Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara, Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ödül töreninde yaptığı konuşmada el Bab’da devam eden Fırat Kalkanı harekatıyla ilgili de konuştu.
Erdoğan bugün “El Bab operasyonumuzda ne NATO'nun ne de bölgede güç bulunduran güya müttefik ülkelerin en küçük bir desteğini görmüyoruz” dedi.
ABD IŞİD ve el Bab iddialarına ne yanıt verdi?
TIKLAYIN - ABD DIŞİŞLERİ, ERDOĞAN’IN İDDİALARINI “GÜLÜNÇ” DİYE TANIMLADI
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ABD’nin öncülüğündeki İslam Devleti’ne (IŞİD) karşı koalisyonun “IŞİD’e destek verdiği” iddiasına ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Mark Toner dünkü basın toplantısında “Doğrusunu söylemek gerekirse bu gülünç, nereden çıktı bilmiyorum” yanıtını vermişti.
Toner’in ardından ABD'nin Ankara Büyükelçiliği de konuyla ilgili şu yazılı açıklamayı yaptı:
“ABD hükümeti DAEŞ'i [IŞİD] desteklememektedir. ABD hükümeti geçmişte DAEŞ'i yaratmamıştır veya desteklememiştir. ABD yönetimi YPG veya PKK'ya silah ya da patlayıcı sağlamadı. Türkiye ile çalışmalarımız El Bab çevresinde DAEŞ'le mücadele eden Suriye muhalefeti ve Türk güçlerini en iyi nasıl destekleyebileceğimize ilişkin görüşmeleri de içermektedir.”
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da bugünkü açıklamasında, “Bugüne kadar ABD, YPG'ye [Halk Savunma Güçleri] silah vermiştir. Nokta” dedi.
Suriye'de 39 asker hayatını kaybetti
TIKLAYIN - SURİYE’DE TÜRKİYE ASKERLERİNİN YAŞADIĞI SORUNLAR VE İDDİALAR
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) 24 Ağustos 2016'da başlattığı Fırat Kalkanı adlı harekatta toplam 39 asker hayatını kaybetti.
TIKLAYIN - EL BAB NEREDE, NEDEN ÖNEMLİ?
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, gazetecilerin, “IŞİD'in iki Türkiye askerini yaktığını iddia ettiği videoyla” ilgili soruyu, “Bu video görüntüleriyle ilgili henüz teyit edilmiş bir bilgi yoktur, olsa kamuoyu ile paylaşırız” diye yanıtladı. Ardından bir açıklama ise yapılmadı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Binali Yıldırım’ın cevaplaması istemiyle bugün verdiği önergesinde, IŞİD militanları tarafından yakılarak öldürüldüğü iddia edilen Türkiye askerlerini sordu.
Erdoğan: Beyefendiler rahatsız oluyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan, el Bab’daki operasyonla ilgili, bugün şunları söyledi:
“Türkiye olarak uzun süredir Batılı ülkelere, ‘terör örgütleri arasında ayrım yapmamaları, bu konuda ilkeli tutarlı davranmaları’ çağrısında bulunuyoruz.
“Buna karşılık Amerika başta olmak üzere kimi ülkeler kendilerince çeşitli bahaneler ileri sürüp harf oyunlarıyla göz boyayarak bölgemizde masumları katleden örgütlere aleni destek verme yoluna gidiyor. Bunları da dile getirdiğimiz zaman beyefendiler rahatsız oluyor.
“Medya aracılığı ile söylemeyin, diyorlar. Bunu nerde konuşacağız? İkili görüşmelerde de söylüyoruz.
“Türkiye, Suriye kaynaklı tehditleri sınırları boyunca yaşarken hatta sınırlarımızın içine bombalar yağarken, NATO adeta olayın tamamen dışında tutuldu.
“Bugün de El Bab operasyonumuzda ne NATO'nun ne de bölgede güç bulunduran güya müttefik ülkelerin en küçük bir desteğini görmüyoruz. Sözüm ona DEAŞ'a [IŞİD] karşı mücadele için kurulan koalisyon bugün DEAŞ'a en büyük zayiatı verdiren, örgütün belini kıran el Bab harekatına hiçbir katkı sunmuyor.
“DEAŞ'a karşı en büyük mücadeleyi veren biziz”
“Üstelik, yalan üstüne yalan. Ne diyorlar? ‘Türkiye DEAŞ'a destek veriyor.’ El insaf. DEAŞ'a karşı en büyük mücadeleyi veren biziz.
“Bu noktada zayiatı veren biziz ve başından itibaren Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) verdiği çok ciddi zayiat var. Bu Özgür Suriye Ordusu'nu bizim içimizde bile bazı mahfiller terör örgütü olarak ilan ediyor.
“Özgür Suriye Ordusu terör örgütü falan değil, hatta Amerika'nın başında ‘Birlikte kuralım’ dediği bir örgüttür. Ilımlı muhaliflerden oluşan direniş hareketidir.
“Biz şimdi onlarla beraber hareket ediyoruz, onlara gerekli desteği veriyoruz. Niye? Kendi topraklarında onları yalnız bırakmamak için. Terör örgütleriyle ilgili bu çifte standarda NATO içinden de itirazlar yükseldiğini görüyoruz.
“Sizler terör örgütlerine kalkar bu bölgede her türlü silah yardımını yaparsanız, ondan sonra bunu bir kılıfa koyarak 'Hayır biz silah göndermiyoruz, mühimmat gönderiyoruz' derseniz, kusura bakmayın biz bunu yutmayız.
“Bunu yutmamız mümkün değil”
“Biz NATO'da sizinle beraberiz, NATO'da sizlerle beraber olduğumuz halde siz bu destekleri bize değil, bölücü terör örgütlerine veriyorsunuz. Yoksa NATO'daki ortağınız sizin bu bölücü terör örgütleri midir?
“Nasıl oluyor da siz, bu bölücü terör örgütleri olarak kabul ettiğiniz bu örgütlere bu tür destekleri veriyorsunuz? Bunu bizim kabul etmemiz mümkün değil. Bunu yutmamız mümkün değil.
“Eğer biz NATO ittifakı içinde berabersek, eğer biz stratejik, model ortaksak, o zaman siz bizim yanımızda yer alacaksınız. Bölücü terör örgütünün yanında yer almayacaksınız.
“Terör örgütleri eninde sonunda, mutlaka kendilerini besleyen ülkelere de saldıracaklardır. Nitekim bunun emareleri zaman zaman ortaya çıkıyor. Yılanla yatağa giren, ısırılıp zehirlenmeyi göze almalıdır. Terör örgütleriyle iş tutanlar da kana ve gözyaşına boğulmaya hazır olmalıdır.
“Türkiye'de patlayan bombaları film sahnesi gibi seyredip, bunların müsebbibi olan örgütlere kol kanat germeyi sürdürenleri, yarın aynı akıbetin beklediğini anlamak için müneccim olmaya gerek yok.” (AS)