Eski Başbakan Yardımcısı ve AKP kurucularından Hüseyin Çelik'in Hürriyet gazetesinden Ahmet Hakan'a verdiği röportajın ikinci bölümü bugün yayınlandı.
Gülen Cemaati’ne bağlı olmadığını belirten Hüseyin Çelik, Cemaate yönelik sürdürülen operasyonları eleştirdi:
“İnsanlar Gülen Cemaati’yle alakam yok diye gazetelere ilan vermek zorunda bırakılıyor. Yetmiyor, ‘Bizim vakfa yardımda bulun diye baskı yapılıyor.”
TIKLAYIN - HÜSEYİN ÇELİK: AKP’NİN İLK 50 İSMİNİN YÜZDE 98’İ SİLİNDİ
Çelik’in açıklamalarından satırbaşları şöyle:
“Paralelci değilim”
“Ben AK Partiliyim. Paralelci falan değilim. Ben mensubiyetlerimi gözümü kırpmadan söyleyebilen bir adamım, buna herkes şahittir.
“Paralelcilik, bir camianın yargıda, poliste, mülki idarede devletin hiyerarşik yapısı yerine farklı mecralara uymaksa... Bunu yapanlara hukuk içinde kalarak ne ceza verilmesi gerekiyorsa verilmelidir.
“Ben 17-25 Aralık’tan sonra televizyona çıkıp, ‘Her kim ki devletin kendisine verdiği unvanı manivela haline getirerek siyasette taşları yerinden oynatmaya kalkarsa, biz o eli kırarız’ dedim. Bugün de aynı görüşteyim.
“Kim usulsüz dinleme yapmışsa, kim kasetçilik yapmışsa kim kumpas kurmuşsa Allah bin kere belasını versin. Bununla da kalınmasın, yasalar neyi gerektiriyorsa bu yapılsın.
“Öyle insanlar paralel diye yargılanıyor ki…”
“Bugün birine Paralelci demek, külah kapma yarışı haline getirilmiş durumda. Bir yerde iki şef varsa ve biri şube müdürü olacaksa, bunlar birbirlerine paralelci diyorlar.
“İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı yapan Sadık Altınkaynak var mesela. Uzaktan yakından bir ilgisi yok Paralel’le... Adamı ‘Sen Paralelcisin’ diye mahkemelerde süründürüyorlar.
“Öyle mülki idare amirleri terör örgütüne yardım etmekten yargılanıyor ki, duyunca kulağınıza inanamıyorsunuz. Neymiş, onun zamanında bir ilde bir kamu binası bu adamlara ücreti karşılığında tahsis edilmiş.
“Bu idari bir tasarruf değil mi? İdari bir tasarruf, idari bir soruşturmayı gerektirmez mi? Eğer kamuya ait bir şeyin tahsisi suçsa, o zaman kavgalı olmadığımız dönemlerde çeşitli tahsisler yapan Tayyip Bey veya diğer bakanlar ya da bizim yetkili etkili olan bütün arkadaşlarımız da suç işlemiş demektir. Böyle saçmalık olur mu?
“Bize yakın vakfa yardım et baskısı”
“Demokratik erdem, tıpatıp sizin gibi düşünen, sizin gibi inanan insanlar haksızlığa uğradığı zaman onları savunmayı değil, sizin gibi düşünmeyen insanlar haksızlığa uğradığı zaman onları savunmayı gerektirir.
“Bir adam fi tarihinde bir okulun yapılmasına destek vermiş veya Türkçe Olimpiyatları’na sponsor olmuş, hemen ‘Paralelci’ ilan ediliyor.
“Adam vergi rekortmeni oluyor, o adama, ‘Sen belgeni almaya gelme, başka birini gönder’ diyorlar.
“O kadar baskı yapılıyor ki adama, adam gazetelere ilan veriyor, ‘Bizim bunlarla alakamız yoktur’ diye...
“Bu yetmez diyorlar, ‘Sen bize yakın olan şu vakfa, şu derneğe yardım et’ diyorlar.
“Adalete gölge düşüyor”
“Bizim itirazımız, Adalet ve Kalkınma Partisi, adındaki ‘adalet’e gölge düşmesidir.
“Ben geçen hafta Alevi vatandaşlarımızın haklarıyla ilgili bir yazı yazdım. Ben Alevi mi oldum? Varlık Vergisi’ne, 6-7 Eylül rezaletine hep itiraz ve isyan ettik. O zaman gayrimüslim mi olduk?
“İpek ailesi AKP’ye çok destek oldu”
“Ben 30 yıldır İpek ailesini tanıyorum. Ben bu aileyle 17-25 Aralık’tan sonra dost olmuş değildim ki.
“Bu aile, Paralelcilere parasal destek vermiştir deniliyor. Okul yapmıştır. Amenna! Ama ben ne zaman, ‘Melek Abla, şu yere de okul yaptır’ dediysem devlete de bir yığın okul yapıp teslim etmiştir.
“Unutmayalım. İpek ailesi, AK Parti’ye de çok büyük destek verdi. Ramazanlarda giden paketlerde bu ailenin çok büyük parasal katkısı var.
“Bayramlarda, belli günlerde gazetelerine verdiğimiz ilanların bu insanlar parasını almadılar.
“AK Parti’nin bilinen isimlerinden Melek İpek’in oteline gitmemiş veya bir etkinlikte birlikte olmamış çok az insan var.
“Gasp görüntüsü”
“Bir suç delili bulduysanız hukuk çerçevesinde bu insanları yargılayın.
“Kanuna göre kayyum, hissedar yönetici gibi davranamaz. Şu andaki görüntü bir gasp görüntüsüdür.
“Neredeyse tüm şirket yöneticilerinin dahil olduğu 250 kişi işten çıkarılmıştır. Adamların oteline gidip şahsi odalarının kapısını mahkeme kararı olmadan kırıyorlar, gelinin, kızlarının elbiselerine varana kadar her şeyi ortaya dökülüyor.
“Şimdi birisi çıkıp da bana, ‘Kardeşim bu mahkeme kararı’ derse buna gülerim.
“Kendimizi AKP dışında görmeyiz”
“(Bülent Arınç, Abdullah Gül, Suat Kılıç, Sadullah Ergin, Hüseyin Çelik birlikteliği üzerine) Biz AK Partiliyiz. Birilerinin bizi öyle veya böyle görmesi bizim kendimizi AK Parti camiasının dışında görmemiz gibi bir sonuç doğurmaz, doğurmayacak.
“Biz ayrı parti, ayrı grup, ayrı vakıf değiliz. Zaman zaman bir araya gelip görüşüyoruz ama ben şu anda bakan olan arkadaşlarla da yakından görüşüyorum.
“Netice olarak aklın yolu birdir. Bazı memleket meseleleriyle ilgili olarak hepsi AK Partili olan arkadaşlarımızla fikirlerimizin örtüştüğü hususlar varsa bunu organize fitne hareketi diye nitelendirmek akla ziyan bir şeydir.” (EKN)