“Üç ayda 400 kardeşi ve bununla beraber askeri malzemenin buraya yığılması Allah’ın kolaylaştırması müstesna zor şeyhim. Buraya önce işi olan çalışacak olan kardeşlerin gönderilmesi amel (canlı bomba eylemi) gününe kadar evinde oturacak olan Türklerin gönderilmemesi, evler açarak kardeşleri buralarda barındırmamız, ya da ailelerin amele (eylem) yakın zamanda getirtilmesi.
Gelen ailelerin burada ailesiyle görüşmemesi ve telefon kullanmaması, gelecek olan kardeşlere ‘halkın içinde nasıl kamufle olunur’ öğretilmesi, en önemlisi askeri malzeme temini edenlerin dikkatli olması ve sayılarının çoğaltılması, birine bir şey olduğunda diğerinin devam edeceği şekilde yapılandırılması, 5 yıl içinde Türkiye’de askerlik yapmış kardeşlerden askerlik bölgesi hakkında bilgi alınması, ardından Antep’e amel yapılması. TC’nin halkı dünyaya ve hevasına düşkün hale geldi. Bunları en sert şekilde vurup sindirmesek halktan gelecek şerri def etmek zor olabilir. Bu yüzden kolluk kuvvetlerini vurup halkı sindirmek gerekir. Allah’a yemin olsun bu kavmin tağutları(*) ellerimizle helak olacak.” (1)
Bu satırlar, 20 Mayıs 2016 tarihinde düzenlenen operasyonda yakalanacağını anladığında üzerindeki bombayı patlatarak ölen, IŞİD’in Gaziantep emiri olarak bilinen Yunus Durmaz’ın, Gaziantep’i işgal etmeyi planlayan IŞİD’in Suriye emirine cevaben yazdığı mektuptan alınmış.
“Sarı Yunus” olarak tanınan ve Abdullatif Efe kod ismini kullanan Yunus Durmaz, Ankara ve Suruç bombalı eylemlerinin planlayıcısı ve yöneticisi olarak biliniyor. (2)
10 Ekim Ankara garı katliamıyla ilgili düzenlenen iddianamede bu bilgilerin tamamı bulunuyor. Bilgilerin çoğu Yunus Durmaz’ın bilgisayarından alınmış. İddianamede İlhami Balı’nın da IŞİD’in Türkiye emiri olduğu yazılı.
Aynı iddianamede, “Gaziantep’te suikast ve mıknatıslı bomba ameli yapmak için izin istiyoruz bunun artısını eksisini düşündük aralıklı ve kuvvetli vurulmazsa polis üstünü çabuk kapatır” ve “PKK'liler düğün yapıyorlar. Bu düğüne sadece akraba olduğu için gelenlerde var ama geneli PKK'li ve düğünlerde PKK bayrağı açılıyor, PKK şarkıları söyleniyor böyle bir yere amel yapalım mı diye soruyorum. Bugünlerde düğün var. Tamam derseniz amel yapacağız inşallah” ifadeleri de yer alıyor. (3)
Emniyet Genel Müdürlüğü, 21 Mayıs 2016 tarihinde iki il valiliğine gönderdiği “gizli” ibareli yazıda, “IŞİD'in Kilis ve Gaziantep'i fethederek İslam Devleti topraklarına katılması için eylemlerini arttıracağı uyarısında bulunmuştu.
Bu uyarı yazısına istinaden Kilis Vali Yardımcısı Mustafa Ünver Böke de bu uyarı kapsamında Öncüpınar Sınır Mülki İdare Amirliği'ne 21 Mayıs 2016 tarihli “güvenlik önlemi” konulu bir yazı gönderdi.
Yazıda;
IŞİD'in Kilis/Öncüpınar kara hudut kapısına yönelik bomba yüklü araçla hazırlık aşamasında olduğu,
Örgütün Kilis ve Gaziantep illerini sözde fethederek İslam Devleti topraklarına katılması için bu illerde eylemlerini artıracağı,
Bölgede yaşayan halkın yerleşim yerlerini boşaltması için Suriye'den füze/ roket atış eylemlerine devam edeceği, halkın yerleşim yerlerini boşaltması halinde sınır hattında hazır bekleyen örgüt mensuplarının bu yerlere sızacağı,
Suriye/Cerablus'ta inşa edilen tünelden IŞİD unsurlarının Kilis'e giriş sağladığı, giriş yapan unsurların hiçbir eylemsel aktiviteye katılmadıkları ve burada uyuyan hücreler olarak görevlendirildikleri,
Türk yetkililerin/askerlerinin görüldükleri yerde vurulması gerektiği yönünde hutbe verildiği belirtiliyor, bu nedenlerle Öncüpınar Sınır Kapısı'ndaki güvenlik önlemlerinin gözden geçirilerek arttırılması isteniyordu. (4)
27 Aralık’ta da gazeteci Naci El Jerf, Antep’te sokak ortasında kimliği belirsiz kişilerce tabancayla başından vurularak öldürülmüştü. Jerf IŞİD ile ilgili yaptığı belgeselle tanınıyordu.
13 Nisan’da da Halep Today’ın muhabiri Muhammed Zahir el Şerkat Antep’te sokakta yürürken kimliği belirsiz kişilerin silahlı saldırısına uğramıştı. Başından ve elinden yaralanan gazeteci tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmişti.
Antep’te yaşanan ve bilinen bunca olay karşılığında yetkililerin yaptığı “basın çalışanlarına IŞİD haberleri yapmamalarını ve haberlerde de Antep ismini kullanmamalarını söylemek” olmuştu. (5)
Emniyet ve istihbarat her türlü bilgiye sahip olmasına rağmen eylem yapılmadan IŞİD’lileri yakalayamıyor. Belki de eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun söylediği üzere; “Biliyorsunuz bu, bir eylem hazırlığı içinde ama bunu gerçek bir eyleme dönüştürmedikçe veya elinizde o eylemin olabileceğine dair bir veri olmadıkça tutuklayamazsınız. Türkiye, demokratik bir hukuk devleti.” Sözleri nedeniyle yakalanmıyordur! (6)
70 ilde hücre evi olduğunu (7) bilen Emniyet ve istihbaratın bir türlü yakalayamadığı IŞİD üyeleri, dün akşam saatlerinde Gaziantep’te bir düğüne düzenlediği canlı bomba saldırısıyla 50 civarında insanın yaşamını yitirmesine neden oldu.
Bu olay haberleştirilirken bombalanan yerin, yoğun olarak Kürtlerin yaşadığı mahalle olarak tanıtılması ve ölenlerin Kürt olması sebebiyle sevinenlerin varlığı, yapılan katliamın kendisi kadar acıtıcıydı. (NT/HK)
(*) Tağut; Allah’a karşı isyan etmekle beraber onun kullarını kendisine kul edinmek gayretinde olandır. Bu ise şeytan, dinî veya siyasî lider veyahut da kral olabilir.