Haberin Kürtçesi için tıklayın
İstanbul Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği bileşenlerinin Bakırköy Meydanı’nda düzenledikleri mitingde, barış talebi dile getirildi.
Meydanda toplanan binler Kürt sorununun demokratik ve barışçı çözümü, savaş, baskı ve şiddet politikalarına son verilmesi ve Suriye’ye müdahaleden vazgeçilmesi çağrıları yapılarak barış talebini yapılan konuşmalarda ve dövizlere yazdıkları sloganlarla dile getirdi.
10 Ekim saldırısı unutulmadı
"Faşizme darbelere ve savaşa karşı demokrasi ve barış istiyoruz" şiarıyla düzenlenen mitingde sık sık "Yaşasın halkların kardeşliği", "Savaşa hayır, barış hemen şimdi", "Emperyalizm yenilecek, direnen halklar kazanacak" sloganları atılırken, "Barış hemen şimdi", "İşkence insanlık suçudur", "Eşit yurttaşlık istiyoruz", "Kadın cinayetlerine hayır", "Anadilde eğitim istiyoruz" dövizleri ile Kürtçe ve Türkçe "Barış" yazılı flamalar taşındı. Sahnenin önüne ise 10 Ekim Barış Mitingi'nde hayatını kaybedenlerin fotoğraflarının olduğu pankart asıldı.
Binlerin katıldığı miting 10 Ekim Ankara Katliamı'nda ve savaşta hayatını kaybedenler için yapılan saygı duruşuyla başladı.
Akademisyenler adına Koçak: Barış sözünden dönmeyeceğiz
İlk konuşmayı Barış İçin Akademisyenler adına 672 sayılı kararname ile görevinden ihraç edilen Doç. Dr Hakan Koçak yaptı. İhraç edilen akademisyenler adına konuşmasını yapan Koçak kamu görevinden ihraç edilmesine ilişkin, "Biz kamu için mücadele eden bilim insanlarıyız. Biz o kararnameye o çuvala sığmayız. Bizi o çuvala sokmaya çalışanlar yıllardır o çuvalın içinde debeleniyor. Amaç barış sözünden geri döndürmekse barış sözünden asla geri dönmeyeceğiz. Tek pişmanlığımız ölenler için daha fazla bir şey yapamamış olmak. 672 sayılı kararname korkunç bir kararname. Muhalif olan herkesi kararnamede ifade edilenlerle ihraç edilebilirler. Burada bir direnç koymak demokrasi için önemlidir" diye konuştu.
10 Ekim Dayanışma Derneği adına konuşan Meryem Ana'nın oğlu ise öldürülen herkes için ve 101 gün önce devlet güçleri tarafından kaybedilen Hurşit Külter'in annesi için "Barış çığlıklarını haykırmaya devam edeceğiz" dedi.
KESK: İktidarını savaşa bağlayan AKP’dir
Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği'nin ortak metninin Kürtçe ve Türkçe okunmasıyla devam eden mitingde, KESK İstanbul Dönem Sözcüsü Fadime Kavak Türkçe, Feremez Erkan Kürtçe metni okudu.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra AKP'nin izlediği politikaları eleştiren Kavak, "AKP, darbe girişiminin oluşturduğu atmosferi faşizan, sömürücü ve savaş yanlısı dikta rejimini derinleştirmek için fırsata dönüştürdü. İktidar, antidemokratik OHAL uygulamalarını 'milli mutabakat' ile maskelemeye çalıştı. Askeri darbe girişiminde ölen yüzlerce insanımız, demokrasiyi askıya alan sivil darbeler, OHAL ilanı, kitlesel gözaltılar ve tutuklamalar, işten çıkarmalar, iş güvencesinin ortadan kaldırılması, kadına yönelik ayrımcı politikalar ve şiddet, homofobiden beslenen şiddet ve cinayetler, Alevilere yönelik mezhepçi dayatmalar, laiklik karşıtı gerici politikalarda kaygı verici artış, Saray'da düzenlenen zikir törenleri, çocuk istismarı, doğamızın talan edilmesi, iş cinayetleri ve daha nice insanlık onuruyla bağdaşmayan politika ve uygulamalar" dedi.
7 Haziran seçimlerinden önce AKP hükümeti kanadından "Ya biz ya kaos” denildiğini hatırlatan Kavak, "Haziran 2015'ten beri ülkemizin içine sokulduğu bu tabloda, bitmek bilmeyen çatışmalar, ölümler, bombalı katliamlar, sivillerin yakıldığı bodrumlar, Sur ve Cizre başta olmak üzere yakılan, yıkılan, yok edilen kentler, ilçeler, kasabalar eksik olmuyor. Hemen her gün ülkenin dört bir yanında patlayan bombalarla onlarca insanımız hayatını kaybediyor, yüzlerce insanımız yaralanıyor. Bu savaş bizim savaşımız değil! Savaşa mecbur olan halklarımız ve emekçiler değildir. Savaşa mecbur olan iktidarını savaşa, gerilime ve kaosa bağlayan AKP'dir. Savaşa mecbur olan, emek düşmanı, doğa düşmanı, sermaye yanlısı politikalara karşı tepkileri savaş ortamında bastırmak isteyen güçlerdir. AKP hükümetinin hem içerde hem dışarıda emekçileri ve halkları kutuplaştırmak üzerine kurulu bir siyaset izlemesi savaş ve şiddet ortamını sürekli canlı tutmaktadır" diye konuştu.
Kavak, Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği olarak, Kürt sorununda; ölüm, kan ve gözyaşı dışında bir sonuç üretmeyen savaş, şiddet odaklı politikaların derhal terk edilmesini, barışçıl ve demokratik yollarla çözüm için gerekli adımların acilen atılmasını, çatışmanın bitmesini diyalogun başlamasını istediklerini de aktardı.
Miting Bajar konseriyle sona erdi.
Emek ve Demokrasi Güç Birliği çağrıcıları
Sosyalist Emekçiler Partisi Girişimi'nden Engin Kara, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Başkanı Ahmet Kaya, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Sözcüleri Eylem Tuncaeli ve Naci Sönmez, 78'liler Derneği adına Celalettin Can, Nor Zartong Temsilcisi Murad Mıhcı, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanları Lami Özgen ve Şaziye Köse, Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Kani Beko, TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Naci Düzgün, Devrimci Parti Genel Başkanı Ufuk Göllü, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) MYK Üyesi Suat Kılıç, Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı Sibel Uzun, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Halkın Nabzı Genel Yayın Yönetmeni Nihat Karakaş, Halk Evleri Genel Başkan Yardımcısı Nuri Güney, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Gülsüm Kav, Kaldıraç dergisi Cemre Can, Pir Sultan Abdal Derneği Kültür Merkezi Genel Başkanı Gani Kaplan, Sosyalist Dayanışma Platformu Eş Sözcüsü Kezban Konukçu. (HK)