CHP’nin çağrısıyla Taksim'de gerçekleşen mitingte İstanbul Emek ve Demokrasi Koordinasyonu’nun açıklamasını İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Samet Mengüç okudu.
Açıklama şöyle...
"Darbe bir insanlık suçudur, lanetliyoruz,
"Ne askeri, ne de sivil darbeleri kabul etmiyoruz.
"Bir darbeler ülkesi olan Türkiye’de, yönetime el koyduğunu ilan eden cuntalar döneminde yaşananlar yurttaşların hala hafızasındadır. 15 Temmuz’da kalkışılan darbe girişimini lanetliyoruz. Bundan sonra da ne askeri, ne de sivil darbelere izin vermemek için karşılarında olduğumuzu ilan ediyoruz.
"OHAL sona erdirilmeli"
"15 Temmuz darbesi bir sürpriz olmamıştır. 14 yıllık iktidarı döneminde toplumu kutuplaştırarak kendi seçmen kitlesi dışında kalanları neredeyse iç düşman ilan eden, Kürt sorununda yeniden şiddet politikalarına dönen, kendisinden olmayanları veya biat etmeyenleri cendereye alarak toplumsal hayatı zindana çeviren AKP Hükümeti bu darbenin ortaya çıkması için gerekli zemini çoktan yaratmıştır.
"Şimdi de, 15 Temmuz darbesi AKP tarafından yıpranmış iktidarın yeni bir beyaz sayfa açmasının imkanı olarak görülüyor. Darbeden hemen sonra başlatılan seferberlik OHAL ilanıyla kalıcılaştırılıyor.
"OHAL kapsamında hak ve özgürlüklerin askıya alınmasına, emekçilere yönelik cadı avının sürdürülmesine son verilmelidir. OHAL ile toplumsal mühendislik çalışması yapılmasının yeni darbelere imkan sağlayacağı unutulmamalıdır.
"Hiçbir dönemde OHAL ve demokrasi yanyana durmamıştır. OHAL’in olduğu yerde, yalnızca antidemokratik uygulamalar hakim olmuştur. Bu ülkede OHAL dönemlerini, Kürt illerinde yaşatılan faili meçhullerden, infaz ve işkencelerden hatırlıyoruz, bütün demokratik kitle örgütlerinin kapatılmasından, tüm hak taleplerinin engellenmesinden hatırlıyoruz.
"Hükümet OHAL ilanıyla, 15 Temmuz darbecileri başarılı olsaydı hangi tabloyla karşılaşacaksak, aynısını halka yaşatmaktadır. OHAL derhal sona erdirilmelidir.
"OHAL'e de tek adam diktatötlüğüne de hayır"
"Tayyip Erdoğan’ın darbe ve OHAL musibetinden başkanlık sistemine geçiş imkanı yaratmaya çalıştığı açıktır. Şimdiye kadar hükümeti hemen hemen Saray’a bağlayarak, torba yasalar ve kanun hükmünde kararnamelerle devletin stratejisini belirleyerek bu konuda yol almıştır ve son olarak kendisini başkomutan da ilan etmiştir.
"Darbeyi de, tek adam diktatörlüğü altında yaşamayı kabul etmiyoruz. Demokrasi istiyoruz; hak ve özgürlüklerimizin elimizden alınmasına, sokakların linçle, faşizmle kaplanması için uğraşanlara izin vermeyeceğiz. Barış ve özgürlüklerin hakim olduğu laik bir ülke için mücadele edeceğiz.
"Biliyoruz ki hiçbir darbe ve diktatörlük sonsuza kadar sürmedi. Halkın kaderi üzerinde oyun oynayanların kaderi yıkılmak oldu. .
"Darbeye de OHAL’e de, tek adam diktatörlüğüne de hayır diyoruz.
"Demokrasi ve adalet için, laiklik ve barış için mücadeleye devam ediyoruz. Herkesi, darbelerin, OHAL’in, tek adam diktatörlüğünün ve antidemokrasinin karşısında, laik ve demokratik bir ülke için, hep birlikte ve omuz omuza, mücadelemizi büyütmeye çağırıyoruz."(YY)