Fotoğraf: Volkan Ağar / bia
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sultangazi ve Bahçelievler örgütlerine dönük polis baskınlarına ilişkin İstanbul İl binasında basın toplantısı düzenledi.
Toplantıya HDP Parti Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ve HDP İstanbul İl Eş Başkanı Cesim Soylu’nun da aralarında olduğu parti yöneticileri katıldı.
Sultangazi ve Bahçelievler ilçe binalarına dün gece polislerin baskın yapmasını keyfi ve hukuka aykırı olarak yorumladılar.
Soylu: Partimizi kriminalize etmeye çalışıyorlar
Cesim Soylu ve Ayhan Bilgen’in anlatımına göre iki ilçe binasına dün gece yapılan polis baskınlarında parti yöneticilerine haber verilmeden çilingirle kapı açılarak içeri girildi.
HDP’li yöneticiler bomba ihbarı olduğuna dönük iddia ile arama kararı çıkarıldığını söyledi. Buna karşın aramalarda partinin yasal evraklarının toplandığını aktardılar.
“Partimizi kamuoyuna karşı kriminal bir durum içindeymiş gibi yansıtmak istiyorlar” diyen Soylu şöyle devam etti:
“AKP hükümeti, devletin tüm kurumlarını bu şekilde kullanarak partimize saldırı politikasını gayri hukuki şekilde devam ettiriyor. Bu yönelimleri kınıyoruz. Esas suçlular partimize bu şekilde girenlerdir, baskına izin veren cumhuriyet savcılarına suç duyurusunda bulunuyoruz.”
Kerestecioğlu: Toplantı ve gösteri anayasal haktır, ortadan kalkmadı
Filiz Kerestecioğlu, toplantı ve gösteri yürüyüşlerine dönük saldırılarla ilgili konuşmasında Cizre’de öldürülen kadınların bedenlerinin teşhir edilmesiyle ilgili kadınların 14 Şubat’ta Kadıköy’de yaptığı örnek verdi.
“Tüm emniyet görevlileri ve mülki amirlerinin tavırlarında fütursuzluk var” diyen Kerestecioğlu, toplantı ve gösteri yürüyüşünün hak olduğunu hatırlattı.
“Bunlar hem anayasal hem de AİHS ve evrensel hukuk kuralları ile teminat altına alınan haklarımız. Bunlar ortadan kalkmadı. Gerekçe olmaksızın müdahale edilerek düşman hukuku uygulanıyor. Bunları kınıyoruz.
Kerestecioğlu, Cizre’de öldürülenlerin aileleri kimlik karşılaştırılması yapılmadan defnedilmeye çalışıldığına da dikkat çekti.
Bilgen: Siyaset yapmayı engellemeye dönük baskı
Bilgen, parti binalarına dönük baskınları siyaset yapmayı engelleyeme dair bir baskı olarak gördüklerini söyledi.
“Arama kararında binalarda ‘büyük bomba olduğu’ iddiası geçiyor. Bombanın büyüğü küçüğü olur mu. Bomba parti binalarını patlatmak için mi bırakılmış, parti binasında mı hazırlanmış buna dair somut bilgi olmadığı ya yazılmış. Bu kadar ciddiyetsiz arama kararı olur mu?”
“Ergenekon, Balyoz, Kozmik oda davası gibi davalarda samimiyseniz, sahte delil üretildiği ve bu mekanlara bırakıldığı iddiasındaysanız, bir parti binasına partiden hiçbir yetkili olmadan güvenlik güçlerinin girmesini nasıl izah edebilirsiniz.
“Türkiye açık şekilde uçuruma sürükleniyor. Başbakan dün Azez civarındaki havalimanının ılımlı muhaliflerin elinde olduğunu, YPG’nin eline geçerse bunun vurmak için gerekçe olacağını ilan edildiğini açıkladı. Bu havalimanı Nusra’nın mı Özgür Suriye Ordusu’nun mu elindeydi? YPG’nin uluslararası güçlerin iddia ettiği gibi Nusra’daysa, Nusra ılımlı mı, Suriye’de masaya çağırılmayan terör örgütlerinden biri mi?
“Türkiye içerde ve dışarıda demokrasi anlayışını, barış yaklaşımını çok net ortaya koymak zorunda. Suriye’de sivilleri hedef alan terör örgütlerini savunan, koruyan bir yaklaşım sergilerken İstanbul’da sivil siyaset yapmak isteyen halkı ve siyasi partimizi tehdit ve düşman kategorisine sokma yaklaşımı kabul edilemez.
“Benzer baskıların yaşanmamasını umut ediyoruz. Ne kadar güçlü biçimde toplumsal muhalefet bu korku ve sindirme politikasına karşı duruşa Türkiye bu badireyi atlatmış olacak.” (BK)