Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Verildi
"2016 Yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri", sahiplerini buldu.
Beştepe Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen törende, ödül alan isimler ile programa katılamayanlar adına ödül alanlar birer konuşma yaptı.
Edebiyat Alanında Mustafa Kutlu, Sosyal Bilimler Alanında Prof. Dr. Kemal Haşim Karpat, Müzik Alanında Prof. Dr. Erol Parlak, Sinema Alanında Şener Şen, Geleneksel Sanatlar Alanında Feridun Özgören ve Vefa Ödülü'ne ise Ordinaryüs Prof. Dr. Süheyl Ünver'in layık görüldü
Şener Şen: Doğru hikayelerin sevgiyi hakim kılacağını inanıyorum
Şener Şen yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“İyiyi, doğruyu ve güzeli arayan toplumların her zaman barış içerisinde yaşayacağına inandım. Aynı şekilde, doğru hikayelerin de toplumda çatışma yerine sevgi ve saygıyı hakim kılacağını inanıyorum. 75 yaşında hala bu inanış doğrultusunda yürüyorum. Bu inanç beni ayakta tutuyor. Bu ödülü toplumsal barışımıza bir katkısı olması umuduyla kabul ediyorum”.
TIKLAYIN - ŞENER ŞEN: ÖDÜLÜ TOPLUMSAL BARIŞIMIZA KATKISI OLMASI UMUDUYLA KABUL EDİYORUM
Kutlu: Cumhurbaşkanım İslam aleminin parlayan yıldızıdır
Edebiyat alanında ödül alan ve rahatsızlığı nedeniyle törene katılamayan yazar Mustafa Kutlu’nun oğlu Murat Kutlu, babasının yazdığı mektubu okudu.
Mektubunda Mustafa Kutlu, şu sözlere yer verdi:
“Bu ödülü Sayın Cumhurbaşkanımızdan almak benim için bir onurdur. Çünkü o, milletin bağrından çıkmış bir kahramandır, o mazlumların umududur, o İslam aleminin parlayan yıldızıdır. Cumhurbaşkanımızın lütfen kıymetini bilelim. Bu ödülü vatan uğruna şehit düşen asker ve polislerimizin aziz ruhlarına ithaf ediyorum”.
Kırımlı: Karpat bilim dünyasında bir çığır açtı
"Sosyal Bilimler" alanında ödüle layık görülen ve rahatsızlığı dolayısıyla programa katılamayan Kemal Haşim Karpat adına, öğrencilerinden Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kırımlı bir konuşma yaptı. Karpat’ın bilim dünyasında bir çığır açtığını dile getiren Kırımlı, Karpat'ın çalışma başlattığı konuların, "sahasında ilk" olduğunu ifade etti. Karpat’ın tarihi yazmanın yanı sıra tarihi yaşadığına ve yapılmasına katkı sunduğunu belirten Kırımlı, Karpat'a sağlık, mutluluk ve uzun ömürler diledi.
Parlak: Dünyanın Anadolu müziğinden öğreneceği çok şey var
"Müzik" alanında ödüle layık görülen Prof. Dr. Erol Parlak ise ödülü başta Neşet Ertaş olmak üzere ozanlar, aşıklar, mahalli sanatçılar, İstanbul Teknik Üniversitesi, öğretmenleri, sanat emekçileri, anne ve babası ile ailesi adına aldığını kaydetti.
Parlak, “Ülkemizin dünyanın hiçbir yerine özenmeye, öykünmeye hele taklit gibi bir acze düşmeye asla ihtiyacı yoktur. Aksine tüm dünyanın Anadolu müzik medeniyetinden öğreneceği çok şey vardır. Tek yapılması gereken üstüne örtülen bu ölü toprağını atıp, kendi olmak, kendi gerçeğine ulaşma yolunda öz benliğiyle değerlerine sıkı sıkıya tutunarak, kendi manevi evreniyle bütünleşmesi ve kültür sanatı ehil ellerde çağın normlarına göre işleyerek sunmasıdır”.
Güner: Ünver, 'Kaşıkçı Elması' gibi nadidedir
“Vefa” ödülüne layık görülen merhum Süheyl Ünver'in ailesi adına konuşmayı Ünver'e ilişkin eserler kaleme alan Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar yaptı. Ünver'in, “Kaşıkçı Elması” gibi nadide olduğuna işaret eden Sayar, onun bir model olarak ortaya çıktığını dile getirdi.
Erdoğan: Sanatta kopya çektik, taklit ettik
Tören Erdoğan da bir konuşma yaptı ve Cumhuriyet kurulduktan sonra sanat alanında konusunda yanlış bir stratejinin tercih edildiğini öne sürdü.
Erdoğan’ın tartışma çıkaracak söyleri şöyle:
"İletişim imkanlarının böylesine geliştiği ve yaygınlaştığı bir dönemde elbette kendimizi bir cam fanusun içine hapsedemeyiz, tarihin bir noktasında dondurup bırakamayız. Karşılıklı etkileşim mutlaka olacaktır ama biz bu etkileşimi tek taraflı yaptık. Diğer alanlarla birlikte kültür sanatta da sadece, üzülerek söylüyorum, kopya çektik, taklit ettik, üstelik onları da kötü bir şekilde yaptık. Kendimize ait olanları geliştirmek ve biraz önce ifade ettiğim etkileşimi sağlamak şöyle dursun mevcuda dahi sahip çıkamadık. Bu sürecin sonunda ise ne özü ne şekli itibarıyla dünyaya söyleyecek sözü olmayan bir ülke ve toplum haline dönüşme tehlikesiyle karşı karşıya kaldık." (HK)
* Fotoğraf: Kayhan Özer - Ankara / AA