Haberin Kürtçesi için tıklayın
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı'nın gözaltına alınmasıyla ilgili olarak, seçilmiş başkanların gözaltına alınmasının demokraside kabul edilemeyeceğini, gözaltına alınma biçimlerinin de hukuka aykırı olduğunu söyledi.
CHP Diyarbakır İl Başkanlığı’nda konuşan Tanrıkulu, Kışanak ve Anlı'nın uzun yıllardır demokratik siyasetin içerisinde şiddete başvurmadan ve şiddetin karşısında duran, demokratik siyasetin içinde yer olduklarını ifade etti ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Demokratik zeminde çözmek istemiyorlar”
"Gültan Kışanak milletvekilliği yaptı, Fırat Anlı uzun yıllar Diyarbakır'da avukatlık yapan, demokratik siyasetin içerisinde yer alan ve kendi deyimiyle kendileriyle ilişki kurulabilecek, müzakere yapılabilecek son kuşağın temsilcileri.
“Fakat öyle anlaşılıyor ki, hükümet Türkiye'nin Kürt meselesini demokratik zeminde siyaset yapanlarla, demokratik siyaseti esas alarak çözmek istemiyor.
“2009’da da yaşamıştık”
“En son 2009 Nisan ayında da benzer operasyonlarla Belediye meclis üyeleri, demokratik alanda siyaset yapan siyasetçiler gözaltına alınmışlardı.
“2009'da bu gözaltına alınış biçimlerinin yanlış olduğunu ve bedelinin Türkiye bakımından ağır olacağını ifade etmiştik.
“Nitekim gözaltına alınış biçimleri, ellerine vurulan kelepçe, bu toplumun vicdanını derinden yaralamıştı.
“Ancak, bu hükümet, AKP ve İçişleri Bakanı, bu göz altılardan haberleri olmadığını, gözaltına alınış biçimlerinin yanlışlığını, kendilerinden kaynaklanmadığını ifade etmişti ve eleştirmişlerdi.
“Yine ‘kandırıldık’ mı diyecekler?”
“Şimdi Fethullah Gülen'in yaptığı bir darbe girişimi var. O darbe girişimi boşa çıkarıldı. Bunlar ortalıkta yok fakat daha ağır bir uygulama Diyarbakır'da ve bölgede söz konusu.
“Yarın, öbür gün, hükümet bunlar için ne diyecek? Yine 'Kandırıldık' mı diyecekler? Yine 'Yanıldık' mı diyecekler?
“AKP-Gülen bağını ortaya koyanlara gözaltı mesajı”
“Gültan Kışanak darbe komisyonuna yaptığı açıklamalardan sonra darbe komisyonu çalışmalarına sekte vurmuştur.
“Bundan sonra davet edeceğimiz şahsiyetlerin, siyasetçilerin konuşmalarına da engel getirmiş olabilecektir.
“Çünkü, her konuşanın, her hükümeti eleştirenlerin hükümet FETÖ ilişkisini koyanın gözaltına alınabilme potansiyelini ortaya koymuştur. Böyle bir siyasi hatayla da karşı karşıyayız.
“Aynı suda iki kez yıkanılmaz ama…”
“Aynı suda iki kere yıkanılmaz ama Türkiye Kürt meselesinde aynı suda belki on kere yıkanmış.
“Aynı operasyonlar 93-94'te olmuştur milletvekillerine karşı. O operasyonların Kürtlerin hafızasında ve Türkiye'nin hafızasında derin izler bıraktığı travmayı biliyoruz.
“Suç işlemiş, işlememiş; ayrı mesele”
“Şimdi bir kentin 400 bin oyunu almış Belediye başkanları gözaltında.
“Suç işler işlemez ayrı mesel ama neticede davet edersiniz, gözaltında niye alırsınız? Kaçmış mı, delileri mi karartmış, böyle bir iddia yok.
“Adeta yani bir güç gösterisi, bir haddini bildirme operasyonu gibi görünüyor. Umarım daha genişlemez.
“Hafızada bıraktığı izler önemli”
“İnsanlar sokağa çıkmadı deniliyor. İşte 'gördünüz mü arkalarında kimse yok' deniliyor. Bu sokağa çıktı, çıkmadı meselesi değil arkadaşlar, bunun toplumumuzda hafızamızda bıraktığı izler önemlidir.
“Yani Belediye önünde yüz binler olmayabilir ama ben biliyorum ki yüz binlerce insanın hafızasında, yüreğinde bu gözaltı işlemi sadece Diyarbakır'da değil, bütün Türkiye'de ve nerdeyse Kürtlerin yaşadığı bütün coğrafyada bütün dünyada derin izler bırakmıştır.
“Mesele sadece Diyarbakır’ın meselesi değil”
“Diyarbakır'daki başkanlar gözaltına alınıyor, iki saat sonra AB açıklama yapıyor, Beyaz Saray, Londra açıklama yapıyor.
“Yani bu belediye sadece Diyarbakır’la ilgili bir mesele değil. Bunun nereye evrilebileceği ile ilgili kaygılar var ama Ankara'nın kaygısı yok maalesef.
“Çapsız, bu meselenin derinliğini bilmeyen tamamen hamaset üzerine kurulu siyaset yapanlar Türkiye'yi başka yola doğru götürüyorlar. 'Bu milliyetçilik üzerinden, bu haddini bildirme operasyonları üzerinden başkanlığa giden yolu belki açarız' diyorlar.” (EKN)