaten yaşanmakta olan kırılmaları çok iyi değerlendirerek, bölgeyi ateşe vermeyi başardılar.
“Bu terör örgütlerinin kullandığı araçlar yerli de olsa, kendileri doğal değildir, sentetiktir, kurgudur. Türkiye bölgedeki diğer ülkelerde farklı olarak, güçlü bir siyasi altyapıya sahip olduğu için dayanaklıdır.
“Eğer bugün Türkiye’de terör örgütleri taban bulamıyor, fitne çıkartılamıyorsa bunun sebebi hep birlikte tek millet, tek devlet, tek vatan, tek bayrak ilkelerine sımsıkı sarılmış olmamızdır.”
“Toplumsal hassasiyetler”
“Terör örgütlerinin arkasındaki güçler, bu durumu gördükleri için senaryolarına daha ince bir ayar verme gereği duydular. Artık eylemler sadece kan dökmeye yetmiyor.
“Tıpkı İstanbul Ortaköy, yılbaşı gecesi yapılan o cani eylemin ardından olduğu gibi, hayat tarzı, meşrep, mezhep bu tür tartışmaları topluma takdim ederek toplumsal hassasiyet noktalarımıza hücum ettiler.
“Maalesef ülkesinin devletinin yanında saf tutması gereken bir takım siyasiler de bilerek veya bilmeyerek terör örgütlerinin değirmenlerine hala su taşıyorlar.
“Dünya değişirken, bölgemiz değişirken, Türkiye değişirken ‘Biz hiçbir şeye dokundurtmayız, her şey olduğu gibi kalsın’ demek, bağnazlığın dik alasıdır.”
“Kim rejim tartışması açıyorsa…”
“Bu ülkede kim rejim tartışması açıyorsa biliniz ki bunların derdi rejim değil, başka bir şeydir. Türkiye'de böyle bir mesele olmadığını herkes gibi onlar da gayet iyi biliyor.
“Sadece toplumun bir kesiminde bu konuda var olan hassasiyeti istismar ederek asli görevlerindeki ihmallerinin, yani siyasi muhalefet eksikliğinin üzerini örtmeye çalışıyorlar.”
“Bu ülkede en başta şahsım olmak üzere ve dikkat edin tartışmalara, tartışmalar hep bu kardeşinizin üzerinden götürülüyor. Benim şahsımla bu işin alakası yok ki. Türkiye'de bir anayasa değişikliği yapılıyor, olay bu.
“Yani yapılacak ilerideki bir cumhurbaşkanlığı seçiminde kim seçime girer, kim kazanır, kim öle, kim kala..."
“İstanbul’a belediye başkanı oldum, daha koltuğa yeni oturdum. Hemen siyaset medya şunu söyledi. ‘Bunlar şimdi kadın erkek ayrımına gidecekler. Kadınlar bir tarafta erkekler bir tarafta oturtacak. Trenleri ayrıştıracaklar.’ Sene 94, sene 2016.
“Böyle bir şey gördünüz mü? Yaşandı mı? Ama hep tezgah bu. Bunlar avara kasnak gibi dönüp durdular. Esasen normal şartlarda iktidarı elinde bulunduranlar, mevcudu muhafaza etmeye çalışır. Bizde çok uzun süredir işler tersine dönmüş durumdadır.
“İktidarda olanlar reform için mücadele ederken, muhalefetten bir kısmı statükoya gardiyanlık yapıyor. Hadi bu tavrı bir kenara bıraktım. Çünkü demokrasiyle yönetildiğine göre bu hesaplaşmanın yeri neresidir? Sandıktır.
“Hayat tarzı” tartışması, laiklik
“Peki terör örgütlerinin ülkeyi köken ve meşrep farkı üzerinden ayrıştırma çabalarına destek verme neyin nesidir? Kalleş bir terör eylemi üzerinden, hayat tarzı tartışması açmak, terör örgütünün sağlayamadığı başarıyı kendi ellerinizle ona sunmak demektir ya.
“Bu ülkede yaşayan, gözünü gerçeklere kapatmayan insaf ve vicdan sahibi herkes, kimsenin hayat tarzıyla ilgili bir sorun olmadığını çok iyi bilir.
“Eğer bu konuda ileri gidecek olursanız, bu konuda en rahatsız olan biziz. Benim yavrularım, bu ülkede başları örtülü olduğu için üniversite okuyamadılar. Ama hamd olsun, şimdi artık kızlarımız rahatlıkla özgür şekilde gidebilir hale geldiler.
“Cumhurbaşkanı sıfatıyla, 79 milyon vatandaşımın her birinin temsilcisi olduğumu aklımdan çıkarmadım, çıkarmayacağım. Başbakanlığım, belediye başkanlığım sırasında aynı anlayıştaydım. Acaba garip gurebanın fakir fukaranın sessiz yığınların sesi olabilir miyim, hep bunun gayreti içerisinde oldum.
“Siyasi farklılıklar başka bir şeydir, seçim dönemindeki yaşananlar farklı şeylerdir. İcra makamına oturduğunuzda, bunların hepsi geride kalır.
“Milletimiz bizim neyi yapacağımızı, neyi yapmayacağımızı 40 yıllık siyasi hayatımız boyunca tartmış ve hükmünü vermiştir.
“Eğer bu kadar zamandır, demokrasiyle laiklikle hayat biçimleriyle sorunumuz olmamışsa bundan sonra niye olsun? Eski cumhurbaşkanları gibi sırtında yumurta küfesi taşımayan birisi de değilim.
“Hep onunla yürüdüm ki bir tane yumurtayı kırmayayım, çok dikkat ettim. Attığım her adımın, söylediğim her sözün hesabını kamuoyuna vermek mecburiyetindeyim.
Ekonomi, döviz kuru
“Türkiye'nin maruz kaldığı saldırıların bir de ekonomik boyutu olduğunu artık herkes görüyor, biliyor. Elinde silahı, bombası olan teröristle elinde doları, avrosu, faizi olan terörist arasında amaç bakımından hiçbir fark yoktur.
“Amaç, Türkiye'ye diz çöktürmek, Türkiye'yi teslim almak, Türkiye'yi hedeflerinden uzaklaştırmaktır. Bunun için döviz kurunu bir silah gibi kullanıyorlar.
“Elbette bizim de bir takım sıkıntılarımız vardır. Ama bunların hiçbiri ülkemizde döviz kurunun bugünkü seviyesine gelmesinin açıklaması değildir.
“Silahlı ve bombalı terör eylemleriyle, ekonomik araçları senkronize şekilde kullananlar, aslında kendi varlıklarının üzerine bina ettikleri zemini tahrip ediyorlar. Çünkü diğer ülkelere şu gerçeğin farkında, bugün Türkiye’ye yapılan yarın kendilerine de yapılabilir.
“Döviz üzerinden spekülasyonların derinliğinin olmadığı, kağıt üzerinde işlemlerle kurların yükseltildiğini ortadadır. Milletimiz döviz almak yerine satarak, 15 Temmuz sonrası başlatılan ilk dalgayı bertaraf etmişti. Bunun devamını ben milletimden rica ediyorum.
“Merkez Bankamız ve tüm bankalarımız da bu oyunu bozmaya yönelik pozisyon almalıdır. Eğer bu sebepten dolayı bir fedakarlık yapılacaksa işte bu günler tam zamanıdır.
“İş dünyamıza yaptığım çağrıyı tekrarlamak istiyorum. Gün yatırım yapma, üretim yapma, istihdamı artırma, duran çarkları çalıştırma, çalışanları hızlandırma günüdür. Eğer bugün bu riski almazsanız yarın riske atacak hiçbir şeyiniz kalmayabilir.”
“Onun için milli seferberlik dedim. Şehitlerimize gazilerimize bize bu toprakları vatan yapmak için fedakârlığı göze alan tüm ecdadımıza bunu borçluyuz. Çocuklarımıza torunlarımıza da bunu borçluyuz.”
Bozdağ dekontu vermedi
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan’ın malvarlığı, 12. Cumhurbaşkanı Seçim sonuçlarına ilişkin YSK kararında yayınlanmıştı. Buna göre, Erdoğan’ın Ağustos 2014’te bir bankada 200 bin ABD doları bulunuyordu.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 6 Aralık 2016’da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dolar hesabını bozdurduğunu belirterek elindeki dekontu Meclis kürsüsünden gösterdi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise Bozdağ’ın gösterdiği dekontun bir kopyasını istedi ve ne zaman bu işlemin gerçekleştiğini sordu. Bozdağ, Özel’e dekontu vermedi. (AS)